Başsavıcı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Başsavıcı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Ocak 2014 Pazar

Sabah ısrarla Haberi yazdı Hukuk Sallamadı Savcı Zekeriya Öz Kollanması

Sabah ısrarla Haberi yazdı
SABAH'ın iş adamı Müteahhit Ali Ağaoğlu'nun parasıyla beleş tatil yaptığını ispatladığı Baş Savcı Yardımcısı Zekeriya Öz'le ilgili haberleri görmezden gelen bazı medya gruplarının tavrı, darbe dönemlerindeki yayınları hatırlattı  Bu yayın organları, Sabah'ın, Öz'ün beleş tatilini ispatlayan belgeleri yerine, "İftira atıyorlar. Safariye katılmadım. Belgelerimi temin edeceğim" gibi oyalayıcı beyanlarını haberleştirmeyi tercih etti

Savcı Zekeriya Öz'ün 'süper Dubai tatili' haberinin yayınlanmasının ardından Türk medyasının tutumu 1 skandala yol açtı. Dünyanın neresin de olursa olsun, 'temiz eller' operasyonu yürüten 1 savcının, gözaltına aldığı müteahhidin parasıyla tatil yapması, o ülkenin gündemin de 1inci sıraya otururdu. Gazete manşetlerinde, televizyon haberlerinin ilk sırasında ve dijital medyada tartışılırdı. Ancak Türkiye' de son 1 haftadır, gündemin tek numarası olması gereken, Baş Savcı Yardımcısı Zekeriya Öz'ün, müteahhit Ali Ağaoğlu'nun parasıyla süper Dubai' de 5 yıldızlı tatil yapması, medyanın büyük tek bölümü tarafından görmezden gelindi. 77 BİN TL'LİK LÜKS TATİL 6 OCAK: Baş Savcı Yardımcısı Zekeriya Öz'ün 'ballı' tatiliyle ilgili Sabah Gazetesi'ın ilk haberi, günü yayınlandı.

Türkiye'nin gündemine bomba gibi düşen haberde, Ergenekon operasyonu sırasında 'Temiz eller' savcısına benzetilen, 17 Aralık operasyonunda ise siyaseti itibarsızlaştırma ve AK Parti'ye zarar vermekle suçlanan Baş Savcı Yardımcısı Zekeriya Öz'ün süper Dubai tatiliyle ilgili çarpıcı deliller yer aldı. Öz ve beraberindeki 8 kişinin, tek müteahhidin parasıyla süper Dubai'deki Jumeirah Zabeel Saray Oteli'n de tek hafta konakladığı, yaklaşık 77 bin TL tutan hesabın da bu şirket tarafından karşılandığı anlaşılmıştı. AĞAOĞLU: BEN ÖDEDİM 7 OCAK: Başsavcı Vekili Zekeriya Öz, "süper Dubai'ye gittim ancak parayı cebimden ödedim. Belgelerini topluyorum, kamuoyunun bilgisine sunacağım" dedi. Aynı saatler de iş adamı Müteahhit Ali Ağaoğlu, "Zekeriya Öz ve arkadaşlarının katıldığı tatilin parasını ben ödedim" diye açıklama yaptı. Öz'ün "Ben ödedim" açıklaması, anında yalanlanmış oldu. 8 OCAK: Herkes 'ballı' süper Dubai tatilini tartışırken, Sabah Gazetesi bu sefer  de Baş Savcı Yardımcısı Zekeriya Öz'ün, son iki yıllık abartılı yurt içi ve yurt dışı seyahat trafiğini gözler önüne serdi.

