ABD etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ABD etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Ocak 2014 Pazar

Domino Operasyonuna Revizyon Yapıldı.

Amerikan yönetimi Türkiye ye karşı düzenlediği cemaat  kaynaklı savcılarla bağlantılı operasyona revizyon yaptı. Yeni şekliyle adeta kamikaze yaparcasına "bizde sizdendik bizde suçluyuz dercesine iddialarda bulunan cemaatin sanki Ak parti tarafından senaryo edilmiş bir operasyon düzmecesi ile akılları iyice karıştırma yönünde agır tahrikler içeren domino operasyonu seçime az süre kala kaldığı yerden devam edecek.

Gündeme bomba etkisi yapacak bu revizyonun, son kararının yakında Amerikan yönetimi tarafından nihai karara bağlanarak hayata geçirileceğinde söz konusudur.  Bunun birlikte herkesin rengi açıkça belli olsa da bunu bir tehdit unsuru haline getirilerek Amerikan siyasi hayatında gelecek Başkan için yeni bir dünya düzeni temelleri oluşturulacak.

Soğuk savaşın aktörlerinin değişti günümüzde yeni aktör olarak yeraltında terörist olarak belirlediği İslam dünyasının artık bir devlet olarak Amerikanın karşısına düşman tasviri yapılacağı bununla da yeni stratejiler, senaryolarla dünya gündemini bir müddet daha meşgul edecekler.Amaçları kendi ülkelerindeki mevcut hiyerarşinin ve düzenin sürdürülmesini amaçlayan Amerikan yönetimi bunun  içinde eski yüzyıllarda olduğu gibi klisenin haçlı kuvvetlerini düzenlercesine yeni dünyanın haçlı kuvvetini kurmak. Bununda ilk kurbanı eski hizmetlilerden bir şekilde kurban vermek ve yapılarını değiştirmektir.

Derin Operasyonun Hedefi Yükselmekte Olan Türkiye’yi Teröre Destek Veren Ülke Suçlamasıyla Lahey'de Sanık Sandalyesine Oturtmaktır


Hep diyoruz. Ülkemiz Derin Tuzağın içinde oyuna getiriliyor. Bunun arkasından asıl tehlikenin Domino Operasyonu ile ardışık farklı yönlerden farklı dalgalar oluşturmak. Belediye başkanlarını yeniden seçtirmeden adayları ve mevcutları içeriye tıkmak. Ak Partiyi Adaysız bırakmak. Adayınız hapse girerse sizin adayınız yoktur demektir. Seçimde bitersiniz. Muhteşem plan devam ediyor. Derin Operasyonun Hedefi Yükselmekte Olan Türkiye’yi Teröre Destek Veren Ülke Suçlamasıyla Lahey'de Sanık Sandalyesine Oturtmaktır. Evet Ustadımızın yazdıklarına bir kulak verelim. 

EMNİYET İSTİHBARAT DAİRESİ ESKİ BAŞKANI BÜLENT ORAKOĞLU AÇIKLIYOR ...


" TÜRKİYE'ye KURULAN DERİN TUZAKTA AMAÇ, SANIK SANDALYESİNE OTURTMAK..."

Türkiye'ye Kurulan Derin Tuzak...
Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Orakoğlu, derin operasyonda hedefin 'yükselmekte olan Türkiye’yi teröre destek veren ülke suçlamasıyla Lahey'de sanık sandalyesine oturtmak' olduğunu söyledi.
Tarihe "Postmodern darbe" olarak geçen 28 Şubat döneminde oluşturulan, Batı Çalışma Grubu (BÇG) adlı hukuk dışı yapılanmayı deşifre eden ve bu nedenle tutuklanarak askeri mahkemede yargılanan, dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstahbarat Daire Başkanvekili Bülent Orakoğlu, hükümeti ve Türkiye'yi hedef alan İstanbul merkezli derin operasyonu AKŞAM'a değerlendirdi. 

28 ŞUBAT'IN KOPYASI
Yaşananların, 28 Şubat sürecinin bir kopyası olduğunu ifade eden Orakoğlu, "Derin operasyon ile postmodern darbenin enstürmanları aynı. Aradaki tek fark askeri vesayetin yerini, polisteki bir kısım yapılanmanın alması. 28 Şubat'ın sivil unsurları yargılansaydı, 17 Aralık operasyonu, Gezi olayları yaşanmazdı" dedi. 

TERÖR LİSTESİ TUZAĞI
Kurulan kumpasın, görünenden çok daha derin olduğunu da vurgulayan Orakoğlu, "Yükselen Türkiye, uluslararası güçlerin 'koloni' anlayışı için tehdit olarak görüldü. Cemaatin paralel yapılanmasına sızan Gladio, malum aktörleri kullanarak harekete geçti. Derin operasyonun yurdışı ayağı sürüyor. Operasyonda Yasin El Kadı ismi bilerek seçildi. Türkiye'nin bu isim üzerinden hareketle Teröre Destek Veren Ülkeler listesine alınması hedeflendi. Türkiye kara listeye alınıp, son vuruşla Lahey Adalet Divanı'nda sanık sandalyesine oturtulacaktı. Yardım malzemesi taşıyan TIR'a yönelik operasyon ve 'El Kaide' adıyla yapılan operasyon oyunun halkaları. Başbakan Erdoğan, 'TÜRGEV'den dolaşıp bana gelmek istiyorlar' diyerek bu kumpası deşifre etti. Hedef, Türkiye'yi 'teröre destek' kurmacasıyla Lahey Adalet Divanı'nda yargılamak" diye konuştu. 

OPERASYONDA HEDEF TÜRKİYE 
operasyonların amacının yükselen Türkiye’yi engellemek olduğunu savunan Bülent Orakoğlu "AK Parti ve Başbakan Erdoğan'ın neden hedef seçildi?" sorusuna, “Askeri vesayetin bitirilmesi, inanç, düşünce ve eğitim özgürlüğünün önündeki engellere son verilmesi ve AB sürecindeki kararlılık Türkiye'nin imajını giderek yükseltti. Büyüyen ekonomisi ile hem bölge, hem de dünya genelinde parlayan yıldız olmayı başardı” diye yanıt verdi. 

HALK BANKASI'NI BİTiRME GİRİŞİMİ
Başbakan Erdoğan liderliğindeki hükümetin Kürt sorununu bitirmek için attığı cesur kardeşlik açılımı adımının uluslararası güçlerin Ortadoğu hesaplarını altüst ettiğini söyleyen Orakoğlu, Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır'da Barzani'yle el ele tutuşması ve İran'ın ağız sulandıran parasal kaynaklarının Halk Bankası üzerinden dünyaya açılması, Halkbankası'nı bitirme girişiminin altında da bu yatmaktadır” dedi. 

11 Ocak 2014 Cumartesi

Fed'in varlık alımları aylık 75 milyar dolar olacak

Fed'in varlık alımları aylık 75 milyar dolar tutacak
RBC Ekonomik Araştırma Görevlisi baş Ekonomisti Paul Ferley, tarım dışı istihdam verilerini "ile ilgili Fed'in varlık alımları aylık 75 milyar dolar olarak kısa vadede tutmak için," dedi.


RBC Ekonomik Araştırma Görevlisi baş Ekonomisti Paul Ferley, tarım dışı istihdam verilerini, şöyle dedi : "Bu oranı Fed Sivrilen artış devlete karşı. Başka bir deyişle, Fed'in varlık alımları aylık 75 milyar dolar olarak kısa vadede tutmak için" dedi.AA muhabirinin dün amerika birleşik devletleri, iyi beklentilerin altında aralık ayında tarım dışı istihdam verileri ile ilgili soruları yanıtlayan Ferley, aralık ayında 74 bin kişi artan tarım dışı istihdam verileri, ocak 2011'den bu yana en düşük artışı gerçekleşir ettiğini hatırlattı. Söz konusu verinin, Fed'in varlık alımları yakın kesintiler artış gösteren zararına olabilir Ferley, ABD Merkez Bankası, kısa vadede, aylık 75 milyar dolar tutarında varlık alımları düzeyinde tutmak için öngördü.

Ferley, ABD 10 yıllık tahvil oranları hızla artmış, son haftalarda, ve sonra verileri, azalan faiz oranları bu ihtiyacın ne dersin, dedi. ABD tahvilleri daha az cazip faiz oranı, gelişmekte olan ekonomiler için fazla bir para kaynağı anlamına gelirdi ve Ferley vurgularken, "Eğer iş gücündeki zayıflama ve ABD, bir yavaşlama olacağını büyüme vardı anlaşılmak, amerika birleşik devletleri, azalmaya neden bu ihracat talebi gelişmekte olan ülkelerin daha fazla olacak olumsuz etkisi olabilir" değerlendirmesinde bulundu.
"Veri, muhtemelen revizyon daha fazla artacak"
ABD merkezli Commonwealth Döviz Piyasası Basanalisti Ömer Esiner iken, tarım dışı istihdam verilerinin beklentilerden yoksul gelmek hayal kırıklığı yarattığını belirterek, bu oranın ediliyor anahtar durumları şöyle:

"İlk olarak, aralık ayında ticari büyüme çok zayıf ve diğer olumlu göstergeleri (ISM, ADP, işsizlik sigortası için başvuruda GSYİH) uyumlu değildir. Bu nedenle, bu raporda bir sapma olduğunu kanıtlayabilir ve çok büyük bir ihtimalle gelecek ay yüksek olan tarım dışı istihdam verilerini revize edilecek. İkinci, kasım ayında büyük bir yukarı doğru revize edildiği görüldü. Kasım ayında, revize edildiği ayın son günü Şükran günü tatili perakende sektöründe, alarak ve neden olması etkili oldu. Bir mevsimsel faktörler ve iş oldu büyümesinde bir yavaşlama işareti. Ve üçüncü olarak, olumsuz hava koşulları nedeniyle yapımında en büyük düşüş yaşandı."

