BAŞBAKAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
BAŞBAKAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ocak 2014 Salı

Gülen Açıkladı. Başbakan Halifeliğimi Tanımadı. Baş Örtüsü Yasağı Kalktı Alkol Yasaklandı. İsraile Düşman Oldu Biz Yokuz

Cübbeli Ahmet hocaya yapılan adi şantaj dosyasından sonra gerçeğin ortaya çıkması, fethullah gülenin ne kadar şantajcı islam dışı bir oluşum olduğu ortaya çıkması ve üstelik iktidara kendi kuklasını koymaya kalkması, Erdoğanın İktidarı buna karşı tedbir almaya kalkmadan Fethullah Gülen cemaatinden Başbakan Erdoğana sırtından hançerlercesine ilk saldır 17 aralıkta geldi. Aslında bu ilk değildi. Bundan 2 yıl önce Cübbeli Ahmed hocaya yapılanlar bir restin devamı idi. İslami cemaatlere HALİFELİĞİMİ tanımadığınızda sizi fitneyle bir şekilde halkın gözünden düşürürüm ve yok ederim restiydi.

Fethullah Gülen
Bunu çeşitli yollarla iş adamlarına isteklerinin karşılanmadığı taktirde yapan Fethullah Gülen ve cemaat kendi talimatlarının yerine getirilmediği taktirde açıkça illegal şekilde elindeki yetkilerle ne yapacağını FAŞİST bir yöntemlerle, faşit diktatör idareyi dahi aratacak derecesinde göstermiştir. Bu gibi şikayetleri alan Başbakan Erdoğan çözüm konusunda adımlar aramaya ve dialog arayışının cemaat tarafından görmezlikten gelindi. Son olarak Erdoğanın gidişini bekleyen cemaat faşist yapısını bu gidişin arkasından da kuramayacağını anlayınca bu sefer müttefikler aradı. Müttefik olarak Başbakan Erdoğana karşı çıkarmak istediği dini bütün isimlerin cemaatin yapısına girmemesi ve bu konuda da samimiyetle Başbakan Erdoğana bilgilendirmeleri cemaat hakkında KRAL ÇIPLAK dercesine gelişen gerçekleri tüm çıplaklığı ile açığa çıkardı. Sonrasında diyalog kendi dindaşınla kurmayan fakat gayri müslümlerle her dialoğa açık olan cemaat Başbakana ve Hükümetine açıkça alçak bir savaşa girişti. Yanına Mossad ve CIA ajanlarının desteğini de alan montajcı  cemaat üyeleri kahpe ve bir o kadar da vatan haini dinsiz eylemlerine sırf kendi iktidar hırsları ve gelirleri için ülkeyi kaosa sürüklemek istediler.

Son olarak rengini iyice belli eden  Fethullah Gülenden beklenen açıklama geldi. Biz menfaatimiz nereye uyarsa orayı destekleriz. Bebek katili Esedi destekleyen CHP ile ortak adımlar atarız dendi. Günlerdir susan ve bebek katili Esedin fotograflarından sonra aniden açıklamalarda bulunan Fethullah Gülen gündemle ilgili değerlendirmede bulundu. 17 Aralık operasyonundan bu yana zaman zaman sohbetleri yayınlanan Fethullah Gülen, ilk kez röportaj yabancı basına verdi. 

Amerika'nın Sesi radyosuna röportaj vermek istemediği haberleri ile öne çıkan Fethullah Gülen, Wall Street Journal'a kendisi ve Cemeat hakkında özel bazı açıklamalar yaptı. WSJ Fethullah Gülen'in sözlerini 'Batı ülkelerinin çalkantılı bir bölgede en büyük müttefiki olan Türkiye'nin iç siyasi, ülke ekonomisinin istikrarını etkileyebilecek kesin ayrılık sinyalleri" olarak nitelendirdiği Haber gazetesinin İngilizce ve Türkçe internet sitelerinde yer aldı.

Fethullah Gülen, "ERDOĞAN REFORM YOLUNDAN AYRILDI"
Wall Street Journal Gülen'in e-posta yoluyla yaptığı açıklamalarında "Erdoğan reform yolundan ayrıldı" ifadelerini başlığa çekti. 17 Aralık'ta soruşturmanın başlamasından sonra ilk defa açıklamalarda bulunan Fethullah Gülen, Türkiye halkı, son iki yıldır demokratik sürecin tersine dönmüş olmasından dolayı üzüntülü" ifadelerini kullandı. Baş örtüsü konusunda Başbakanın adım atması ve serbest bırakmasının yanlış olduğunu nitelercesine Gülen, islam İdeoloji, islam sempatisini başörtü ve alkol yasasında ayrışma ve dünya görüşüne göre yapılan tasfiyeler, şimdiki hükümetin sonlandırmaya söz verdiği geçmişin uygulamalarıydı" dedi.

Joe Parkinson ve Ayla Albayrak imzalı haberde ifadeler dikkat çekti: Fethullah Gülen Hizmet hareketinle, ya da dışarıda Cemaat olarak anılan yapılanmanın, AK Parti'ye siyasi alternatifin oluşturmasına sıcak baktığında işaret etti. Öte yandan Fethullah Gülen, hareketinin CHP'ye destek verebileceği söylentilerini yalanlamadı. Fırsatlar geldiğinde Cemaat üyeleri tıpkı diğer vatandaşlar gibi seçimlerini biz<im gösterdiğimiz değerler üzerinden yapacaktır" Fethullah Gülen, açıklamalarına "İnsanlar seçimlerini öz değerlerini de paylaşanlarla aynı doğrultuda yapabilirler" diye devam etti. Bebek katillerini destekleyen CHP zihniyetine yakın durduklarını böylece kendilerinin de esedin yaptığı katliamları bir şekilde destek verdiklerinin belirttiler.
İranla yapılan gizli anlaşmanın sonucunda esedi görmezlikten gelmeyi vadettiklerini gizleyen Fethullah Gülen, cemaat bebek katillerinin menfaatleri için destek vermekte hür olduklarını da belirtti Ak partinin Sünni müslümanlarının katledilesine seyirci kalmayı başaramadığını ve yıllarca müslümanın filistin de yapılan zülümü nasıl sessizce vakarla seyrettiyse bu suriyede ölen müslümanlara da sessiz kalabilirdi.ç fakat Ak parti böyle yapmadı. Gitti Sunni müslümanların ölümüne ve katledilmelerine vicdanları müsaade etmedi ve onlara yardım etmeye kalktı. Otorite olan İSRAİLİN  yasaklamasına karşı müslümanları desteklemesi hiç hoç olmadı diyen Fethullah Gülen bu bizim cemaatin çıkarlarına uymaz biz bundan böyle Ak partiden yolumuzu ayırmamızda  normaldir dercesine son aylardaki olanları özetledi. 