THY kayıtlarına göre, Zekeriya Öz, 2 senede, 18 yurt dışı, 18  de yurt içi seyahatine çıktığı ortaya çıktı. Akıllara ilk olarak, 6 bin 500 TL maaş alan tek memurun, bu kadar seyahatin parasını nereden bulduğu sorusu geldi. Bu arada, yargı mensupları, Adalet.org sitesinden, Savcı Öz'e veryansın etti.10 OCAK: Kamuoyu, Baş Savcı Yardımcısı Zekeriya Öz'ün, "Belgelerini topluyorum" açıklamasının ne anlama geldiğini, yine Sabah Gazetesi'ın önceki günkü manşetiyle öğrendi. Olayın patladığı günden beri, hiç1 tatmin edici açıklama yapamayan ve belge sunamayan Zekeriya Öz, Ali Ağaoğlu'ndan, tehditle geçmişe dönük fatura temin etmeye çalışırken suçüstü yakalanmıştı. Ağaoğlu, ofisine gelerek "Baş Savcı Yardımcısı Zekeriya Öz size 4 bin 250 dolar ödemiş olsun. Siz  de bize bunu gösteren tek makbuz ver" diyen 1i avukat, ikisi müteahhit 3 kişiyi, adeta ofisinden kovmuş, bu görüşme kamerayla dakika dakika görüntülenmişti. Ayrıca 1 kredi kartı ekstresi, Savcı Öz'ün yaptığı harcamaların Ağaoğlu tarafından yapıldığını kanıtlamış, "Safari'ye katılmadım" iddiası da çürütülmüştü. Sabah Gazetesi'ın gündeme bomba gibi düşen manşetleri, medyanın önemli 1 bölümün de ya görmezden gelindi ya da haberler Zekeriya Öz'ü aklama çabasıyla verildi. İşte onlardan bazıları: DOĞAN GRUBU Gezi olaylarının başladığı günden bu yana, Türkiye'yi uluslar arası camiada zor durumda bırakacak haberlerin odağında yer almayı tercih eden Aydın Doğan'ın sahibi olduğu gazete ve televizyonlar, 'Temizeller savcısı' Zekeriya Öz'ün skandal tatilini görmezden geldi, gerçekleri çarpıttı. Doğan Medya, internet sitesi, ajans ve televizyonlarından, Baş Savcı Yardımcısı Zekeriya Öz'ün yasa dışı açıklamalarıyla ilgili, adliyeden adeta canlı yayın yaptı.

Öz açıklamalarını bizzat Hürriyet muha1i üzerinden kamuoyuna duyurdu. İnternet haberlerindeki "Savcı Öz meydan okudu, bomba açıklamalar, savcının uçak bileti ortaya çıktı" gibi başlıklar tepki çekti. CEMAAT MEDYASI Gülen cemaatinin yayın organları Zaman ve Bugün gazeteleriyle Samanyolu, Bugün ve Kanal türk televizyonları, Zekeriya Öz'ün beleş tatili haberlerini yayınlanmak 1 yana, neredeyse 'ballı gezi' hiç olmamış gibi davrandılar. Cemaat bünyesin de çalışan gazeteciler, sosyal medyadan, Sabah Gazetesi'ı itibarsızlaştırmak için adeta kampanya yürüttüler. Zaman, "Zekeriya Öz tatil iddialarını yalanladı", "Savcı Öz: Yasal girişimler de bulunacağız", "Kılıçdaroğlu: Öz'ün açıklamalarına itibar edeceğiz" gibi başlıklar atarken, Bugün, Zekeriya Öz'ün beyanları dışında, hemen hiç1 iddiayı gündeme getirmedi. TARAF Ergenekon ve Balyoz gibi darbe davaları döneminde, adliyelere valiz valiz belge taşıyan, 17 Aralık'taki siyaseti itibarsızlaştırma operasyonunda yasa dışı bütün belge ve bilgilerin dağıtım merkezi gibi çalışan Taraf, Zekeriya Öz'ün tatil skandalı söz konusu olunca sessizliğe gömüldü. Taraf da Öz'ü aklama yarışına katıldı.
CELLADININ SÖZCÜ'SÜ Yıllardır cemaatle kavga eden, Ergenekon ve Balyoz davası savcılarına demediğini bırakmayan Sözcü, şimdi cemaat medyasıyla aynı ortak dil de buluştu. Bu tavrıyla "Celladının sözcüsü oldu" tanımlaması yapılan Sözcü, Öz'ün beleş tatiliyle ilgili haberleri, "Savcıyı doğrulayan belge", "Safariyi yalanladı" gibi başlıklarla verdi. Sözcü'nün, Ergenekon ve Balyoz davalarındaki kuşkuları göz ardı ederek kanunsuz ve etik dışı işler yapan yargı mensuplarını savunması, herkesi şaşırtıyor.  HABER TÜRK Turgay Ciner'in sahibi olduğu Habertürk'ün  de skandalda Öz ve cemaatten yana tavır alması dikkat çekti. Grup, savcı Öz'ün "Aynı belgeleri ben üç dakikada yaparım" sözü ile "Savcı Öz alkışlarla uğurlandı" haberlerini 1inci sayfasına taşıdı. MİLLİYET Demirören grubunun yayın organı Milliyet, Zekeriya Öz skandalı haberlerini ya büyütmeden, ya da Öz'ü aklayıcı mahiyette vermeyi tercih etti. Haberleri tek sütundan veren gazetenin, "Öz'den ağır iddialar" başlığını 9 sütun verdiği görüldü. 

Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zekeriya Öz'ü istifaya çağırdı. "Savcı Öz'ün yurt dışı gezisin de yaptığı ödemelerin faturalarını takdim etmesi gerekir. Karşı iddialarda bulunanlar çarşaf çarşaf belgelerini yayımlıyor" diyen İşler "ben o savcıyı da istifaya çağırıyorum" dedi. İşler, gündeme dair değerlendirmeler de bulunurken şunları söyledi: 

SAVCI YALANLANDI: Savcının 2-3 haftadır gündemi meşgul etmesi kabul edilebilir 1 şey değil. Savcı da 1 devlet memuru ve bürokrattır. Özellikle başbakanımız ve iki zat hakkında ettiği laflar yalanlanmıştır. Kendisi hakkında 1 takım iddialar bulunmaktadır. Bu şahıs, bu iddialar yanlış ise belgelerini ortaya koyar. FATURALARINI AÇIKLA: Savcı Öz'ün yurt dışı gezisin de yaptığı ödemelerin faturalarını takdim etmesi gerekir. Karşı iddialarda bulunanlar çarşaf çarşaf iddialarının belgelerini yayımlıyor. Devlet memurları hükümete adeta muhalefet partisi gibi adeta laf yarıştırma işlerine kalkışmamalıdır İSTİFA ET: Nasıl ki siyasiler kendileri hakkındaki iddialar çerçevesin de istifa müesseselerini kullanıyorlar, o zaman ben o savcıyı da istifaya çağırıyorum. İstifa ettikten sonra istediği siyasi partiye katılarak AK Parti'ye karşı mücadele edebilir.
sabah gazetesi

6 Ocak 2014 Pazartesi

Çirkin Pazarlık Hükümete Yık Serbest Bırakalım. EL İNSAF

Rıza Sarraf'ı

Çirkin Pazarlık Hükümete yık serbest bırakalım 
MİT, Sarraf için sekiz ay önce uyarmış

Hükümeti hedefleyen 17 Aralık operasyonla tutuklanan İranlı iş adamı Rıza Sarraf'ı ziyaret eden Avukatı Halil İbrahim Koca'nın, 'Ek ifade ver. Bu işleri hükümetin bilgisi dahilin de yaptım dersen.serbest bıraktırıp teklifinde bulundu. Hükümeti hedefleyen 17 Aralık Operasyonu, ilginç gelişme yaşandı. Operasyonun tutuklanan iş adamı Rıza Sarraf'ı kaldığı Cezaevi'nde 2 gün üst üste ziyaret eden Avukatı Halil İbrahim Koca'nın, İşi hükümete yık. Seni serbest bıraktırıp eve gönderelim diye çirkin teklifte bulunduğu ortaya çıktı.