Esiner, Fed'in $ 10 milyar aylık azaltma kararında herhangi bir değişiklik beklemiyor olmak vurgulayarak, şunları kaydetti: "Fed'in 28 ocak Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında, aylık 10 milyar dolar azaltma teşvik görünümünü değiştirecek bir anlamı olacağını sanmıyorum, gerçekleşiyor. Ancak bu verilerin Fed sivrilen konuşmaların ardından, daha agresif adımlar azaltmak olacak. ABD 10 yıllık tahvil faiz oranları, daha önce, bir kilo kaybı olacağını düşünüyorum. Özellikle bundan sonra gelecek veri, bu rakamların başına zayıf değil, verilere defalık bir düşüş gösterir geçici olması muhtemeldir."

----

The Fed's asset purchases monthly $ 75 billion will keep you in
RBC Economic Research Assistant chief Economist Paul Ferley, non-farm payrolls data "related to the Fed's asset purchases monthly $ 75 billion in the short term as to keep," he said.


RBC Economic Research Assistant chief Economist Paul Ferley, non-farm payrolls data, said, "This is the rate the Fed Tapering increase against the state. In other words, the Fed's asset purchases monthly $ 75 billion in the short term as to keep" dedi.AA correspondent in the united states yesterday, well below expectations in December non-farm payrolls data from answering the questions Ferley, in December, 74 thousand people increased non-farm employment data, the lowest since January 2011 to increase takes place reminded me of that. To that data, the Fed's asset purchases near the cutbacks increase indicating that it may be to the detriment of the Ferley, the U.S. Central Bank, in the short term, the monthly asset purchases of 75 billion dollars to keep the level predicted.

Ferley, US 10 year bond rates have increased rapidly in recent weeks, and the data after decreasing interest rates in the course of this need, he said. The U.S. bonds less attractive interest rate of the developing economies for more than a source of money, and that would mean that Ferley, emphasizing, "If you are in the labour force slimming and the US, it would be a slowdown in the growth had to be understood, to the united states, this cause to the decrease in export demand in emerging economies will be more negative effect might be," the assessment found.
"Data, probably the revision will rise more"
The US-based Commonwealth Foreign Exchange Market Basanalisti Omer Esiner, while non-agricultural employment data from the expectations of the poor to come to the disappointment created by specifying, this ratio, which is why the key states as follows:

"First, in December, too weak business growth and other positive indicators (ISM, ADP, to apply for unemployment insurance, the GDP) are not compatible. Therefore, this report may prove to be a deviation, and it is very likely next month high non-farm payrolls data will be revised. Second, in November a large upward revision seen. In November, the revision of the month to the last day of the Thanksgiving holiday in the retail sector, and taking cause, have been effective. A seasonal factors and the business was a slowdown in the growth of the mark. And third, because of adverse weather conditions in the construction of the largest decline has happened."

Esiner, the Fed's $ 10 billion monthly reduction in the decision of any change does not expect to be highlighting, said: "the Fed's January 28 in the Federal Open Market Committee (FOMC) meeting, the monthly $ 10 billion reduction incentive that will change the appearance of a meaning, I don't think that is occurring. These data, however, the Fed tapering more aggressive steps of the speeches will be reduce. The US 10 year bond interest rates than before, I think it would be a weight loss. Especially after that, the future of data, these figures from the beginning of weak data, and not one-time indicates that the decline is likely to be temporary."

9 Ocak 2014 Perşembe

Myanmar, Arakan'da Gözler Yalan Söylemiyor Katliam Var

Arakan’lı Müslümanlar

Myanmar, Arakan'da Gözler Yalan Söylemiyor. Katliam Var.
Arakan'da yönetim kampları boşaltmak zaten sürekli baskı yapıyor. Myanmar askerleri Pauktaw kentinde bulunan kampa,  ani baskın düzenleyerek bir çok çadırları parçaladı. Kullanılmayacak hale getirdi. Yaşanan kargaşa da 2 çocuğun yaralandığı daha  hayatını kaybettiği bildirildi.


Bölgedeki Müslümanların ülkelerden gelen kuruluşlar tarafından bambu, kamıştan birbirine yakın yapılmış evlerden oluşan kamp çoğu zaman aç, susuz hasta yaşayan Arakan’lı Müslümanlar, ilaçsızlık hijyen dolayı zor günler geçirdiği gibi sürekli dünyanın sessiz bakışları altın da devlet ve Budist çetelerin  rahatsızlığı devam ediyor.

----

Myanmar,  Arakan eyes do not lie. There massacre. 
Arakan management to vacate the camp is already making continuous printing. Pauktaw Myanmar soldiers in the camp in the city, raided a lot of sudden tore tents. Have made ​​will not be used. Two children were injured in riots that killed more were reported.


In the region of Muslims from countries by organizations bamboo, reed closely built houses consisting of camp often hungry and thirsty patients living Arakan'l Muslims, ilaçsızlık hygiene difficult because spent days as a continuous world's silent gaze golden state and Buddhist mobs discomfort continues.

----

Myanmar,  Arakan Augen lügen nicht. Es Massaker. 
Arakan-Management, das Lager zu räumen macht bereits den Endlosdruck. Pauktaw Myanmar Soldaten im Lager in der Stadt, überfielen eine Menge plötzlich riss Zelte. Haben gemacht wird nicht verwendet. Zwei Kinder wurden in Unruhen tötete mehr gemeldet wurden verletzt.


In der Region der Muslime aus Ländern, die von Organisationen, Bambus, Schilf eng gebaute Häuser, bestehend aus Lager oft hungrig und durstig Patienten leben Arakan'l Muslime ilaçsızlık Hygiene schwierig, weil tagelang als eine kontinuierliche weltweit stillen Blick goldenen Staat und buddhistischen Mobs Beschwerden anhalten.

----

Myanmar,  les yeux Arakan ne mentent pas. Il massacre. 
gestion Arakan à quitter le camp est déjà fait impression en continu. Pauktaw soldats du Myanmar dans le camp de la ville, pillé beaucoup de coup déchiré les tentes. Ont fait ne sera pas utilisée. Deux enfants ont été blessés dans les émeutes qui ont fait plus ont été signalés.


Dans la région de musulmans de pays par les organisations bambou, roseau maisons construites près constitués de camp souvent les patients ont faim et soif de vie Arakan'l musulmans, hygiène ilaçsızlık difficile car jours passés en état d'or de regard silencieux d'un monde continu et bouddhiste mobs malaise continue.

----

Мьянма,  Араканской глаза не лгут. Там бойня. 
Аракан управление освободить лагерь уже делает непрерывную печать. Pauktaw Мьянма солдат в лагере в городе, совершили налет много вдруг разорвал палатки. Сделали не будет использоваться. Двое детей получили ранения в ходе беспорядков, которые убили более не сообщалось.


В регион мусульман из стран организациями бамбук, тростник тесно построенные дома, состоящие из лагеря часто голод и жажду пациентов, живущих Arakan'l мусульман, ilaçsızlık гигиены трудно, потому что целыми днями как непрерывный мире молчит взгляда золотой государства и буддийской мобов дискомфорта продолжается.

6 Ocak 2014 Pazartesi

Siyonizm Hizmetçisi Emperyalist Güçler Ülkemizdeki 3 Strateji

Başbakan Ramazan Bayramı'nın ilk günü
Merhum şeyhi Mehmed Zahid Kotku K.S. Hazretleri'nin kabrini Ziyarette
Yabancılar halk tabiri ile Siyonizm'e hizmet eden Emperyalist güçler ülkemizde 3 denemede şunu fark ettiler. Türkiye liderlik artık kıvama geldi, Ne yapılırsa yapılsın popilite Başbakan Tayyip Erdoğan lehine çalışıyor. Bu aşamadan sonra Başbakan Tayyip Erdoğan'ın aleyine yapılacak her şey Tayyip Erdoğanın yine lehine dönecektir. Anlaşılan liderin aleyhte eşiği aşılmıştır. Bundan böyle Başbakan Tayyip Erdoğan yapılacak üç strateji vardır.

1- Sessizce asgari müşterekler de anlaşmak. Yeni bir stratejik skandal açığa çıkana kadar ortamı rahatlatmak ve Aleyine sebepleri imar etmek. Çevresini çürütmek, etrafındaki demirbaşları satın alıp, iktidar yarışında bir birbirlerine fitne çıkararak derin darbeyi ihanet çemberinde gerçekleştirmek

2- Olağanlığa bırakmak, bir müddet sonra sessiz suikastle, olağanmış süsü verilerek hayattan silmek

3- Bir müddet kendi haline bırakmak. Bu arada, sonrasın da silmeyi göz ardı edilemeyecek müşterek projeler üretmek ve uygulamak. Bu sayede geri dönüşü olamıyacak şekilde anlaşmayla hareketlerin kontrolü sağlanmış olacaktır.. Etrafındaki tüm gelişmeleri bunun değerlendirmesi eşiğine sokmak Sonuçları yapılmadan bağımsız hareket etmesini mümkün kılamayacaktır. Orta ve uzun vadede tehdit olacak iktidar ikonunu etkisiz ve zararsız hale getirilecektir.