Fethullah Gülen'in AK Parti ile yolları ayırma kararı Türkiye de ekonomik istikrarın yükseldiği, Hayat ve yaşam standartlarının arttığı bundan dolayıda Ankara'nın etkisinin daha fazla hissedildiği son 10 yıldan uzun bir sürenin arkasından AK Parti ile olan İslami kökenli koalisyonda kendilerinin İslami anlayıştan uzak olduğunun bir belirtisi olarak cemaatin yaşanan gevşemenin göstergesi olarak İsrail e olan bağlılıkların göstergesi olarak görülüyor...

6 Ocak 2014 Pazartesi

Sayın Cumhurbaşkanım, Aziz dost, kıymetli insan, Saygıdeğer Abdullah Gül Beyefendi


İsrailin stratejik #derintuzak oyunlarına, sanki doğru iz üstünde veya doğru tepki veriyoruz, derken aslında onlara çalışıyoruz.. Herkes yaptığının bilincin de, mahşer de hesap görecek. Allahın en güzel kulu Resulullah s.a.v. hadisinde bu günleri ve halimizi hatırlatıcasına şöyle buyurmuştur


"Fitne çıktığı zaman, atla giden attan insin, koşan yürüsün, yürüyen dursun, duran otursun”."
- ( Hadi-i Şerif)


Fethullah Gülen'in Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gönderdiği mektup ortaya çıktı... 
Fethullah Gülen'in gönderdiği mektubun tam metni
-------------

Sayın Cumhurbaşkanım, Abdullah Gül 

Sayın Cumhurbaşkanım,

Aziz dost, kıymetli insan, Saygıdeğer Abdullah Gül Beyefendi

En içten hürmetlerimi arz eder, gönülden selamlarımla sağlık ve afiyet üzere bulunmanızı dilerim. Ülkemizin ve milletimizin huzurunu kaçıran her hadisenin Zat-ı alilerinizi ne kadar üzdüğünün/üzeceğinin idrak inde olarak, aynı hüznü paylaştığımı ifade etmek istiyorum. Başkaları 'Hizmet', 'Hareket', 'Cemaat' veya 'Câmia' gibi farklı isimlendirmelerde bulunsalar da aslında her tür, her anlayış, her renk ve her desenden insanın (camide bir araya gelip beraberce saf tutan insanların misille) bir maluliyette ve bir mantıkiyette buluşmalarının şahs-ı manevisi olarak gördüğüm adanmış ruhların faaliyetlerinin ve müesseselerinin hedef alınması karşısında çok mahzunum.

Daha dershaneler meselesinin konuşulduğu ilk günlerde sayın Başbakanımıza da değişik vesilelerle ifade edildi; milletimiz için faydalı gördüğümüz müesseselerin kapatılmamasını ve mevcut halleriyle misyonlarını ifa etmeyi sürdürmesini arzuladığımız hususu kendilerine iletildi. Bu hareketin gönüllülerinin genel ve sosyal medya aracılığıyla elden geldiğince nezaket çerçevesinde kendilerini ifade etmelerinin ortaya atılan itham ve iftiralar neticesinde başladığı kamuoyunun malumu. Bu hususta kanunlar çerçevesinde hukukun gereklerinin seslendirildiğini düşünüyorum.

Zamanla içtimai hayat içinde birçok insanın hadiseye dahil olması neticesinde maalesef yer yer nezaket ölçülerinin dışına çıkan bir üslup ile çok çirkin söz ve karşılıklı isnatların gündemde olması hasebiyle bunun önüne geçilmesi gerektiği akl-ı selim sahiplerinin öncelikli bir zaruret olarak gördüğü bir husus. Özellikle bir kısım medya kuruluşlarında kara propaganda sayılabilecek yayınları sona ererse, dost ve arkadaşlarımın da sükûtu tercih edecekleri kanaatindeyim. Fakir'in de bu meselenin önünü kesmek için elinden geleni yapacağını bilmenizi isterim. Sürekli çirkin şeyler neşreden bir kesimin o kötü neşriyatının durması hususunda Zât-ı alinizin de ciddi etkili adımlar atacağınıza, yeniden akl-ı selime dönüşü sağlayacağınıza inanıyorum ve sizden bunu kemal-i samimiyetle istirham ediyorum.

Muhterem efendim,
Devletin kanun çerçevesinde yürüyen işleyişi hususunda emir verme, müdahale etme ya da memurları bir noktaya sevk etme konumunda bulunmadığım Zât-ı alinizin malumudur. Bununla birlikte, sohbetlerimde tansiyonun düşürülmesi adına dost, muhip ve sevenlerimize itidal tavsiye etmemin faydalı olacağı kanaatime sahip iseniz, bu hususta elimden gelen gayreti ortaya koymaya amadeyim.

Medyanın takip ettiğim kadarıyla, kamuoyunun da vakıf bulunduğu işleyen hukuki bir vetire ile ilgili olarak, bir taraftan görevliler kanunlar çerçevesinde vazifelerinin gereğini yerine getirerek suçluları tespit etmeye ve haklarında işlem yapmaya çalışıyorlar. Diğer taraftan, bu konuda sadece görevlerini yapmakla meşgul bulunan veya herhangi bir şey yapmasa da başka illerde olan bazı kimseler hakkında belli bir itham olmadan işlem yapılıyor. Kanunların belirlediği vazifeleri yine kanunlar çerçevesinde yerine getiren memurenin sırf belli bir yere nispet edilerek engellendiğini ve hatta süreçle hiçbir ilgisi olmadığı halde yine aynı nispete dayandırılarak tasfiyelerin (daha doğrusu kıyımların)yapıldığını üzüntüyle izlemekteyim. Devlet memurlarının üzerlerin gidip onları vazifelerini yapmaktan men etme ve masum vatan evladını sadece belli bir yere nispet ederek tasfiyeye/ kıyıma tabi tutma konusunda biz sussak bile zannederim maşeri vicdan susmayacaktır.