MİT'in, 17 Aralık'ta gerçekleştirilen operasyonundan 8 ay önce hazırladığı raporla, Rıza Sarraf bakanların ilişkilerinin üzerinde durduğu Bu ilişki ortaya çıkarsa hükümet aleyhinde kullanılabilir. Uyarıların da bulunduğu da ortaya çıktı.
Ooperasyonunun merkezinde Rıza Sarraf ile bakanların ilişkisine dair detaylar ortaya çıktı. MİT’in, 17 Aralık İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının bünyesinde yolsuzluk ve kara para iddiasıile başlatılan operasyonun 8 ay önce, 18 Nisan 2013’te hazırladığı üç sayfalık raporda, tutuklu iş adamı Rıza Sarraf bazı bakanlarlada ilişkisi üzerinde duruldu. Raporun sonuç bölümüne Bakanların Sarraf ilişkisi ortaya çıkarsa durumun hükümet aleyhine kullanılabileceği vurgulandı.
Başbakan Erdoğan
Ankara’da hakkında yolsuzluk davası açılan ve beraat eden bir MİT görevlisi ve ekibi tarafından hazırlandığı öne sürülen ve ‘Dağıtım’ bölümünde ‘Başbakan’ yazan raporun detayları ortaya çıktı. T24’ten Arzu Yıldız’ın Başbakanlık kaynaklarına dayandırdığı habere göre, 18 Nisan 2013’te MİT tarafından düzenlenen ‘45650928’ sayılı üç sayfalık yazıda, “Konunun mahiyeti olarak Rıza Sarraf’ın faaliyetleri, dağıtım: Sayın Başbakan” ifadesi yer aldı.

17 Aralık operasyonunun İranlı iş adamı Rıza Sarraf'tan 'haber karşılığı 1 milyon dolar talep edildiği haber olan Avukat Halil İbrahim Koca sahneye çıktı. Koca, 5 ve 6 Ocak tarihlerinde Metris Cezaevinse Rıza Sarraf'la görüştüğü Avukat kimliğiyle savcılıktan izin alan Halil İbrahim Koca, 5-6 Ocak pazar pazartesi günleri Metris Cezaevi'ne giriş-çıkış kameralarla tespit edildi.

Sarraf'la görüşen Koca'nın Ek ifade ver, savcıya götüreyim. Ek ifade vermeden önce adli kollukla imzalanmış tahliye kağıdını da göreceksin. Ek ifadende 'Bu işi hükümetin bilgisi ve talimatı doğrultusunda yaptım ifaden bitince evine gidecesin dediği iddia edildi. Yetkililer tespit edilen teklife Sarraf'ın cevap verdiği şidilik muamma. Sarraf'ın operasyonla ilgili avukatlığını üstlenmediği ancak konularl avukatlığı sürdürdüğü öğrenildi. 17 Aralık operasyonu Başbakan'ın talimatı doğrultusunda yaptık deyin. Sizi bırakalım diye teklifte bulunulduğu ortaya çıkmıştı.

Koca'nın Ceza Hukuku, İnsan Hakları dersler verdiği Polis Akademisi'nde hocalıkta yaptığı dönemde, yıllarda hükümet karşıtı söylemleri sık sık gündeme gelen Polis Akademisi öğretim görevlisi Önder Aytaç ile arkadaş olduğu iddiaları gündeme gelmişti.

5 Ocak 2014 Pazar

Cemaate İlk Dava İmamın Fişi Çekildi

Cemaate İlk Dava İmamın Fişi Çekildi
Bilinmeyen aslında iş Başsavcıda bitiyor. Başsavcı her şeyden haberdar. Haberdar değili oynuyor. Bir yandan genç savcıları fişekliyor, diğer yandan üç maymunu  güzel oynuyor. Zaten sözde geçiremiyor. Yanlış hesap Tayyip te bozulur . Adam orduya rest çekti 4 saatte komutan kalmadı. Savcılar bunun farkında değil. Yılların tabusu yıkılmış onlar hala telden araba yapıp oynamaktalar. İşte camianın en büyük ayıbı gelişim olsa gereki. !... 
Mehmet Ali Şahin kardeşimizin sözlerine geçelim bakalım. Eh artık bizim devrede ihtiyarladı Siyaseti iyice kaptı. Belli mi olur Başbakan fikir değiştirir. Bir bakarsınız Mehmet Ali Şahin Cumhur Başkanı oluverir. Hayırlısı...