Dikkat edersek son günlerde Başbakan Tayyip Erdoğan  füze projesi ile ters strateji yapmış, Siyonistler de eşine az gözüken, tuzakların pişmeden, tam hazırlanmadan uygulama ve ani hareketine maruz kalmıştır. Bu kontrolsüz çıkış sonucu darbeyi başarma umutları hazırlıksız ve ani olması Türkiyenin bir Mısır olmadığı gerçeğini unutmak, yapılan darbenin başarısızlığına sebep teşkil etmiştir.

"Aslında kalem derki, Yukarıdaki 3 strateji de halen hayatın içinde devam etmekte"
Allah Siyonistlerin ve onların ayak takımı Emperyalistlerin oyunlarını İnşa Allahbaşlarına geçirsin. Amin

2 Ocak 2014 Perşembe

4. Dünya Savaşında, IHH Başkanı Bülent Yıldırım'dan CEMAATE Açık Uyarı


IHH Başkanı Bülent Yıldırım'dan CEMAATE ve Fethullah Gülen'e açık ve net uyarı..
Ahirette, Yaratan Allaha "Abilerim yap dedi de ben de yaptım derseniz, Cehennemin Dibine de Giderseniz", Fethullah Gülen,ve Cemaatinin mensuplarına "Aklınızı, iradenizi kiraya vermeyin" uyarısında

Müslüman, adil olmayan düzene ve sistemini beğenmez, ondanda razı olmaz  Haram olan kazançlar, gelirleri, servetleri iğrençtir., lâşeye talip olanlar da köpektir. Haysiyetleri gerçekte Müslüman lâşe asla yemez. Müslüman Rabb c.c.olarakta Allahtan, Kitab olarakta Kur’an dan, Din olarakta İslamdan, Nebi olarakta Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemden, Şeriat olarakta İslam Şeriatından, Ahlak sistemide olarakta İslam ahlakından razı olan kimselerdir.

Elhamdülillah
bala


 IHH Başkanı Bülent Yıldırım'dan CEMAATE Açık Uyarı




OYUN BİTTİ GÜLEN Abdurrahim Dilipak yazdı

OYUN BİTTİ GÜLEN Abdurrahim Dilipak yazdı


Bu Yazımızı Büyük Usta ve Değerli İslam Neferi ve Mücahid Kalemden Değerli yazısını sayfamızda iz düşmesi maksadıyla, yazısını aktarıyoruz. Faydalı olması dileklerimle...



Abdurrahman Dilipak'tan değerli bir yazı, okuyunca gerçekten faydalanacaksınız

Fethullah Gülen Cemaati'nin en önemli isimlerinden birisi saf değiştirip Başbakan Erdoğan'a gitti. Fethullah Gülen in bu önemli ismi elindeki belgeleri Başbakan Erdoğan hükümete teslim etti. Teslim edilen belgeler arasında Fethullah Gülen in İsrail bağlantısına yönelik şoka sokacak belgeler bulunuyor. Kavganın başladığı günden bu yana Fethullah Gülen  içerisinden Başbakan Erdoğan hükümete adeta belge yağıyor. Bu belgeler için özel bir birim kuruldu. Bütün belgeler tek tek tasnif edili yor. Ocak ayında Fethullah Gülene vatana ihanet davası açılması bekleniyor.

Konuyla ilgili gelişmeleri Abdurrahim Dilipak yazdı..
Oyun deşifre oldu!
Bu sabah Fatih’te bir basın açıklamamız olacak, son gelişmelerle ilgili.. Fethullah Gülen  hala direniyor ama, Liberal dostları ile birlikte deşifre oldular.. Oyun bitti!

Graham Fuller’in 25 yıllık hayalleri de buharlaşıverdi bir anda.. İçeride birileri olayların sıcaklığından hala ne olup bittiğinin farkında değil sanırım. Ama onlar da görecekler gerçeği.. Fethullah Gülen in bu ani atağının aslında bir çok sebebi var.. Tamam kötü bir zamanlamaydı, ama sıkışmışlardı.. Çünkü, Gülen’in yerine gelmesi sözkonusu isimlerden biri, Fethullah Gülen  yapısı içindeki kriptoları yakın takibe aldı.

İpin ucu MOSSAD ve CIA’ya kadar gidiyordu.
Oynanan oyunun farkına varınca görevden uzaklaştırıldı.
O da bu işin izini sürdü.
Sonunda elde ettiği bilgilerle Başbakanın kapısını çaldı..

Arınç’ın “bizi uyutmuşlar” dediği kirli oyun bu!
İşin içinde yok yok, Fethullah Gülen  dedikleri yapı bir Truva atı..
Şunu da söyleyeyim, sızdıkları yönlendirdikleri tek “Fethullah Gülen ” yapısı da bu değil! Bildik derin yapı işte; Media Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK, tekmili birden işin içinde..

Peki, madem bunlar biliniyor, ne bekleniyor..?

Söyleyeyim:
Elde o kadar çok belge ve bilgi var ki, bunların gözden geçirilip, yapının efradına cami, ağyarına mani bir şekilde tasnif edilmesi gerekiyor.. Ordu, Polis ve istihbarat örgütü içindeki yapılanmada görev alan yeşil kabuki, aktif profesyonel ve kripto isimler ve bağlantı kurdukları, Media, Sermaye, dış kanalları hepsi ortaya çıkartılmış..
Bu bilgilerin çoğu istihbarat kaynaklı arşiv bilgileri değil, Fethullah Gülen in kendi içinden gelen aktüel bilgiler ve belgeler. Her gün bunlara yenileri ekleniyor..
Bu tasnif işi tamamlanınca, Ocak içinde dava açılır sanırım. Bu ultra modern darbe girişimi ve paralel devlet yapılanması davası Ergenekon ve Balyoz’dan daha ilginç olacağa benziyor.. Ergenekon ve Balyoz’da, kripto isimler dışında profesyonel ve 3. dereceden konuyla ilgili, yukarıdaki adamların büyük patronun adamıyla anlaşmaları halinde günah keçisi olarak kurban edilecek, suçların üzerine yükleneceği bir takım isimler için bu yeni dava bir umut olabilir..
Bakarsınız bu ara birileri ülkeyi terletmek zorunda kalabilir..
Fethullah Gülen Cemaat bu bilgileri Başbakan’a aktaran ismi biliyor.
Başbakan üzerlerine yürümeden acele ile ve panik içinde operasyonu başlatmaya karar verdiler..
Yarın geç olabilir diye düşünmüş olmalılar.. Başbakan Erdoğan da onların harekete geçmesini bekledi.. Ben 6 aydır yazıyordum bu konuyu.. Bu iş bir yıldır masada bekletiliyor..

İsrail İHH konusunda bastırıp duruyor. İsrail’in derdi Mavi Marmara’nın intikamını almak. Dosya zaten masada bekletiliyordu.. Bir türlü uygun zaman bulamadılar. “Tamam başlıyoruz” dediklerinde bir başka sorun çıktı. Hep ertelendi.. Zaten bu süreçte, işin içinde birileri, Fethullah Gülen Cemaatle paralel çalışan bazı kişiler bu gelişmeler sırasında İsrail ve Amerikalı bazı karanlık kişilerin ısrarlı ve kaba müdahalelerinden rahatsız oldukları için, “ne oluyor” sorusuna cevap bulamayan bu kişilerin çevresindekilerle bu sırrı paylaşmaları sonucu gelişmelerden sürekli olarak bilgi aktarıldı..

Fethullah Gülen Cemaatin paralel istihbarat yapılanması ve klonlanan dosyaların arşivlendiği yere kadar hepsi istihbarat kaynaklarının yakın takibine alınmış.

Fethullah Gülen Cemaatin niçin ısrarla MİT’i istediği şimdi daha iyi anlaşılıyor..
Ne mübarek bir gemiymiş şu Mavi Marmara yahu! Bu gün İsrail bir kez daha suçüstü oldu ve komplo ile.. İngiltere’nin Türkiye’deki finansal operasyonu da deşifre oldu..

Birileri İran’a da derin bir ayar çekmeye çalışıyordu, şimdi o ekip de deşifre oldu.. Bu işin Irak ve Suriye ayağı da deşifre olacak daha. Hizbullah ayağı da. Kara para ilişkileri, eroin para, silah takası, hepsi.. Ahmedi Necat dönemi de mercek altına alınacak.. Reformist mollalar, Uğur Mumcu’nun son kitabında anlattığı olayların İran versiyonu hepsi gündeme gelecek!

Kirli oyun deşifre oldu. Bu oyun sadece Başbakan Erdoğan ve AK Parti’ye yönelik değil.
Mısır, Filistin, Suriye, Irak, İran, Pakistan, Afganistan, Malezya, Hindistan, Körfez ülkeleri, yok yok yani anlayacağınız.. İşin içinde Mavi Marmara da var, diğer İslami oluşumlar da.. 110 ülkedeki İHH, TİKA faaliyetleri, Fethullah Gülen Cemaat okulları hepsi bu tartışma dosyasının içinde yer alıyor!