Sayın Cumhurbaşkanım,
Ayrıca, kamu kurumlarına giriş mülakatlarında ciddi bir eleme gayreti bulunduğu dillendiriliyor. Şu anda da eskiden beri olduğu gibi bazı insanlar hakkında 'Şu cemaatten, bu tarikattan; şu dershaneye gitmiş, bu okuldan mezun olmuş!' denilerek bilgi toplama ve engelleme yapıldığı ifade ediliyor. Bu haksız uygulamanın sadece genel müdür, müdür veya emniyet amiri konumunda da kalmadığı, ta memurlara kadar inmiş bulunduğu söyleniyor. Şimdiye kadar hayatın değişik alanlarında yalnızca 'falan yere, müntesip, falancı.. filancı..' görüldüğünden dolayı mağduriyete uğramış pek çok insanın yanımda gözyaşı döktüğüne şahit oldum. Fakat ben bunları hiç dillendirmediğim gibi o insanlara da sabır ve vifak tavsiye ettim. Belli bir yere nispet edilerek engellenen bu vatan evladı yakın çevrelerine, nazları geçen kimselere de üzülerek hislerini dile getirmekte, içlerini dökmektedirler. Bu ülkenin öz evladı, masum Anadolu insanlarının bir kısım kara listelere kaydedilmesine ve önlerinin kesilmesine matuf gayretlerin artık bütünüyle sona ermesi gerektiği kanaatindeyim. Dünyanın dört bir tarafına dağılmış ve Allah'ın inayeti, Zât-ı devletleriniz gibi kıymetli dostların himmet ve himayesiyle sürekli genişleyen hizmet hareketinin -maalesef- önünü kesmeye matuf gayretler olduğu aşikar hale geldi. Bu yakışıksız engelleme faaliyetlerinin -önceden olmamakla birlikte- hareketin büyümesi ve genişlemesiyle eş zamanlı olarak arttığı görülmektedir. Süleyman Efendi'nin talebelerinin, İlim Yayma Cemiyeti'nin, Menzil mensuplarının ve diğer meşreplerin/mesleklerin de aynı muameleye maruz kalmayacağı nasıl söylenebilir?!.

Kıymetli efendim,
Göndermek lütfunda bulunduğunuz kıymetli misafirin aktardığı hususları dikkate alarak, ifade etmeliyim ki, dün neredeysek şu yaklaşan seçim sürecinde de aynı yerde ve çizgide duruyoruz. Diyaloğa her zaman açık bulunduğumuzu, binaenaleyh Zât-ı alilerinizin ve sayın Başbakanın ortak tensiplerini tensibimiz sayacağımızı da belirtmek isterim. Bahse konu hususların sayın Başbakanla da paylaşılmasını arzu ederim. Hayatını dinine, milletine ve insanlığa adama gayretindeki bir kardeşiniz olarak bütün samimiyetimle ifade etmeliyim ki, hep sulh ve huzurun, ittihadı ve ittifakın, uhuvvet ve hulletin yanında yer almaya, Fakir'e sevgi duyanları da bu yönde teşvik etmeye çalıştım.

Gözümde ahiretin tüllenip durduğu şu yaşımdan sonra da başka bir sevdam, düşüncem ve emelim olamaz. Devlet büyüklerimizin uzatacakları dostluk ellerini mutlaka tutacağımızı, bize karşı samimiyetle atılan her adıma -ilahi ahlaka iktîdaen- on katıyla mukabelede bulunacağımıza, arkadaşlarımıza, dostlarımıza ve sevenlerimize itidal tavsiye ederek huzurun temini adına elimizden geleni yapmaya çalışacağımızı ve her zaman sulhun takipçisi/destekçisi olacağımızı arz ederim.

Bu vesileyle, zât-ı alilerinize, saygıdeğer Hayrünnisa Hanimefendi'ye ve saadetli ailenizin diğer fertlerine selam ve hürmetlerimi sunarım.

2 Ocak 2014 Perşembe

Başbakan Erdoğan Yaşarken Kendisine Karşı Olanların Hepsinin Gördü.


Başbakan Erdoğan Yaşarken Kendisine Karşı Olanların Hepsinin Gördü.1
Geçtiğimiz günlerde Sabah yazarı Mahmut Övür'e de anlattığı gibi, yıllardır "Beraber yürüdük biz bu yollarda" dediği insanların ellerindeki hançeri görmek. Doğal olarak Başbakan Erdoğan'ı en çok hiddetlendiren şey olmuştur. Bu Sırtına uzanan eli hançerliler için, Olsun yine beraber yürürüz. Siyaset böyle şeydir, diyerek bedduaya zeytin dalı ile karşılık vermektedir. Siyaseten ve vicdanen uzun uzun tartışabiliniz.
Başbakan Erdoğan Yaşarken Kendisine Karşı Olanların Hepsinin Gördü.-2

Mehmet Barlas'ın Gezi Olayları sırasında Başbakan Tayyip Erdoğan'ın psikolojik halini anlattığı saptamasını yine hatırlamakta faydalar var: Barlas Başbakan Erdoğan için aslında şanslı demişti, Yani yaşarken kendisine karşı olanların hepsinin listesini gördü. Başbakan Erdoğan aynı listenin  çok kapsamlı halini de görmeye devam etmektedir. 17 Aralık tarihinin Türkiye için sembolik değeri çok büyük olduğu bahsediyoruz.
Başbakan Erdoğan Yaşarken Kendisine Karşı Olanların Hepsinin Gördü.-3
Bu tarih çok önemli. Cumhuriyet tarihimizin en önemli yeri olan Avrupa Birliği ile Türkiye tam üyelik müzakereleri başlama kararı 17 Aralık 2004'te alınmıştır.  AB'ye tam üyelik süreci tamamlandığı zaman Her şey 17 Aralık'ta başlamıştı diye başlıklı haber okuyacağız ve hatta Yalçın Akdoğan'ın sürecin  ayrıntılarına yaptığı tanıklıkları anlattığı Tarihe Düşülen Notlar adında kitabı var.  Hükümetin en önemli icraatları olan bu önemli tarihin de oynanan oyunlarla  kirletilmiş oldu veya amaçlandı.