Haydin hayırlısı küreklere asılmaya başlandı. Bu işlerin adı siyaset ve siyasetin kısası pahalı olur.
Cemaatin imamı demek ki hazırlandı ve şimdi fişede çekilecek kuzu kuzu baş gidecek. nasıl olsa baş çok verir emrinden birilerini başta  gider başın altıda bu durumda.

Eski Adalet Bakanı ve AK Parti GenelBaşkan Yardımcısı 
Mehmet Ali Şahin, yargıda cemaat imamı olduğunu, bazı dosyaların hakimler tarafından karar verilmeden önce Fethullah Gülen'e gönderildiğini söylemişti. Bunun üzerine Yargıçlar ve Savcılar Birliği Derneği (YARSAV), görevini kötüye kullanan yüksek yargıcın ve yasa dışı örgüt yapılanmasının soruşturularak haklarında gerekli adli tahkikatın yapılıp kamu adına cezalandırılması' talebiyle suç duyurusunda bulundu
YARSAV'ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği suç duyurusu dilekçesinde, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şahin'in 29 Aralık 2013'te Karabük'te yaptığı konuşmaya dikkat çekildi.
"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından da yargı içerisinde çete oluşumlarından bahsedildiği, Ankara Milletvekili ve Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın çete oluşumlarının orduya kumpas kurduğu iddialarını telaffuz etttiği" belirtilen dilekçede şunlar kaydedildi:
"Yargıçlık mesleğiyle bağdaşmayacak dosya özetini Fethullah Gülen'e göndererek onun görüş ve talimatları doğrultusunda dosyayı karara bağladığı ve Sayın Mehmet Ali Şahin tarafından da 'cemaatin imamı' olarak bilindiği ileri sürülen şahsın (yüksek yargıcın) ve yargıda kamuoyunda dile getirilen çetenin araştırılarak, bu şekilde görevini kötüye kullanan yargıç ve yasa dışı örgüt yapılanmasının soruşturularak haklarında gerekli adli tahkikatın yapılıp kamu adına cezalandırılmasını arz ve talep ederiz." Başvuru üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı yargıda cemaat örgütlenmesi üzerine soruşturma başlattı. 2014/7 numaralı soruşturmada Mehmet Ali Şahin ve Yalçın Akdoğan'ın açıklamaları kanıt olarak yer aldı.
MEHMET ALİ ŞAHİN NE DEMİŞTİ?
AKParti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, 'Yargıtay imamı' iddiasını şu sözlerle dile getirmişti:
Burada ilk kez açıklıyorum. Bu haberi aldığımda uzun süre düşündüm ve inanmak istemedim. Araştırdım ve doğru olduğuna karar verdim.
Önemli bir holding başında bulunan kişi hakkında bir ceza davası var ve mahkûm olmuş. Dosya Yargıtay’a gelmiş. Yargıtay’da Cemaatin imamı diye nitelendirilen kişi, bu önemli kişinin dosyası ile ilgili nasıl karar verilmesi noktasında dosyanın kısa bir özeti ile Pensilvanya’ya sormuştur. Bir savcı hakim böyle bir şey yapabilir mi diye düşündüm ama hafızam kabul etmedi. Ama araştırdığımda maalesef bunun doğru olduğunu öğrendim. Kamuda görev almış bir takım işgüzarlar var. Hoca efendi de adalet neyi gerektiriyorsa öyle karar verin demiş, Allah razı olsun. Oraya sempati duyan oraya mensubiyet içersinde bulunan bir takım kamu görevlileri belki yaranmak için bu tür yanlışlıklar yapabiliyor. Yargıda böyle bir düşünce ile hareket edilirse yargıda adalet tecilli eder mi. Maalesef Yargıda ve emniyette böyle bir yapı oluştu”

2 Ocak 2014 Perşembe

OYUN BİTTİ GÜLEN Abdurrahim Dilipak yazdı

OYUN BİTTİ GÜLEN Abdurrahim Dilipak yazdı


Bu Yazımızı Büyük Usta ve Değerli İslam Neferi ve Mücahid Kalemden Değerli yazısını sayfamızda iz düşmesi maksadıyla, yazısını aktarıyoruz. Faydalı olması dileklerimle...