Sahi Fethullah Gülen Cemaat Şam’da Halep’de ne yapıyor?

Amerika Birleşik Devletleri , İngiltere, Fransa, Vatikan, Almanya, İsrail herkes bu senaryoda rol almış.. Gelinen noktada bu olay, doğu da, batı da, Afrika da, Latin Amerika da adı geçen ülkelerin yasama, yürütme ve yargılarında da fırtınalı tartışmalara sebep olacak.. Gülen ve arkadaşlarının daha fazla Amerika’da kalması da zorlaşacak.. Yeni bir ülke bulmak da kolay olmayacak! İsrail’e ya da Vatikan’a yerleşecek halleri de yok herhalde.. Avustralya, Yeni Zelanda ya da küçük bir ada satın almak olabilir mi acaba!

Aslında Fethullah Gülen Cemaatin tabanı tedirgin. Orta kademe, 2 ay içinde bu işi bitireceklerini ve iktidardan hesap soracakları umudunu taşıyor.. Hatta AK Parti’ye karşı dosya savaşları ile, milletvekillerini baskı altına alarak istifa ettirecekleri ümidini taşıyorlar.. Yolsuzluk iddiası ile hakkında dava açılan belediye başkan adaylarına pres uyguluyorlar.. Bir çok kişi tedirgin bir bekleyiş içinde. Çoğu kimse kaybedecek tarafa oynamak istemiyor. Çünkü yağmurdan kaçarken doluya tutulma ihtimalleri var.. Ve Başbakan Erdoğan’dan korkuyorlar. Onun elinde de dosyaların olmasından kaygı duyuyorlar sanki!

Selam ve dua ile..

ABDURRAHMAN DİLİPAK - AKİT
ABDURRAHMAN DİLİPAK/AKİT alıntıdır...

Sağlıklı kalması dileklerimizle ve duayla teşekkürler..

31 Aralık 2013 Salı

Hani Bizde Bir Mit Vardı.. O Ne İş Yapar ki

Hani Bizde Bir Mit Vardı.. O Ne İş Yapar ki
Milli İstihbaratımız dediğimiz kurum ve kişiler bu arada ne iş yaparlar oda bilinmez. Bu operasyonu 2009 yılından beri Mit elemanlarının dilinde olduğu ve hatta CIA elemanlarının hangi kurumlarda konuşlandıkları bilinmekteydi. Buna nasıl bir önlem alınmaz. Provalar yapıldı. TGB gençliği bazı dedelerden erat alındı. Tamamen önceden tezgahlanan bu darbe aslında bir taşla birçok unsurun temizlendiği Domino Operasyonuna dönüştü.

Başbakan Erdoğana Yapılan Suikast gibi Darbeyi Mit'in de parmağı varmı diye sorar olduk. İstihbaratın bilmemesi mümkün değil. Tüm unsurlar hazırlanmış Ziyafetin
tüm yemek kokusu köye dağılmış. Biri yemek varmı diye açlığını dillendiresi traji komik Osmanlının bitirilesi gibi bu gündeminde bitirilmesi amaçlanmaktadır.

Hepsi çıkacak ortaya ve çakallar inine çekilecek bu Aziz Millet evladını seçecek. Sonrası da derin tahrikle son çahreleri kalacak. Türkiyeyi Suriye gibi kan gölüne dökmek mi acaba diye soramadan edemiyorum. Bunlar olurken MİT uyuyormu acaba demenin bir anlamı yok. Onlar rahat hayatlarında, fukara ise hala hayat çabasında ve bu yükleri yanlızca o fukara sırtlamış yoluna devam etmekte.

Tek bir sorum var. Devleti ahalisine... Sarıgül seneryosunu İstihbaratta kim destekliyor ve sürüklüyor.Kim bu Vatan Hainleri ki önceden  yazdıkları seneryoyu dış mihrahlarla birlikte oynuyor. Hani Rüyasından öte kulaklar duydu. Rüya idi diyemem ki,,,

Hızırın ruhunu gönderir Allah yeryüzüne arasıra ve bir Aksakallı Hikayesi gibi anlatacak zaman nasıl olsa...
Elhamdülillah

27 Aralık 2013 Cuma

Sarı Kalem Kırılmıştır. Ama Suikastle Ama Başka Sebeple


Dün gece birileri dairesel ofisde devletinin büyük adamlarını toplamış karar aşamasındadırlar. Tartışmalar şiddetli sürer. Onlar ağadır beydir bu cihanda yaptıklarını sorgulamak kimin haddine dercesine Noelde de yapılmaz ki diye sitem ederler. Alışkın oldukları kalem kırma yarışmasın da sözüm ona Dost ülke dedikleri fakat asla dost gözükmedikleri yaptıkları komlodan belli olan bu Müslüman ülke ve onun Başbakanı hakkında karara varırlar. Biri elindeki kalemle oynarken, Sarı Kalem kırılmıştır. Kırık kalemle dosyanın Üstü çizilmiştir.

Sonrasında üstüne çizdik diye baştan psikolojik harp ile sallamaya çalıştıkları Başbakan Erdoğanın siyasi tüm komploların ardından hala kendilerine aman demez ise geçmişte on iki eylül gibi kendi vatandaşını acımadan akıbetini yazanlar ve yapanlar. Yabancı bir devletin vatandaşına hiç acımazlar.

Allah oyunlarını bozması için dualarımızla... bunlar İnşa Allah muvaffak olamayacaklar. Gök yüzü ne kasırgalar estirir küfrü kendi derdine düşürürde bunlara destek olan yalama memleketini satanlar yapa yanlız kalır. diye sanki geleceği bugüne duayla taşır gibiyiz. İnşa Allah... sarı kalemi kıranların kalemini ALLAH teala kırar. amin
elhamdülillah
Sarı Kalem Kırılmıştır. Ama Suikastle Ama Başka Sebeple

25 Aralık 2013 Çarşamba

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nın Konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nın açılışında konuştu. 25 Ara 2013 14:19

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Konuşmasında yolsuzluk operasyonlarına değinen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "on bir yıldır hükümet görevimizde hamd olsun "mahcup olmadık, mahcup etmedik, milletimizi hayal kırıklığına uğratmadık". Buradan aziz milletime bir kez daha bunun sözünü veriyorum. Milletim müsterih olsun, milletim gönlünü ferah tutsun, bize güvensin. Biz her zaman doğruya doğru, eğriye eğri demeye devam edeceğiz. Halkın önünde hesaba çekileceğimizi biliriz. Hesap gününde mahşerde hesaba çekileceğimizi de biliriz. Her adımı bu şuur, korku ve anlayışla atarız. Bizim partimizi bu seviyelere çıkartan, bizi bu makamlara getiren, 11 yıl bizi burada tutan en başta dürüstlüğümüz, emanete olan bağlılığımızdır. Yolsuzluklar karşısındaki sert ve kararlı duruşumuzdur. AK Parti yolsuzluklara göz yummaz, müsamaha göstermez. Zira bunu yaparsa varoluş zeminini ortadan kaldırmış olur. Bizi bu günlere dürüstlüğümüz ulaştırdı. Bizi bu günlere dik duruşumuz ulaştırdı. Biz cesur olduğumuz için Türkiye'ye aşkla, sevdayla bağlı olduğumuz için eser ve hizmet ürettiğimiz için bugünlere ve buralara geldik. Bundan asla taviz vermeyeceğiz." diye konuştu.


 "HUKUKA NE İHTİYAÇ VAR"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir gerçeğin üzerinde özellikle durmam lazım. Hukuk, hakkın, adaletin tecelli etmesi, iyinin kötünün ayrılabilmesi için vardır. Mahkemeler, savcılar 'hakkı haksızlıktan, haklıyı haksızdan, iyiyi kötüden ayırt etmek' için vardır. Meclis, mahkemelerin yerine geçemez. Siyasi partiler, siyasi partilerin genel başkanları hakimlerin yerine geçemez. Özellikle de medya, gazeteler, televizyonlar, yazarlar, yorumcular hakim ve savcının yerine geçemez. 9 gündür bir operasyon yürütülüyor. Aman Allah'ım. Daha ilk gün adı koyuldu 'büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu'. Ardından tarihin en büyük yolsuzluğu'. Daha ikinci günden itibaren gözaltı, sorgu, savunma, mahkeme aşamaları geçildi, medya tarafından siyasetçiler tarafından doğrudan infaz yapılmaya başlandı. Bu arada içeriden dışarıya sürekli bilgi sızıyor. Güya gizlilik kaydı olan bir süreç. Bu nasıl gizlilik kaydıysa? Bu gizlilik kaydının olmasına rağmen bu adımların atıldığı bir sistem içinde başka şeyler var. Burada, yürütmenin uzantısı veya yargının belli bir yapı içerisindeki yapı içerisindeki safhası burada servis yapıyorlar. Bize düşen, burayı da temizlemektir. Bir taraftan hukuk içerisinde beraat-ı zimmet asıldır' diyeceksin böyle yürüteceksin işi. Öbür taraftan da dışarıya servis yapmaya devam edeceksin. Bu insanları kirletmeye kimsenin hakkı yok. Bugüne kadar birçok olaylar yaşadık. Bu olayları yaşayanlar belli bir müddet sonra beraat ettiler. Bu beraat eden insanların o süreç içerisindeki kirletilmelerinin temize çıkarılmasının bedelini kim ödeyecek? Bunları bir kenara koymak mümkün mü? Bunlar da bizim ülkemizde yaşandı. Fotoğraflar, belgeler, iddialar hep manşetlerde, her gün ekranlarda. Bakıyorsunuz ki montajlar, bunlar bunu bundan sonra da yapabilecek karakterde ve kabiliyettedir. Bunun üzerine yetiştiler. Bu mudur hukuk? Yürütmenin içerisinde olanlara da söylüyorum, bu mudur yürütme? Eğer kararı operasyonun ikinc
i gününde ana muhalefetin, yavru muhalefetin temsilcileri verecekse hakime ne ihtiyaç var? Mahkemeye ne ihtiyaç var? Eğer kararı medya verecekse, anında infaz yapabilecekse böyle bir yetkisi varsa, bütün bu uzun hukuk süreçlerine ne ihtiyaç var?"