Başbakan Erdoğan Yaşarken Kendisine Karşı Olanların Hepsinin Gördü.-4



OYUN BİTTİ GÜLEN Abdurrahim Dilipak yazdı

OYUN BİTTİ GÜLEN Abdurrahim Dilipak yazdı


Bu Yazımızı Büyük Usta ve Değerli İslam Neferi ve Mücahid Kalemden Değerli yazısını sayfamızda iz düşmesi maksadıyla, yazısını aktarıyoruz. Faydalı olması dileklerimle...



Abdurrahman Dilipak'tan değerli bir yazı, okuyunca gerçekten faydalanacaksınız

Fethullah Gülen Cemaati'nin en önemli isimlerinden birisi saf değiştirip Başbakan Erdoğan'a gitti. Fethullah Gülen in bu önemli ismi elindeki belgeleri Başbakan Erdoğan hükümete teslim etti. Teslim edilen belgeler arasında Fethullah Gülen in İsrail bağlantısına yönelik şoka sokacak belgeler bulunuyor. Kavganın başladığı günden bu yana Fethullah Gülen  içerisinden Başbakan Erdoğan hükümete adeta belge yağıyor. Bu belgeler için özel bir birim kuruldu. Bütün belgeler tek tek tasnif edili yor. Ocak ayında Fethullah Gülene vatana ihanet davası açılması bekleniyor.

Konuyla ilgili gelişmeleri Abdurrahim Dilipak yazdı..
Oyun deşifre oldu!
Bu sabah Fatih’te bir basın açıklamamız olacak, son gelişmelerle ilgili.. Fethullah Gülen  hala direniyor ama, Liberal dostları ile birlikte deşifre oldular.. Oyun bitti!

Graham Fuller’in 25 yıllık hayalleri de buharlaşıverdi bir anda.. İçeride birileri olayların sıcaklığından hala ne olup bittiğinin farkında değil sanırım. Ama onlar da görecekler gerçeği.. Fethullah Gülen in bu ani atağının aslında bir çok sebebi var.. Tamam kötü bir zamanlamaydı, ama sıkışmışlardı.. Çünkü, Gülen’in yerine gelmesi sözkonusu isimlerden biri, Fethullah Gülen  yapısı içindeki kriptoları yakın takibe aldı.

İpin ucu MOSSAD ve CIA’ya kadar gidiyordu.
Oynanan oyunun farkına varınca görevden uzaklaştırıldı.
O da bu işin izini sürdü.
Sonunda elde ettiği bilgilerle Başbakanın kapısını çaldı..

Arınç’ın “bizi uyutmuşlar” dediği kirli oyun bu!
İşin içinde yok yok, Fethullah Gülen  dedikleri yapı bir Truva atı..
Şunu da söyleyeyim, sızdıkları yönlendirdikleri tek “Fethullah Gülen ” yapısı da bu değil! Bildik derin yapı işte; Media Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK, tekmili birden işin içinde..

Peki, madem bunlar biliniyor, ne bekleniyor..?

Söyleyeyim:
Elde o kadar çok belge ve bilgi var ki, bunların gözden geçirilip, yapının efradına cami, ağyarına mani bir şekilde tasnif edilmesi gerekiyor.. Ordu, Polis ve istihbarat örgütü içindeki yapılanmada görev alan yeşil kabuki, aktif profesyonel ve kripto isimler ve bağlantı kurdukları, Media, Sermaye, dış kanalları hepsi ortaya çıkartılmış..
Bu bilgilerin çoğu istihbarat kaynaklı arşiv bilgileri değil, Fethullah Gülen in kendi içinden gelen aktüel bilgiler ve belgeler. Her gün bunlara yenileri ekleniyor..
Bu tasnif işi tamamlanınca, Ocak içinde dava açılır sanırım. Bu ultra modern darbe girişimi ve paralel devlet yapılanması davası Ergenekon ve Balyoz’dan daha ilginç olacağa benziyor.. Ergenekon ve Balyoz’da, kripto isimler dışında profesyonel ve 3. dereceden konuyla ilgili, yukarıdaki adamların büyük patronun adamıyla anlaşmaları halinde günah keçisi olarak kurban edilecek, suçların üzerine yükleneceği bir takım isimler için bu yeni dava bir umut olabilir..
Bakarsınız bu ara birileri ülkeyi terletmek zorunda kalabilir..
Fethullah Gülen Cemaat bu bilgileri Başbakan’a aktaran ismi biliyor.
Başbakan üzerlerine yürümeden acele ile ve panik içinde operasyonu başlatmaya karar verdiler..
Yarın geç olabilir diye düşünmüş olmalılar.. Başbakan Erdoğan da onların harekete geçmesini bekledi.. Ben 6 aydır yazıyordum bu konuyu.. Bu iş bir yıldır masada bekletiliyor..

İsrail İHH konusunda bastırıp duruyor. İsrail’in derdi Mavi Marmara’nın intikamını almak. Dosya zaten masada bekletiliyordu.. Bir türlü uygun zaman bulamadılar. “Tamam başlıyoruz” dediklerinde bir başka sorun çıktı. Hep ertelendi.. Zaten bu süreçte, işin içinde birileri, Fethullah Gülen Cemaatle paralel çalışan bazı kişiler bu gelişmeler sırasında İsrail ve Amerikalı bazı karanlık kişilerin ısrarlı ve kaba müdahalelerinden rahatsız oldukları için, “ne oluyor” sorusuna cevap bulamayan bu kişilerin çevresindekilerle bu sırrı paylaşmaları sonucu gelişmelerden sürekli olarak bilgi aktarıldı..

Fethullah Gülen Cemaatin paralel istihbarat yapılanması ve klonlanan dosyaların arşivlendiği yere kadar hepsi istihbarat kaynaklarının yakın takibine alınmış.