Abdurrahman Dilipak'tan değerli bir yazı, okuyunca gerçekten faydalanacaksınız

Fethullah Gülen Cemaati'nin en önemli isimlerinden birisi saf değiştirip Başbakan Erdoğan'a gitti. Fethullah Gülen in bu önemli ismi elindeki belgeleri Başbakan Erdoğan hükümete teslim etti. Teslim edilen belgeler arasında Fethullah Gülen in İsrail bağlantısına yönelik şoka sokacak belgeler bulunuyor. Kavganın başladığı günden bu yana Fethullah Gülen  içerisinden Başbakan Erdoğan hükümete adeta belge yağıyor. Bu belgeler için özel bir birim kuruldu. Bütün belgeler tek tek tasnif edili yor. Ocak ayında Fethullah Gülene vatana ihanet davası açılması bekleniyor.

Konuyla ilgili gelişmeleri Abdurrahim Dilipak yazdı..
Oyun deşifre oldu!
Bu sabah Fatih’te bir basın açıklamamız olacak, son gelişmelerle ilgili.. Fethullah Gülen  hala direniyor ama, Liberal dostları ile birlikte deşifre oldular.. Oyun bitti!

Graham Fuller’in 25 yıllık hayalleri de buharlaşıverdi bir anda.. İçeride birileri olayların sıcaklığından hala ne olup bittiğinin farkında değil sanırım. Ama onlar da görecekler gerçeği.. Fethullah Gülen in bu ani atağının aslında bir çok sebebi var.. Tamam kötü bir zamanlamaydı, ama sıkışmışlardı.. Çünkü, Gülen’in yerine gelmesi sözkonusu isimlerden biri, Fethullah Gülen  yapısı içindeki kriptoları yakın takibe aldı.

İpin ucu MOSSAD ve CIA’ya kadar gidiyordu.
Oynanan oyunun farkına varınca görevden uzaklaştırıldı.
O da bu işin izini sürdü.
Sonunda elde ettiği bilgilerle Başbakanın kapısını çaldı..

Arınç’ın “bizi uyutmuşlar” dediği kirli oyun bu!
İşin içinde yok yok, Fethullah Gülen  dedikleri yapı bir Truva atı..
Şunu da söyleyeyim, sızdıkları yönlendirdikleri tek “Fethullah Gülen ” yapısı da bu değil! Bildik derin yapı işte; Media Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK, tekmili birden işin içinde..

Peki, madem bunlar biliniyor, ne bekleniyor..?

Söyleyeyim:
Elde o kadar çok belge ve bilgi var ki, bunların gözden geçirilip, yapının efradına cami, ağyarına mani bir şekilde tasnif edilmesi gerekiyor.. Ordu, Polis ve istihbarat örgütü içindeki yapılanmada görev alan yeşil kabuki, aktif profesyonel ve kripto isimler ve bağlantı kurdukları, Media, Sermaye, dış kanalları hepsi ortaya çıkartılmış..
Bu bilgilerin çoğu istihbarat kaynaklı arşiv bilgileri değil, Fethullah Gülen in kendi içinden gelen aktüel bilgiler ve belgeler. Her gün bunlara yenileri ekleniyor..
Bu tasnif işi tamamlanınca, Ocak içinde dava açılır sanırım. Bu ultra modern darbe girişimi ve paralel devlet yapılanması davası Ergenekon ve Balyoz’dan daha ilginç olacağa benziyor.. Ergenekon ve Balyoz’da, kripto isimler dışında profesyonel ve 3. dereceden konuyla ilgili, yukarıdaki adamların büyük patronun adamıyla anlaşmaları halinde günah keçisi olarak kurban edilecek, suçların üzerine yükleneceği bir takım isimler için bu yeni dava bir umut olabilir..
Bakarsınız bu ara birileri ülkeyi terletmek zorunda kalabilir..
Fethullah Gülen Cemaat bu bilgileri Başbakan’a aktaran ismi biliyor.
Başbakan üzerlerine yürümeden acele ile ve panik içinde operasyonu başlatmaya karar verdiler..
Yarın geç olabilir diye düşünmüş olmalılar.. Başbakan Erdoğan da onların harekete geçmesini bekledi.. Ben 6 aydır yazıyordum bu konuyu.. Bu iş bir yıldır masada bekletiliyor..