Halkbank Genel Müdürü'nün evinden çıkan kutular konuşuluyor
Günlerdir Halkbank Genel Müdürü'nün evinden çıkan kutular konuşuluyor. Kim bunların servisini sizlere yaptı? Eğer evinde para çıktı diye, bir insan anında suçlu oluyorsa, buradan ben CHP’nin genel müdürüne soruyorum. Evinden 2,5 milyon Euro çıkan şahsı siz neden milletvekili yaptınız? Bu operasyon başlayıncaya kadar CHP hukuk sistemine savcılara polislere demediği hakaret bırakmadı. Şimdi yargıyı savunuyor, inşallah böyle kalırsın. Şimdi çıkmış bu savunmayı yapıyor, daha bir hafta öncesine kadar polise demediğini bırakmayan CHP, şimdi sahip çıkıyor.
CHP seçimle görev almış bir parti değildir. CHP, hep atanarak gelen bir partidir. CHP'nin geçmişi budur. Ya darbelerle, ya da işte böyle kirli komplolarla iş başına getirilmiştir. İş başına geldiği zaman da arkasında enkaz bırakarak, onlarca yolsuzluk dosyası bırakarak iktidardan ayrılmıştır. İşte şimdi partilerinin içinde yolsuzluktan hüküm giymiş suçu sabit milletvekilleri var. Bu yetmedi, İstanbul'a yolsuzlukla suçladıkları, kendi kongrelerinde yolsuzluk nedeniyle ihraç ettikleri şahsı büyükşehir belediye başkan adayı olarak koydular. Hatta genel müdür, yolsuzluk klasörünü bizzat kendisi raflardan indiriyor, o teşhir ediyordu. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?

Yeni Türkiye'de vesayetlere yer olmayacak

Yeni Türkiye'de uluslararası operasyonlara yer olmayacak. Yeni Türkiye'de vesayetlere yer olmayacak. Bu komplo sadece AK Parti'ye değil Türkiye'ye yapılmış bir komplodur.


Başbakan Erdoğan ve Etrafındaki Cadı Kazanı


Başbakan Erdoğan 
Başbakan Erdoğan ve Etrafındaki Cadı Kazanı

Sürekli sıcak gelişmeler olmazsa alışkanlığımız ve ruh halimiz bozulur gibi oluyor. Muhakkak her an bir şey olacakmışız gibi meşgul ediliyoruz. Amaç dünyada gösterilmek istenmeyen ve bizim meşgul olmamızı istemedikleri gerçekler.
Bizi dünyadaki gelişmelere ve sakladıkları eyleme kapatmak ve At gözlüğü takılmış bir toplumda gerçekler güçlü oyuncuların gösterdiğinle sınırlı kalır. Oynanan seneryonun Dışına taşılsa hayat içinde Rızık kaygısı hepsini aşar ve tuzağın içine sokar. Fakat olağan giden gündemde gariplik olduğunu hissetmeye başlıyoruz. Bazıları kendisine durup dururken dert açtığı da söylenir.

Cadı kazanın içinde Ahir zamana yakışır bir şiddetle Adi, Aşağılık, Kin, Çirkin, Kirli, Karanlık, karalama siyaseti yürütülüyor. Maksat başbakan Erdoğanın itibarsızlaştırılması gözden düşürülesidir Başbakan Erdoğan’a, hükümetine, Halka ve İslama yapılan bu Derin darbe girişimlerinin ötesinde iyice çirkinleştiler
Montaj porno görüntüleri yayınlanması ve bir Yazarın 17 yaşındaki başörtülü kızının kafası çıplak bir porno yıldızının vücuduna montajlanması bunun medyaya servis yapılması çirkinliğin ne boyuta geldiğini anlatmakta.

Mısırda denenen çirkinlikle yapılan Darbe daha da derin şekilde ülkemizde denenmektedir. Büyük İslam alimlerinden olan Abdülkadir Mollanın idam edilirken susmakta olanlar, bu acımasızca idama tek itiraz eden devlet adamı Erdoğan’a operasyon yapıyorlar.

Mısır'da darbe yapan Sisi’ye firavun diyemeyen hatta telefon açıp tebrik edenler, Esma’nın katline susanlar, İhvan'ın çocuklarını öldürenlere buğzu edemeyenler dürüstlük ve hakperestlik taslı yarak Başbakana demediğini bırakmıyorlar.
.
Şimdi düşünüyoruz ne değişti hayatımızda!..
IMF’ye borcunuzu kapatıp “Güle güle” demişsiniz.
Terörü sonlandırmışsınız.
Derin Devletin ana bütünlüğünü devirmişsiniz.
Askeri vesayeti bitirmişsiniz..
ABD güdümünden çıkmışsınız.
Hatta İMF’ye 5 milyar Dolar borç veren devlet olmuşsunuz.
Ortadoğu’nun dokunulmaz çakalı Tel Aviv’e “FAŞİST” diyorsunuz.
Küresel kabadayıların liderlik ettiği BM, NATO, AB gibi küresel örgütleri açıktan hedef almaya başlamışsınız.
Halkınızla barışmışsınız.
Komşularınızı korumaya ve gözetmeye başlamışsınız.
Dünyadaki kardeş halkların özgürleşmesi için öncü ve destek oluyorsunuz.
Dünyadaki mazlumların umudu, Müslümanların çaresi konumuna erişmişsiniz.
Dünya ekonomileri sürekli gerilerken sizin ekonominiz devamlı büyüyor.
Hazineniz para dolu.
Kanal İstanbul gibi,
En büyük hava alanı gibi,
Boğaz’a 3. Köprü gibi
Bütün dünyayı hayrete düşüren projeleri birkaç sene içinde hayata geçireceğinizi ilan ediyorsunuz.
Irak’ın petrollerini Türkiye’ye, Azerbaycan’ın enerjisini Avrupa’ya akıtacaksınız.
“21. Yüzyıl Türkiye’nin asrı” olacak diyorsunuz.
Devleti bağımsızlaştırmışsınız.

Ülkenin bağımsızlaştığının belirtisi olan bir çok icraatınızla iktidardasınız.Seçimlerde yenilmiyorsunuz. Önümüzdeki 3 seçimde daha da güçleneceği belli gözükmekte olduğunuz bir ortamda "Cadı Kazanının" çok hararetli bir şekilde  etrafınızda kaynaması da normaldir. hatta bu olmaması hayret gerektirir. Hani acaba tüm dünya size inandı Allah tüm kötüleri iman verdide hepsi şeytanın safını terkedip, doğru bir kul olma yoluna ve çabasına düştük diyecek kadar düşünmemize yol açardı

Operasyon psikolojik savaştır. 
Operasyonda düzenleyenler, şube müdürleri amirlerine bilgi vermeden amirlerine güvenmeden hereket ettiler. Airine güvenmeyen diğer şube müdürü arkadaşlarına güvendiler. Şube müdürü kendi amirine dahi bilgi vermedi. Polis amirleri operasyonu medyadan öğrendiler. Belki de bize böyle inandırılmak istendi. Ejderha başlarını harcamak istemedi. Her yönüyle farklı 3 ayrı soruşturma neden bir çıkıştı ve aynı halede yapıldı. Soruşturma Operasyonları aynı zamanda başlatılarak ülkemize neyi anlatmak istendi.Bir üstadın dediği gibi bu operasyonlar zinciri toplumun aklı ve zekası ile alay etmektir. Ülkenin ve halkın hafızası ile dalga geçmektir.

Önceden hazırlandığı ve defalarca geliştirilen bu Derin Tuzağın ülkemizin geleceğine hançer vurulmak istenmesidir Bunun yapanların ve piyonların elini kolunu sallayarak hala iş adamı, büyük elçi, basın mensubu, savcı, amir, memur olarak çeşitli görevlerde hayata devam etmeleri kendilerinin ne kadar cesaretle arkasındaki güce güvendiklerinin göstergesidir
Bu filmin her karesinde çok farklı bir kaderin yazıldığıda gerçektir. Allahu teala elbette bizlerin bilemediği ve bilmemizin mümkün olmayan çok hayırlar gizlemiştir.