Fethullah Gülen Cemaatin niçin ısrarla MİT’i istediği şimdi daha iyi anlaşılıyor..
Ne mübarek bir gemiymiş şu Mavi Marmara yahu! Bu gün İsrail bir kez daha suçüstü oldu ve komplo ile.. İngiltere’nin Türkiye’deki finansal operasyonu da deşifre oldu..

Birileri İran’a da derin bir ayar çekmeye çalışıyordu, şimdi o ekip de deşifre oldu.. Bu işin Irak ve Suriye ayağı da deşifre olacak daha. Hizbullah ayağı da. Kara para ilişkileri, eroin para, silah takası, hepsi.. Ahmedi Necat dönemi de mercek altına alınacak.. Reformist mollalar, Uğur Mumcu’nun son kitabında anlattığı olayların İran versiyonu hepsi gündeme gelecek!

Kirli oyun deşifre oldu. Bu oyun sadece Başbakan Erdoğan ve AK Parti’ye yönelik değil.
Mısır, Filistin, Suriye, Irak, İran, Pakistan, Afganistan, Malezya, Hindistan, Körfez ülkeleri, yok yok yani anlayacağınız.. İşin içinde Mavi Marmara da var, diğer İslami oluşumlar da.. 110 ülkedeki İHH, TİKA faaliyetleri, Fethullah Gülen Cemaat okulları hepsi bu tartışma dosyasının içinde yer alıyor!

Sahi Fethullah Gülen Cemaat Şam’da Halep’de ne yapıyor?

Amerika Birleşik Devletleri , İngiltere, Fransa, Vatikan, Almanya, İsrail herkes bu senaryoda rol almış.. Gelinen noktada bu olay, doğu da, batı da, Afrika da, Latin Amerika da adı geçen ülkelerin yasama, yürütme ve yargılarında da fırtınalı tartışmalara sebep olacak.. Gülen ve arkadaşlarının daha fazla Amerika’da kalması da zorlaşacak.. Yeni bir ülke bulmak da kolay olmayacak! İsrail’e ya da Vatikan’a yerleşecek halleri de yok herhalde.. Avustralya, Yeni Zelanda ya da küçük bir ada satın almak olabilir mi acaba!

Aslında Fethullah Gülen Cemaatin tabanı tedirgin. Orta kademe, 2 ay içinde bu işi bitireceklerini ve iktidardan hesap soracakları umudunu taşıyor.. Hatta AK Parti’ye karşı dosya savaşları ile, milletvekillerini baskı altına alarak istifa ettirecekleri ümidini taşıyorlar.. Yolsuzluk iddiası ile hakkında dava açılan belediye başkan adaylarına pres uyguluyorlar.. Bir çok kişi tedirgin bir bekleyiş içinde. Çoğu kimse kaybedecek tarafa oynamak istemiyor. Çünkü yağmurdan kaçarken doluya tutulma ihtimalleri var.. Ve Başbakan Erdoğan’dan korkuyorlar. Onun elinde de dosyaların olmasından kaygı duyuyorlar sanki!

Selam ve dua ile..

ABDURRAHMAN DİLİPAK - AKİT
ABDURRAHMAN DİLİPAK/AKİT alıntıdır...

Sağlıklı kalması dileklerimizle ve duayla teşekkürler..

1 Ocak 2014 Çarşamba

DERİN DARBESİ'nin Aktörleri Birer Birer Çıkar


DERİN DARBESİ'nin Aktörleri Birer Birer Çıkar


Milli İstihbarat Teşkilatı, uç noktalardaki görevlilerin CIA bağlantılarına legal ve illegal yatıklarını, sözüm ona kral çıplak olduğunu teşkilatın yapısı gereği dillenemediği gibi aslında personel açıklarının sonucu Yabancı ajanların çok çabuk kanalize olma iddiaları da gündemde. 

Milli İstihbarat Teşkilatı, Gezi parkı eylemlerinin daha da ötesini gözlemlediği için asıl meseleye ulaşmak için fazlada paniksel atakta bulunmadı. Aslında Amerikan Ajanlarının çok önceden sızdıkları ve tezgahladıkları aşikar olan bir dizi gelişmenin gün yüzüne çıkması da artık gerekmektedir. Olayların ülke maliyeti yüksektir. Kuzay Irakta Askerlerimize çuval geçiren komutanın bu operasyonda görev alasıda ayrıca bir handikap ve saygısızlık gereği anlatımdır.İsmin önemi elbette yok. İsmi anlamı burda ki psikolojik darbe şiddetinin karşı ajanlarda bırakacağı etki göz önüne alınmıştır. 17 Aralık DERİN DARBESİ'nin Aktörleri de aynı çıkması ayrıca operasyonun aslında farklı yıkım amaçlanmaktaydı.General David Petraeus'un bu operasyonda ortadoğu sorumlusu olarak bizzat yönetmesi ABD'nin Türkiye ye ne kadar değer verdiğinin göstergesidir. ABD Türkiyenin belini kırmak istemekte bunun için tüm rizikoları da göz önüne almaktadır.

Aslında 50 milyar dolar fazla yıllık cirolu bir Türk şirketine ortak olan vede ortak proje paylaşımında bulunan Amerikan şirketi KKR'nin ve Türk ortağının yatırımıyla Ülkemizde taşların yerini oynataraktır. Aslında hem İsraile tehdit olacak unsurları kaldıracak hemde eline geçireceği hükümet gücüyle perde arkasında sermayesini defaten katlı katlı büyütecekti.
İlginç olan bu Abd şirketinin Türkiye de iktidara taşımak istediği SARIGÜL'ün bir sembol asıl bunu gerçekleştirmek için  Sarıgülün dünürü olan Altın şirketi sahibi Şia'nın zenginlerinden ortağıyla çok amaçlı perde arkasında ülkemizin cumhuriyet tarihinde en büyük sömürgeleştirme operasyonun büyük aktörleri idiler. Derin Darbede aslında herkesin önüne hazır dosyalar geliyor. Bu dosyaları kariyerde bir çita olarak düşünenler farkında olmadan asparagas haberlerle TÜRKİYE'nin zarar görmesini sağlamaktadırlar..

Bu Ortaklık ve güçlü yapı yanlarına küçük ortak olarak koç doğan ve doğuş gibi sermayedarları gönüllü destekçi bulmaları da zor olmadı.