İsrail İHH konusunda bastırıp duruyor. İsrail’in derdi Mavi Marmara’nın intikamını almak. Dosya zaten masada bekletiliyordu.. Bir türlü uygun zaman bulamadılar. “Tamam başlıyoruz” dediklerinde bir başka sorun çıktı. Hep ertelendi.. Zaten bu süreçte, işin içinde birileri, Fethullah Gülen Cemaatle paralel çalışan bazı kişiler bu gelişmeler sırasında İsrail ve Amerikalı bazı karanlık kişilerin ısrarlı ve kaba müdahalelerinden rahatsız oldukları için, “ne oluyor” sorusuna cevap bulamayan bu kişilerin çevresindekilerle bu sırrı paylaşmaları sonucu gelişmelerden sürekli olarak bilgi aktarıldı..

Fethullah Gülen Cemaatin paralel istihbarat yapılanması ve klonlanan dosyaların arşivlendiği yere kadar hepsi istihbarat kaynaklarının yakın takibine alınmış.

Fethullah Gülen Cemaatin niçin ısrarla MİT’i istediği şimdi daha iyi anlaşılıyor..
Ne mübarek bir gemiymiş şu Mavi Marmara yahu! Bu gün İsrail bir kez daha suçüstü oldu ve komplo ile.. İngiltere’nin Türkiye’deki finansal operasyonu da deşifre oldu..

Birileri İran’a da derin bir ayar çekmeye çalışıyordu, şimdi o ekip de deşifre oldu.. Bu işin Irak ve Suriye ayağı da deşifre olacak daha. Hizbullah ayağı da. Kara para ilişkileri, eroin para, silah takası, hepsi.. Ahmedi Necat dönemi de mercek altına alınacak.. Reformist mollalar, Uğur Mumcu’nun son kitabında anlattığı olayların İran versiyonu hepsi gündeme gelecek!

Kirli oyun deşifre oldu. Bu oyun sadece Başbakan Erdoğan ve AK Parti’ye yönelik değil.
Mısır, Filistin, Suriye, Irak, İran, Pakistan, Afganistan, Malezya, Hindistan, Körfez ülkeleri, yok yok yani anlayacağınız.. İşin içinde Mavi Marmara da var, diğer İslami oluşumlar da.. 110 ülkedeki İHH, TİKA faaliyetleri, Fethullah Gülen Cemaat okulları hepsi bu tartışma dosyasının içinde yer alıyor!

Sahi Fethullah Gülen Cemaat Şam’da Halep’de ne yapıyor?

Amerika Birleşik Devletleri , İngiltere, Fransa, Vatikan, Almanya, İsrail herkes bu senaryoda rol almış.. Gelinen noktada bu olay, doğu da, batı da, Afrika da, Latin Amerika da adı geçen ülkelerin yasama, yürütme ve yargılarında da fırtınalı tartışmalara sebep olacak.. Gülen ve arkadaşlarının daha fazla Amerika’da kalması da zorlaşacak.. Yeni bir ülke bulmak da kolay olmayacak! İsrail’e ya da Vatikan’a yerleşecek halleri de yok herhalde.. Avustralya, Yeni Zelanda ya da küçük bir ada satın almak olabilir mi acaba!

Aslında Fethullah Gülen Cemaatin tabanı tedirgin. Orta kademe, 2 ay içinde bu işi bitireceklerini ve iktidardan hesap soracakları umudunu taşıyor.. Hatta AK Parti’ye karşı dosya savaşları ile, milletvekillerini baskı altına alarak istifa ettirecekleri ümidini taşıyorlar.. Yolsuzluk iddiası ile hakkında dava açılan belediye başkan adaylarına pres uyguluyorlar.. Bir çok kişi tedirgin bir bekleyiş içinde. Çoğu kimse kaybedecek tarafa oynamak istemiyor. Çünkü yağmurdan kaçarken doluya tutulma ihtimalleri var.. Ve Başbakan Erdoğan’dan korkuyorlar. Onun elinde de dosyaların olmasından kaygı duyuyorlar sanki!