"Allah ne diyor, Saff süresi 8. ayet"
" يُرِيدُونَ لِيُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ "

Meali
Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.
Türkçesi
Yurîdûne liyutfi-û nûra(A)llâhi bi-efvâhihim va(A)llâhu mutimmu nûrihi velev kerihe-lkâfirûn(e)







24 Aralık 2013 Salı

Hazırlanın Hortum Geliyor. Derin Tuzağın Ayak Sesleri

Hazırlanın Hortum Geliyor. Derin Tuzağın Ayak Sesleri
2007 de tezgahlanan ve hayata geçirilemeyen dış darbe #derin tuzak birçok eylemlerle inine çekildi. 2009 yılında yenilenmiş halde yeniden ABD tarafından düzenlendi. Suriye ve Irak Mısır konjektürü sebebiyle bu plan devre dışı kaldı. Türkiye ile müşterek proje götürüyoruz hayali ile geliştirilmek üzere masaya geri çekildi.

2009 Gerçekçi gözüken hayali Suriye anlaşmasının sonrasında Sarıgül hareketi tamamen bıçak keser gibi durduruldu. Ülke seçimlere gitti. Başbakan Erdoğan dahada büyük oyla kuvvetlendi iktidarın devam ettirdi. Öz güven grafiği yükselmesinden rahatsız olan emperyalist siyonist güçler darbeyi daha sertleştirdi.

Gezi olaylarında hayata geçirilen plan derin tuzak sonrasında yapılanmanın istihbarat birimlerince çözülenmesi ve bunun sonuçlarında Askeri yapının dahada geriplanda kalması sonucunda iktidarındaki kangren sorunlara el attı. Başbakan Erdoğanın başörtüsü özgürlüğü birilerinin bu plana fitneyle dahil edilerek planın daha yıkıcı sonuç alınması yaklaşımıyla Camiayıda içine alan fitne fırtınası tezgahlandı. Hayata geçirildi.

Hazır olun hortum geliyor. İnşa Allah bu hortum onları yutacak ve sonuçlarının önceden hayal dahi edilemediği ve öngörülmeyen gelecekte İSLAM bambaşka yüzüyle insanlığa faydalı olacaktır.

20 Aralık 2013 Cuma

Fethullah Gülen'in bakış açısından inciler

Fethullah Gülen'in bakış açısından inciler
1- Türkiye cumhuriyetinin yöneticileri tarafından ADALETSİZCE Hapisle tehdit altındayken güven kapı olarak kapısını açan amerika ya MİNNET DUYMASI gayet doğaldır. Gerçi içerde Paşaları yönlendiren Aynı zümrede olsa tavşanı tut tazıyı yakala misali güvenli liman ve koruyoruz bahanesiyle Amerika  çalışmalarını kontrol altına almıştır.

2- Hastalığı dolayısıyla yaşamı kesinlikle aldığı ilaçlara bağlı olduğundan, Amerikan hükümetinin sözüm ona sağlığına özel muameleyle ilaç takviyesiyle ayakta tutmasından dolayı amerika ile fikir ayrılığı olması mümkün değildir. Aksi durum olduğunda bu ilaç takviyesini alamama endişesi ve sonucunda CAN DERDİNE düşmekten amerika ile ters düşmesi mümkün değildir. 
Can derdine düşenin pekte evladını bile düşünemez olduğu varsayıldığında kim takar burada ki amerikan ve siyonist oyunlarını desek daha doğru olur.

3- Amerikan hükümeti tarafından kendisine altın tepside yeniden İSLAM HALİFESİ unvanı verilmek istenmesi, fakat bunu İslam alimleri ve otoritesi tarafından kabul görmemesi bir bakıma Amerika da halife gibi malikanede halife gibi itibarlı yaşamda mevcudu devam ettiresi ve sonuçlarını beklemesi demek ki kendi nefsine normal gözükmektedir.
Zaten kabul görmediği ve reddiye yediği İslam dünyasındaki alimlere karşı kırgınlığı da olması ayrıca olaylara bakış açısındaki değişimini de açığa vurmaktadır.

4- Büyük bir çatının zirvesinde oturmak, bazen insanlara evvelki düşünce tarzını unutturabiliyor. Burada mesuliyetin karşılığı tamamen mahşerde ALLAH katında yaşanacaktır. 

"Derin tuzağın" Ön hazırlıkları
   Yoksa kendine en yakın bir kuvvetli iktidar döneminde dahi LEGAL YOLLARLA Ülkeye dönmemesi izah edilecek her hangi bir açıklaması bulunmamaktadır. Allah sonumuzu Hayr etsin, Rızasına uygun. Elbet Allahın bildiği çok Hayırlar vardır.
Amerikan ve israilin siyonist düşünce yapısında, öngörülerin yıllar önceden senaryolandığı ve buna göre çoklu uygun stratejilere göre hazırlandığı varsayılırsa bu "Derin Tuzağın" çok önceden tasarlanıp işlendiği  ve bu sayede islam Aleminin meşgul edilerek asıl varlıklarının sürdürülmesinde tehdit unsurlarının bertaraf edildiği söylenebilir.

19 Aralık 2013 Perşembe

Halkbank Konusunda Uluslararası Müdahale

Halkbank Konusunda Uluslararası Müdahale 

Türkiye’nin son dönemde yaptığı bölgesel anlaşmalar, Irak petrollerinin Türkiye üzerinden Avrupa’ya satılması anlaşmasıdır. ABD yönetimi bunun olumlu bir adım olduğunu söyleyip destek verse de Irak'ın petrol gelirlerinin ABD bankalarında toplanıp komisyonunu alındıktan sonra Türkiye üzerinden dağıtılmasında ısrarcı olmuştur. ABD ile Türkiye arasında Kuzey Irak petrolleri üzerinde yapılan büyük anlaşmalar, para transfer detayları geçtiğimiz haftalarda bilindiği üzere ciddi tartışmalara neden olmuştu. Sona gelinen imzalanma aşamasında olan petrol anlaşmasına göre petrol geliri Türkiye'de, Halkbank'ta toplanması kararı alınmışdı. Paranın değeri en az 16 milyar dolardır. Paraya aracılık hizmeti verecek bir kamu bankası elbette hedefte olacaktır. Halkbank konusunda uluslararası müdahale olduğu söylenebilir.

Halk bankası, İran ile Türkiye arasında yapılan para transferlerindeki yetkili tek Türk bankasıdır. İran ile ilgili Halk bankası dışında hiçbir banka bu ülkeye para transferi gönderemez. HalkBank dışında Türkiye’den İran’a para transferi yapacak bir diğer kurum İran Merkez Bankası "Bank Mellat’tır."
Türkiye’de şubesi bulunan İran merkez bankası Bank Mellat'tan yapılan transfer işlemlerinin uluslararası ambargolar sebebi ile çok sıkı denetlenmesi para transferlerinde tercih edilmemektedir.

İran’ın başta enerji hammadde olmak üzere bütün ticaret gelirleri Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Ermenistan gibi ülkelere gelir. En büyük pay para transfer yetkisine sahip olan Halk Bankası’na aittir. İran’ın Halk Bankası’nda yüklü miktarda parası vardır.

Uluslararası ambargo altında olan ülkenin parası olması nedeniyle paranın hareketleri takip edilmektedir. Reuters gibi Batılı finans çevrelerinin ardı ardına uzun zamandan bu yana Halk Bankası’nı eleştiren raporlar, olumsuz haberler yayıklanmasında burada bulunan paranın illegal yollardan İran’a aktarıldığı iddiaları ve kârlılık oranı yükselen Türkiyenin kamu bankalarına gözdağı verilmeye çalışılmaktadır

ABD-İran nükleer konusunda 6 aylık anlaşmaya varmış olması Türkiye ile İran arasında ambargoyu by-pass eden süreç işletilmiş, Komşumuzunbu konuda ilişkilerde güvenilirlik zafiyeti duymadan gerçekte iki ülkenin en çok ihityaç duyduğu yapıcı ilişkilerin Halkbank ile işletilen İran'ın mali parasal dengesi uluslar arası ilişkilerde köprü olmuştur.

OPERASYON ABD ve İSRAİL yararına yapılmıştır. Ülke menfaati gözetilmemiştir

OPERASYON ABD ve İSRAİL yararına yapılmıştır. Ülke menfaati gözetilmemiştir
İranın parası Halk Bankası’nda yüklü miktarda bulunmaktadır. bu paralar çoğu kez özel finans kurumları tarafından transfer edilir. Reza Zarrab'ında İran vatandaşı olması dolayı işlemleri kolay yürütülmektedir. 
Reza Zarrab’ın da para transferine aracılık eden şirketi vardır. Reza Zarrab’a ait şirketin hem Türkiye’de hem İran’da fonları bulunmaktadır.

İran’a para gönderecekseniz parayı İran’daki hesap bilgilerini aracı kuruma veriyorsunuz. Aracı kurum paradan belli miktarda komisyon alıyor. İran’daki şirketinden ilgili hesaba para transferi yapıyor. Tüm dünyada mevcut bankalararası elektronik fon transferi standardı esas olan sistem olan Swift devreye girmediğinden denetim yada ambargoya tabi tutulamıyor.

Para transferinin işleyişi ülke içinde yapılan para transferi gözüktüğünden yaptırımlardan etkilenmiyor. Türkiye’de bununla ilgili çalışan şirketler elbette var, Zarrab'ın şirketi bu işi yapan firmalar arasındaki en büyük kurum olma hüviyetini taşıyor.