Amaçları fitne çıkarak başardıkları Mısır Darbesinin bir benzerini Tayyip Erdoğan'a yapacaklar Diktatör sıfatını yapıştırarak sözüm ona işlerini kolaylaştıracaklardır. Siyonistlerin kontrolun de olduğu medya vasıtası ile dünyaya ERDOĞAN'ı yıpratmak çeşitli asılsız haberler yaparak sonra önceden de AK PARTİ'yi içindeki orospular yıkacak dediğimiz aylar önce uyardığımız satılmışlar planlı taktikte DERİN DARBE'yi etkin hala getireceklerdi

İsrail hükümetinin Tevratta ve Kuranda çözümledikleri Kendi Cumhurbaşkanları dahi dillendirdiği İsrailin sonu senaryosunun biraz daha geciktirmenin son ataklarını yapmaktadırlar. Her geçen gün bu ataklar sertleşecek ve kardeş kardeşi vuracak hale kadar getirmekten kaçınmayacaklardır.

Bu konuda daha da fazla söz etenin anlamı ve şu an gerekliliği olmadığından sevinerek söylemeliyim ki evet İnşaAllah Tayyip Erdoğan  Halkın seçilmiş Cumhurbaşkanı yani Başkan olacak ve olaylar sertliği artarak ülkemizin gündemine taşınacaktır. 

Bilmedikleri bir tek şey var ki, yapmak istedikleri tüm şerler aslında Müslümana bir Allahın lutfu olmaktadır. 2016 yıllarında bunun daha net anlaşılacağı günümüz gelişmelerinde eğer bu şer odakları bilselerdi şu an ki hükümete ve işleyişe severek destek olurlardı Ama nafile...Kader taşında yazılı olan Allahın taktiri ile önümüze kaderimize gelecektir.
Yanlızca Mit neden geç kalır demiyorum, içinde eski kaşarlanmışların ihanetimi var diyorum !..
İsrail ve onların destekçisi uluslararası sistemin İslama ve Müslümanlara karşı planları deşifre oldu.. Bu durum dostluk ve işbirliğiyle  açıklanamaz.. Bu güne kadarki terör olayları, savaşlar, darbeler, uluslararası sistemin önümüze çıkarttığı yıpratmaydı..Derin devlet yapılanması da bu kirli oyunun bir parçası idi. Ergenekon ve Balyoz gibi davalar, gerçek manada derin devlet davası değil, uluslararası sistemin, islamcılarında sisteme entegre edilmeleri planı olarak karşı çıkan sistemin söz dinlemeyen çocuklarına yapılan caydırıcı baskı ve tedip operasyonuydu.

Elhamdülillah
bala




30 Aralık 2013 Pazartesi

Kod Adı Derin Darbe İşareti Cadı Avı

Kod Adı Derin Darbe İşareti Cadı Avı
Kod Adı Derin Darbe İşareti Cadı Avı olarak hukuktan 42 ilde aynı zamanda harekete hazırlığı Başbakana verilen istihbarat raporunda geçmektedir. Bu raporda Darbe girişiminin devlet içinde tüm paralel yapının planları detaylarıyla yer aldı. Derin Darbe operasyon engellenmeseydi, 25 Aralık'ta itibarsızlaştırmak için kampanya başlayacak ve hukuk Başbakanı gözden düşürme bir sonraki adımı Başbakanı tutuklayarak bir gecede infazı yapılacaktı. Hukuk bir gecedetutukladığı başbakana önce çocuklarını tutuklayarak tuzak kuracak sonrada kendinitutuklayarak gece darbesi adında idamını gerçekleştirecekti. Sonra Süleyman Demirel gibi oldu bitti denecek ülkeyi kaosa sürükleyeceklerdi.

Başbakana hazırlanan raporda, emniyet kolluk ve yargıda olan paralel yapı, 25 Aralık tarihinde ard arda aralarında İzmir, Kayseri, Isparta, Gaziantep ve Şanlıurfa'nın da olduğu 42 ili kapsayan operasyonlarla harekete geçtiği  net olarak belirtildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın istihbarat raporun da, derin operasyonlara yönelik planlamanın 2010 da hazırlandığı, hedef olarak belediye başkanı, il başkanı, işadamı, sanayi ve ticaret odası başkanların yakın takibinin sağlanması amaçlı  "suikast" yalancı ihbarlarının neticesinde yakın koruma sağlanarak paralel yapıya bağlı polisler yakın koruma olarak görevlendirildiği vurgulandı. 

Başbakan Erdoğanın Söylediği İş Takibçisi Başsavcıvekili Zekeriya Öz.

Başsavcıvekili Zekeriya Öz.
















Başbakan Erdoğan'ın söz ettiği  Fatih Belediyesine  Savcı geliyor iş takip içim Belediyeye gelerek, talepte bulunuyor. Olmayınca da Operasyon ile Belediye Başkanını alıyor. Millete bedelini 120 milyar dolar olarak ödetiyor. sözleriyle anlattığı Savcı İstanbul Başsavcıvekili Öz olduğu çıktı.

Savcıdan İş Takibi Olunca Sözü Dinlemeyen Operasyonla Hapishaneye Gider
Başsavcıvekili Zekeriya Öz Fatih Belediye Başkanı Demirle defaten görüşerek, İstanbul'un turizm bölgesi Laleli'de olan Rese Turizm'e ait Victory Hotel için sorunlarına ricacı oldu. Bu konuda belediyeye gelen Öz'ün zaman zaman da Fatih belediyesinde görevlilere tehditli ifade ettiği baskı yaptığı, sonuç alamayınca operasyonla belediye başkanını tutukladığı ortayaçıktı. Bu nedenle bir otal içintü iş adamlarını töhmetaltına sokan Başsavcıvekili Zekeriya Öz aralarında kendinegörebelediye başkanını cezalandırırken tümilleti 120 ilyar zarar verdirerek ihanet etti. Operasyona gireden önce BANK ASYA sanki haber verilişcesine piyasadan çok yüklü dolar toplatıldığı Devletin ve Halkbankın telefisi mümkün olmayan zararlara uüratıldığıda aşikar. Başsavcıvekili Zekeriya Öz olabileceği söz konusu ihanetin nasıl bir boyut alacağı hayretle beklenmektedir. Hatta Belediye Başkanı Demir'in baskısını artıran Savcı Öz'ün talep ettiği görüşmeyi belediye başkanının operasyon öncesi kabul etmediği  bildirildi.