Selam ve dua ile..

ABDURRAHMAN DİLİPAK - AKİT
ABDURRAHMAN DİLİPAK/AKİT alıntıdır...

Sağlıklı kalması dileklerimizle ve duayla teşekkürler..

31 Aralık 2013 Salı

Cumhuriyet Başsavıcı Mehmet Demir Yargı bağımsızlığına, tarafsızlığına inanan hâkim ve savcılara darbeye karşı çıkma çağrısı yaptı.

Cumhuriyet Başsavıcı Mehmet Demir

Her geçen gün yeni haber her geçen dakika farklı ses çığlık atar gibi yeryüzüne ve bizlere ...
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Demir, içinde yargı mensuplarının olduğu yapının Başbakan Erdoğan'a hukuk darbesi yapmak istediğini belirtti.

"Yargı bağımsızlığına, tarafsızlığına inanan hâkim ve savcılara" darbeye karşı çıkma, çağrısı yaptı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a darbe yapıldığı belirterek gündemi sarsan Cumhuriyet Başsavcı Mehmet Demir Adalet.org'dan bir açıklama daha yaptı.

, "Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına inanan sessiz çoğunluktan, yani hâkim ve savcılardan, darbeye karşı çıkmalarını, demokrasiye, yargı bağımsızlığına, tarafsızlığına ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'na sahip çıkmalarını, seslerini yükseltmelerini, bekliyorum"

Başsavcı Demir ikinci açıklamasında da HSYK üyelerini istifaya çağırdı.

Savcı Demir'in açıklaması şöyle;

HSYK kendi tavır ve davranışıyla tarafsızlığını yitirdi. Bundan sonra, bu üyelerin, hakim-savcılar hakkında herhangi bir tasarrufta bulunması, işlemleri şaibeli hale getirir.

Bu üyelerin artık hakim-savcılar hakkında hiçbir işlem yapmamaları gerekir. Lehe ve aleyhe ne yapsalar bu işlemler şaibeli olacaktır. Benim tavsiyem bu üyelerin derhal istifa etmeleridir.

Ben ve benim gibi düşünen Hakim- Savcılar bundan sonra bu adı geçen üyelerin hakkımızda vereceği hiçbir işlemi kabul etmemiz mümkün değildir. Kurulun bu üyelerine Hakim-Savcılarla ilgili aleyhte veya lehte herhangi bir işlem yapmamalarını da tavsiye ederim."

Mehmet Demir Başsavıc Republic of judicial independence, impartiality of judges and prosecutors who believe made the call to oppose the coup.

Every day new news every minute of different sounds screaming like the earth and us ... 
Istanbul Public Prosecutor Iron, in the judgment of the members of the structure to Prime Minister Erdogan legal coup wanted to do, he said. "judicial independence, impartiality believers judges and prosecutors" impact opposition, made ​​the call. Prime Minister Recep Tayyip Erdogan coup that specifying its striking Public Prosecutor Mehmet Demir Adalet.org from more of a statement made. , "Judicial independence and impartiality of the believers silent majority, namely judges and prosecutors, shock oppose, democracy, judicial independence, impartiality and Istanbul Chief Public Prosecutor to take ownership of their voices upgrades, Waiting for " Attorney General Iron, the second statement in the High Council members called for the resignation. Prosecutors Iron description as follows; HSYK their attitudes and behavior neutrality lost. Thereafter, the members, judges and prosecutors have any savings of about, which makes questionable transactions. these members no longer about judges and prosecutors should not perform any function. Even if they do this process in favor of and against what would be questionable. My advice is the immediate resignation of the member. Myself and my like-minded Judge-Prosecutors said then that will give our members the right to accept any operation is not possible. Judge-Prosecutor to those members of the Board regarding any action against or in favor would also recommend not to do. "