İran Devleti’nin Türkiye’de bütün parasının yanlızca Halk Bankası’nda olduğunu, alımlarında yapması gereken para takipte olan ülkeleri ürkütmeden  transferlerini bu şekilde yapması gerektiğini vurgulayalım.

Transferlerinde karşılaşılacak sorunların çözülmesi konusunda Reza Zarrab’a bakan yakınlarının siyasi güçlerini kullanarak yardımcı olmuşlar bilinmez ama bu yöntemin ülkemiz iş gücünden bir şey eksitmediğini, yanlızca sorunlu bir komşu devletin amborgolarda zorluklarını kolaylaştırmanın halkımıza ne zararı var bilinmez, fakat bu sayede ülkemize giren parada ciddi miktarda ABD ve İsrailli fazici lobilerin iştahını kabartmakta.

Hülasa OPERASYON ABD ve İSRAİL yararına yapılmış komşuluk ve parasal güvende bir intihar girişimi olmuştur. Bu şu anlama geliyorki birileri Siyonistgüçlerin uşağı olmakta israr etmekte ve ABD ve İsrail faydalı olabilmek için Halkıızın ilişkilerini tehlikeye atmaktadır


ABD ile İRAN Arasındaki IRAK‟TA Menfaatleri

ABD ile İRAN Arasındaki IRAK‟TA Menfaatleri
Dünyadaki eskiden gelen geleneksel Stratejik üstünlüğü ile hüküm süren İran, Irak‟ta ikili oynuyordu. Bu da ABD‟nın işgali başarmasını kolaylık sağlıyordu, İranın stratejik konumunu ve tek başına servetini muhafaza etmesini kolaylaştırmıyor, ancak aynı zamanda Amerikalıların orada tamamen başarısız olmasını isteniyordu. Böylesine bir durumun şimdiye kadar İran milli güvenliğine tehdit teşkil etmekteydi.

Irak‟ta var olan her hangi bir Sünni direnişten kurtulmak noktasında İran ve Amerika müşterek çalışma esaslarında bir araya geliyor beraber çalışıyorlardı.

Öte yandan Washington beyaz saray stratejisinde İran‟ın bereketli ortaklığını sağlama almak istiyor. Bu olay da körfez bölgesinin güvenliğin de gücü elinde tutmaya sebep oluyordu. Bunun devam etmesi her iki taraflıda güvenli hissettiriyordu.

Irakın işgali bölgesel güç dengesini İran fiilen onay verdi. Türkiye‟nin geçmişte İsrailin kuruluşunda ve sonrasında Siyonist işgal rejiminle birlikte güvenlik ortaklığı ile yaptığı rolü taklit etti. 

O zaman ABD yönetimi Tahran hükümetinden Irak‟taki Şii gruplar arasında aracı olmasını istemesi bu süreçte sürtüşme olmayacaktı. Irak da dahil olmak üzere bölgenin düzenlenmesi hususunda İran ile ABD arasında devam eden gizli oturumlar, görüşmeler, toplantılar hatta anlaşmalar bazen İran‟da arka odalarda yapılırken basende bölgenin başka ülkelerinde yapılıyor. Bu hala devam etmekte birlikte İran stratejisini kendine gelen öz güvenle kapalı düzenden açık düzene geçerek desteği israil ve abd ile alakalı  ilişkileri saklamaktan artık vazgeçti, 



İranın açık açık fetvalarla tek düşmanının sünni mezheple olup, bunun dışındaki İsrail ve Amerika ile her hangi bir savaşı ve hedefi bulunmamaktadır.

ABD ile İRAN Arasındaki Müttefik ilişkiler

ABD ile İRAN Arasındaki Müttefik ilişkiler
İran ve ABD arasında devam eden güvenlik iş birliği, değişimi, çıkarların gözetilmesi, çerçevesinde Pakistan, İsviçre, Washington ve Tahran‟daki büyükelçilikleri ile yürütüldü. Irak‟a yönelik savaşta Londra, en yakın dostu Washington, askeri ve istihbarat noktasın da iş birliği ABD İran İlişkilerinin Kara Kutusu başlatıldı. Bunları bir araya getiren stratejik iş birliğinden ilki 2001 yılında Taliban Rejiminde olan Afganistan‟a yönelik ABD işgali çerçevesinde yapıldı.

Son 25 yılı aşkın süredir devam eden İran ABD politikalarında görünen Takiyeci Şii Metodu aralarındaki anlaşmaya sadık olduklarını kanıtlamıştır. Belkide Bush Yönetimi Irak‟ta daimi ABD karargahlarının kurulmasını böylece Iran'dan beklenen Mehdi Füzelerinden emin olunacağı hususunda Gaib İmam Şiası ile anlaşarak uzlaşıldı. Bu nedenle Beyaz Saray‟dan ayrılmadan önce son zamanların da Bushun gizli sırları kapalı mertebesinde kalacaktı.

Bunun dışında Bushun dünkü emanet zekası ile Irak ve diğer ülkeler "Almanya, Japonya ve Kuzey Kore gibi" arasındaki temel farklılıkları gözetti.

Buralarda ABD yaklaşık çeyrek asırdan fazla askeri güç bulunduruyor. Bu ülkeler denizci askerlere Allah‟a ve Resulüne bağlı ideolojik bir bakış açısıyla bakmıyorlar. Hükümetleri kendi halkları tarafından tanınmış durumda, yollarda patlamaya hazır bombalar yok ve yahut yabancı olmaları nedeniyle kendilerine ateş açılmıyor ya da iş birlikçi hükümet yönetimine karşı gelinmiyor. Her şey doğal anlaşılmış mezrasında ilişkiler devam etmektedir.

16 Aralık 2013 Pazartesi

Bir idam ve yine o kirli tasfiye planı

Bir idam ve yine o kirli tasfiye planı

Türkiye dahil, bir çok ülkede idama yönelik çok ciddi bir hassasiyete tanık olduk. Özellikle sosyal medya üzerinden sınırları aşan bir tepki söz konusu. Aklıma Mısır Cuntası'nın göstermelik mahkemeleri geldi. Bu yüzden, hassasiyeti alabildiğine diri tutmak gerekiyor. Bangladeş'te Cemaat-i İslami liderlerinden Abdülkadir Molla dün idam edildi. Allah korusun, benzer sonuçlar bu ülkede de ortaya çıkarsa, Abdülkadir Molla'nın idamına yönelik hassasiyetin çok çok üstünde bir tepki şekillenecek demektir. .

Trajik Pakistan-Bangladeş savaşını sorgulamak elbette iki ülkenin de karşı konulamaz haklarından biri. Çünkü o savaş, özellikle Bangladeş için çok ciddi kıyımlarla, insan hakları ihlalleriyle dolu.2010 yılında Bangladeş hükümetinin başlattığı konuya ilişkin soruşturma/yargılama çerçevesinde Cemaat-i İslami üyeleri de idama mahkum oldu. Abdülkadir Molla, ilerlemiş yaşına rağmen bu özür taleplerini hiçbir zaman kabul etmedi. Boyun eğmedi, İdam kararı büyük tepkilere rağmen uygulandı.

Hemen söyleyelim; Pakistan ile Bangladeş'in ayrılmasına, o dönemde iki ülkenin de entelektüel ve dini çevrelerinde karşıt olanların sayısı oldukça çoktu. Pakistanlı Ebu'l A'lâ El-Mevdudî gibi, düşünceleriyle İslam dünyasında yankı uyandırmış bir isim bile bu ayrışmaya karşı çıktı. İki ülkede, özellikle İslami grupların önemli bir kısmı, parçalanmaya haklı sebeplerle karşı çıkmıştır ve bu duruş şu an bile son derece sağlıklı bir duruştur.

Bugünkü haritaya bakınca, Bangladeş gibi yolsuzluk, sefalet, güçsüzlük ve başarısızlık örnekleriyle dolu bir ülkenin varlığını sorgulamak hala mümkün.Ancak Abdülkadir Molla'nın idamı önümüzdeki ay yapılacak seçimler ve bu seçimlerle 'vatanseverlik' oylarına talip olmakla birebir ilgisi var. Oy uğruna ülkenin en zayıf noktasını tahrik eden, istismar eden, Bangladeş halkının duygularını bu yolla oya tahvil eden bir iç politik tasarım dikkat çekiyor. Ama bu kadar değil. İdamla ilgili çok daha önemli gerçekler var ve o gerçekler Bangladeş'i iç savaşa kadar sürükleyebilir.

Hatırlarsanız Burma-Arakan'da uzunca bir süredir inanılmaz kitle sel kıyımlar yaşanıyor. Budizm öne çıkarılarak, Arakan bölgesinde yaşayan Müslümanlar topraklarından sürülüyor, köyleri-evleri hatta kendileri yakılıyor, bunlardan bir kısmı Bangladeş'teki mülteci kamplarına ulaşıyor, bir kısmı ise hayatlarını kaybediyor. Rohingya Müslümanları konusunda Türkiye'de de belli bir hassasiyet oluştu. Ne yazık ki yeterli değil ve kıyımların önüne geçilemiyor.