Belediye Başkanı Demir'i operasyonla aldığı kaçak tadilata ilişkin yazışmalarda belgelerin Fatih Belediyesi'nin başından itibaren imar ve belediyecilik kanunlarına uygun işlem gerçekleştirdiği açıkça anlaşılmaktadır. Fatih Ordu Caddesi'nde olan Rese Turizm, 3 kat bodrum, 3 normal kat 1de çekme katın olduğu bina için 30 Kasım 2006'da basit bakım onarım izin aldığı fakat tadilat 6 yıl yapılmadığı. 2012 yılında şirket cephesini tamiratı iznini kullandığı 7 Mayıs 2012'de komşusu olan bina Beyaz Saray İnşaatın, Fatih Belediyesi'ne tadilat imar durumuna göre bina girişinin 4 metre geriye çekilmediğinden kendi binasının girişinin engellendiği gerekçe göstererek şikayet etti. Ayrıca İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Anıtlar Kurulu ve Alan Yönetimi Başkanlığı'na Rese Turizm hakkında şikayette tadilat için bulundu.

Başsavcıvekili Zekeriya Öz'ün Rese Turizm hakkında iş takibi yaparak 5 yıla kadar hapisle istemiyle tyargılanması hakkında Türk Ceza Kanunu, görevini kötüye kullanan kamu görevlileri hakkında 1 yıldan 5 yıla kadar hapis öngörüyor. TCK'da görevi kötüye kullanmayla ilgili 255 ve 257'inci maddelerde şöyle deniyor:
-Madde 255 -
1- Görevine girmeyen ve yetkili olmadığı bir işi yapabileceği veya yaptırabileceği kanaatini uyandırarak yarar sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.

Madde 257 -
1- Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, "görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle," kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

2- Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, "görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek," kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

3- İrtikâp suçunu oluşturmadığı takdirde, "görevinin gereklerine uygun davranması için veya bu nedenle kişilerden kendisine veya bir başkasına çıkar sağlayan" kamu görevlisi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.





29 Aralık 2013 Pazar

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Manisa'nın Salihli ilçesinde Konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Manisa'nın Salihli ilçesinde Konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Manisa'nın Salihli ilçesinde Konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Manisa'nın Salihli ilçesinde Halka konuştu. Ana muhalefet partisi CHP'ye yüklenmek söz eden Erdoğan bir ara 'CHP pisliktir' sözünü kullandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

CHP’ye gönül verenlere sesleniyorum. Gelin bizimle olun. Gelirken helikopterden indim. Orada kanalın halini o feci gördüm. Allah aşkına kanal Salihli’ye yakışıyor mu? Belediye ne iş yapıyor? Belediye niye bunu temizlemiyor?

Onun için çok çalışacağız. Ben belediyeciyim, CHP pisliktir bunu böyle bilin. CHP kirliliktir bunu böyle bilin. İstanbul’u da ben böyle devraldım. Çöp dağlarından devraldım. Susuz devraldım.

Şimdi de aynı oyun oynanıyor. Birilerinin faiz lobisinde, bakın Salihli’de bu lobilere dikkat edin. Tefecilerin oyununa gelmeyin. Bunlar sülük, sülük. Gerçekten işlevi çok önemli olan bir varlıktır. Ama bunlar sülük gibi değil, sülük kirli kanları emer. Bunlar ise faydalı olanı, kime vatandaşıma, onu emip alıyorlar. 

HSYK da yetkilerini farklı kullanmaya başladı. HSYK başsavcının açıklamasından sonra kalkıyor Danıştay’ı baskıya alıyor. Anayasanın 138. Maddesini çiğnediler. Bir yanlış yaptık. Nedir o yanlış? HSYK onu da yargılayan denetleyen mekanizma vardı. Biz dedik ki, demokrasinin gereğini yapalım. Adalet Bakanlığı’ndaki bu yetkiyi kalktık devrettik. Orada yanlış yapmışız. Eğer şu anda anayasayı değiştirecek bir güce sahip olduğumuz anda bu değişikliği yapmak durumundayız. Herkes denetlenecek, bu beyler denetlenmeyecek, demek ki olmuyor böyle bu iş. Bu beylerin de denetlenmesi gerekiyor.


Sen kimin savcısısın? Sen iddia makamısın. Kim adına? Millet adına. Sen nasıl masum insanlar hakkında dosya düzenler, yalan yanlış dosyaları medyaya sızdırarak o insanları gölgelemeye kalkarsın? Böyle bir yetki olamaz. Şurada 11 gün içinde bu ülkenin zararı 120 milyar dolar. Kim verecek bunun hesabını? Soruyorum. Onun için ekranları başındaki milletime sesleniyorum. 30 Mart bir milattır. Bu hesabı millet soracak

26 Aralık 2013 Perşembe

Dün Hukuksuzca Yargı Darbe Yapacaktı, Son Anda Emniyet Engelledi


Dün Hukuksuzca Yargı Darbe Yapacaktı, Son Anda Emniyet Engelledi 

Dün Hukuksuzca Yargı Darbe Yapacaktı, Son Anda Emniyet Engelledi 



DEVLET içinde devlet gibi hareket edenlerin illegal örgütün 17 Aralık’ta hükümeti devirmeye için düzenlediği operasyon ardından yeni bir ağır darbe girişimi dün yargı tarafından hükümete hukuksuzca yapılmaya çalışıldı, ancak bu sağduyulu idare tarafından girişim önlendi. Hukuk ve yargı gücü ile paralel devlet olarak hareket eden illegal oluşum hükümeti ve Halkı hedef alan seçime ağır darbe olacak balans ayarlı ikinci operasyon girişimi yaptı. Ancak, Başbakan Erdoğan’a yakın isimlere, iş adamlarına ve bürokratlara yönelik girişim son anda engellenebildi.