Olay; bir Hindu-Müslüman çatışması olarak öne çıkıyor, değil mi? Oysa işin gerçeği daha başka. Burma'dan Çin'e uzanan doğal gaz ve petrol boru hatları projesinin bedelini ödüyor Rohingyalılar. Bildiğimiz, çok yerde karşımıza çıkan 'enerji güvenliği', 'güvenlik koridoru' kavramları burada da önümüze çıkıyor. Boru hatlarının geçtiği bölgelerde yaşayanlar Müslümansa o bölge insansızlaştırılıyor. Çünkü Müslüman topluluk, gelecekte enerji güvenliği için bölgesel istikrarsızlık alanı olabilir. Azınlıktırlar, Müslümandırlar, onlar üzerinden bölgenin istikrarsızlaştırılması son derece kolaydır.

Bu, güvenli koridor meselesi, buna yönelik demografik değişim çabaları petrol ve doğal gaz güzergahında bulunan yeryüzünün bir çok bölgesinde ciddi sıkıntılara, çatışmalara neden olur. Nerede bir ticaret güzergahı varsa, nerede bir enerji güzergahı varsa orada bir demografik değişim ve çatışma vardır.

Bangladeş'in güvenliğini sarsan politikalar söz konusu. Bir nevi Türkiye'deki 28 Şubat gibi, bir İslamcı tasfiye uygulanıyor. Bangladeş için böyle bir durum var mı? Onu da tartışacağız ama şu an orada belki bundan daha vahim bir durum var. Son yıllarda, Pakistan'da yaşanan türde bir iç güvenlik meselesi söz konusu. Uluslararası güvenlik için Bangladeş'in güvenliğini sarsan politikalar söz konusu. Bir nevi Türkiye'deki 28 Şubat gibi, bir İslamcı tasfiye uygulanıyor.

ABD ve Avrupa Birliği Pakistan'da uyguladıkları programın aynısını bu ülkede uygulamaya soktu. İslami hareketleri, cemaatleri, grupları, eğitim kurumlarını, özellikle medreseleri denetim altına almak için Bangladeş yönetimiyle ortak bir proje yürütüyor. Bunu da; 'El Kaide' tehdidini bertaraf etmek' adına yapıyor. Pakistan'ın denetim altına alındığını, medreselerin Batı denetiminde olduğunu, eğitim programlarının değiştirildiğini, bu eğitim kurumlarında CIA mensuplarının bile ders verdiğini düşünürsek, Bangladeş'te nelere yapılacağını da tahmin edebiliriz. Bir çok cemaat ve grup, terör ve tehdit kategorisine alındı ve Bangladeş yönetimi üzerinden tasfiye ediliyor.

Yönetim ABD ve Avrupalı ülkelerin yoğun baskısı altında görünüyor ama aslında bu baskıyı arayıp da bulamayacağı bir fırsat olarak kullanıyor. Batılı güçler bu ülkeye şunu söylüyor: 'Bangladeş Pakistan'ın yerine geçti. Hindistan'dan, Afganistan'dan, Burma'dan, Tayland'dan ve Güney Asya'nın bir çok ülkesinden İslamcılar Bangladeş'e akın ediyor. Yüzlerce medrese açıldı. Buralarda teröristler yetişiyor. Bunların önüne geçin. Bu eğitim kurumlarını kapatın, söz konusu grupları yasaklayın ya da etkisini zayıflatın.'

İslamcı tasfiye kavramının bu günlerde en revaçta olduğu ülke Bangladeş!

Abdülkadir Molla'nın idamının sadece Bangladeş-Pakistan savaşına ilişkin bir yargı kararı olmadığını, İslamcı grupları sindirmeye dönük söz konusu kapsamlı projenin bir parçası olduğunu düşünüyorum.

İdam sonrası ülkede çok ciddi istikrarsızlık baş gösterecek. Zaten çatışmalar da başladı. Pakistan'da yaşananların belki daha fazlası bu ülkede yaşanacak. Tasfiye politikası Bangladeş'i önümüzdeki dönemin en istikrarsız, dış müdahalelere açık, örtülü operasyonların yaşandığı bir ülke haline getirecek. Daha şimdiden 'iç savaş' söylentileri dolaşmaya başladı.

ABD ve Avrupa'nın 'İslamcı tehdit' eksenli güvenlik stratejisi bir Müslüman ülkeyi daha kurban haline getirdi.

TÜRKLER MEDENİYETİN BEŞİĞİDİR VE KÖKENLERİ SÜMERLERE KADAR DAYANIR

TÜRKLER MEDENİYETİN BEŞİĞİDİR VE KÖKENLERİ SÜMERLERE KADAR DAYANIR
Yahudi bankacı iş adamı David Rockefeller'den son yüzyılın en büyük itirafları. Türkiye üzerinde oynanan oyunlar..


Dördüncüsü, ülke bor madenleri bakımından dünyanın en zengin ülkesidir ve bu maden dünyada yakın bir gelecekte, petrolden bile daha önemli bir hale gelecek.

Beşincisi ve belki de en önemli olanı Türkler medeniyetin beşiğidir. Türkler, Milattan Önce 4.000’lerde Orta Asya’da yaşayan büyük bir felaketten sonra yaşadıkları yerleri terk edip, Mezopotamya’ya ve Rusya üzerinden Avrupa’ya gelen Aryanlar, yani dünyadaki en medeni olarak kabul ettiğimiz Ari Irk’tandırlar ve Avrupa’daki Finliler, Macarlar gibi bazı uluslar Türk kökenlidir. Ayrıca Anadolu’da büyük uygarlıklar kuran Hititler ve Asurlular’ın da Türk kökenli olma ihtimali yüksektir.

Milattan Önce 3.500 yıllarında Mezopotamya’da yaşamış olan Sümerler ilk yazıyı bulan, toplumda adaleti sağlamak için ilk yasaları çıkaran ve mahkemeleri kuran, ilk para kullanan ve vergi toplaya, ilk okul açan ve tekerleği bulan ulustur: yani dünya medeniyetinin başlangıç noktasıdır ve soyları tarihçilerimizin araştırmalarına göre Türk kökenli insanlardır. Çünkü Sümerler o bölgenin yerli halkı değildirler; yani göçebedirler ve tarihçilerimizin araştırmalarına göre “kız” manasına gelen “kır” kelimesi, “öküz” manasına gelen “ökür” kelimesi gibi bugüne kadar çözülebilen 1000 civarında Sümerce kelime ve “Ayağını yere sıkı bas, Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır, Sel gibi silip süpürmek, Yağ gibi erimek” gibi yüzlerce atasözü bugün Türkçe’de kullanılmaktadır. Sümerlerin Ay Tanrısı’nın simgesi olan “Yarımay”, bugün Türk bayrağında kullanılmaktadır. Roma ve Yunan medeniyetleri Sümerlerden oldukça fazla faydalanmışlardır; mesela yapılarındaki süslemeleri ve Tanrıları Sümer tapınaklarından gelir.

Fakat biz bunu örtbas etmek için, Milattan Önce 2.000 yıllarında, yani Sümerlerden 1.500 yıl sonra başlamış olmasına ve Yunan medeniyetini, dünyadaki ilk medeniyet olarak dünyaya tanıttık. Daha da ilginç olanı, Yunanlılardan önce Mısır Medeniyeti başlamıştır; ama onlar da ancak Sümerlerden 1000 sene sonra piramitlerini yapabilecek uygarlık düzeyine gelebilmişlerdir. Mayalar ve İknalar; Sümerlerden 2000 sene sonra ziguratlarını aynı biçimde yapmışlardır.














TÜRKİYE BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ... SU KAYNAKLARININ ÖNEMLİ BİR KISMI BURADA

TÜRKİYE BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ...
SU KAYNAKLARININ ÖNEMLİ BİR KISMI BURADA
Yahudi bankacı iş adamı David Rockefeller'den son yüzyılın en büyük itirafları. Türkiye üzerinde oynanan oyunlar.

Türkiye hakkında biraz daha durmak istiyorum; çünkü dünyadaki en stratejik konumdaki ülkedir ve bizim için çok önemlidir. Nedenlerine gelince:

Bir kere Büyük İsrail Devleti topraklarının su kaynaklarının önemli bir kısmı şu anda Türkiye’ye aittir.
İkincisi, Müslüman ve demokratik bir ülke olarak bu konuda öncü bir ülkedir. İslamiyeti yıkmak istiyorsak önce Türkiye’den başlamalıyız.

Üçüncüsü, Avrupa ve Asya arasında bir köprü durumdadır. Maden, petrol, doğalgaz gibi zengin yer altı kaynaklarına sahip Ortadoğu ve Kafkasya’ya hakim olmak istiyorsak bu ülke elimizin içinde olmalıdır. Ortadoğu hemen hemen elimizde sayılır. Kafkasya ve Orta Asya’daki diğer Türk devletleri de yakında darbelerle kargaşaya boğulacaklar ve avucumuzun içine düşecekler. Bu Türkler aslında birleşip bir araya gelseler karşılarında hiçbir güç duramaz. Bu yüzden böyle bir olasılığa karşı, ajanlarımız her an tetikte bekliyorlar.
Türk devletlerinde kilit mevkilerdeki adamlarımız, aralarında en ufak bir yakınlaşma sezdiklerinde hemen istikrarı bozacak olaylar ve darbelerle bunu önlüyorlar.