İlkinden daha büyük operasyona hedefinin, ülkeye prestij kazandıran projelerdeki Başbakan’a yakın isimlere, saygın iş adamlarına ve önemli bürokratlara 30dan fazla isim için Savcı Muammer Akkaş dün sabah gözaltı ve arama kararı alarak harekete geçti. Başsavcılığa takmayan uslubu ve yöntemi ile Savcı Akkaş’ın, arama ve gözaltı kararları İstanbul Başsavcılığı tarafından reddedilmesine rağmen Emniyete gönderildi. İstanbul Emniyeti Savcı’nın isteğini yerine getirmedi. Emniyet Müdürlüğü hukuksuz Hukuk ve yargı emrini uygulamadı. Emniyet, aykırı emre direnirken Başsavcı Turan Çolakkadı Yeni bir gözaltı talimatı ve operasyon yok dedi. Çolakkadı’nın sonrasında savcı Akkaş’ı dosyadan aldığı bildirildi. Hükümete 2. darbe girişiminin sürdüğü vakitte gelişme TCDD’ye de gözdağı verilir şekilde yeni iddialar atıldı  TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman’ın gözaltına alındığı söylendi. Karaman, “İşimin başındayım. Ankara-İstanbul YHT hattının test sürüşündeyim” demesiyle bununda yalan olduğu ortaya çıktı.

İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı, gizlilik ihlali yapan ve yasalara uymayan, belgelerin medyaya servis edenler hakkında, soruşturmayı yasal süreçte yürütemeyen savcıların görevden alındığını Gizliliği ihlal edecek ve sansasyon çıkartarak borsa üstünde rant sağlama amaçlı yayınlar yapıldığı ve bununda halen devam ettiği açıkladı.

Diğer yandan HAKİMLER ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)? hükümeti ve devleti hedef alan seçim ayarlı operasyonu yürüten savcılar hakkında yasal işlem ve soruşturma başlattı. İlgili soruşturmanın gizliliği ihlal ettikleri ile alakalı savcılar hakkında Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ suç duyurusunda bulunmuş bu Savcılar hakkında gizliliği ihlal soruşturması HAKİMLER ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından açılmıştır.


24 Aralık 2013 Salı

Hazırlanın Hortum Geliyor. Derin Tuzağın Ayak Sesleri

Hazırlanın Hortum Geliyor. Derin Tuzağın Ayak Sesleri
2007 de tezgahlanan ve hayata geçirilemeyen dış darbe #derin tuzak birçok eylemlerle inine çekildi. 2009 yılında yenilenmiş halde yeniden ABD tarafından düzenlendi. Suriye ve Irak Mısır konjektürü sebebiyle bu plan devre dışı kaldı. Türkiye ile müşterek proje götürüyoruz hayali ile geliştirilmek üzere masaya geri çekildi.

2009 Gerçekçi gözüken hayali Suriye anlaşmasının sonrasında Sarıgül hareketi tamamen bıçak keser gibi durduruldu. Ülke seçimlere gitti. Başbakan Erdoğan dahada büyük oyla kuvvetlendi iktidarın devam ettirdi. Öz güven grafiği yükselmesinden rahatsız olan emperyalist siyonist güçler darbeyi daha sertleştirdi.

Gezi olaylarında hayata geçirilen plan derin tuzak sonrasında yapılanmanın istihbarat birimlerince çözülenmesi ve bunun sonuçlarında Askeri yapının dahada geriplanda kalması sonucunda iktidarındaki kangren sorunlara el attı. Başbakan Erdoğanın başörtüsü özgürlüğü birilerinin bu plana fitneyle dahil edilerek planın daha yıkıcı sonuç alınması yaklaşımıyla Camiayıda içine alan fitne fırtınası tezgahlandı. Hayata geçirildi.

Hazır olun hortum geliyor. İnşa Allah bu hortum onları yutacak ve sonuçlarının önceden hayal dahi edilemediği ve öngörülmeyen gelecekte İSLAM bambaşka yüzüyle insanlığa faydalı olacaktır.

Planlı Hainliğin Devlet içinde Güvenlik Yargı ve Basın Maşalarının Amirleri

Planlı Hainliğin Devlet içinde Güvenlik Yargı ve Basın Maşalarının Amirleri 

ABD Büyükelçisi Ricciardone’nin operasyonların evvelinde senaryonun tamamı planlanmış şekilde  “Hükümet Gidici” mesajını Kime ve Kimlere Haber Gönderdi, 3 Aralık’ta sol düşünce gazetede yazan, AMERİKA’nın ve emperyalizmin karşısında olması gereken gazetenin önemli bir ismi çok ilginç bir yazı kaleme aldı! Ankara’da yaşadığı için belli ki kulağı delikti!

Hayatı boyunca koşturma içinde olan Atatürk’ü çektiği BELGESEL’de karanlıkta uyuyamayan, korkak biri olarak gösteren kişi ‘Erdoğan gitsin’cilerin başında geliyordu! Herkes Başbakanı desteklemek  zorunda değildi.

3 Aralık günü çok tartışılan yazısında önemli iddialar kaleme aldı. Kendinden çok emin olarak yazdığı yazıda neye dayandığı konusunda güvenerek kaleme alması ayrıca bu olayın çok öncelerde planlandığını hatta eteğe dahi düştüğünü göstermektedir.

Yazısında "Washington’ın rüzgarıyla uçmayı kabul ettiğinizde aynı rüzgarla alabora olmayı göze almışsınız demektir, Amerikan rüzgarı bu, belli mi olur, Gün gelir esintiyi PENSİLVANYA’dan yana döndürür" ve...
Ankara’da ampulleri söndürür, Şimdi ‘nankörler ne istediniz de vermedik’ dövünmeleri hem ihanet fişeği, hem gidiş alametidir.. ‘Diklenmeden dik durduk’ efsanesini yere çalmışsanız, geldiğiniz yoldan gitme zamanı kapıyı çalmış demektir!..’”

Evet o yazıyı yazan CAN DÜNDAR olması ne gariptir. "Cumhuriyet’teki köşesinde kendinden emin biçimde yazıyor, aldığı bilgiye çok güveniyordu" 

“Kimdi bu bilgileri SIZDIRAN kulağa fısıldayan isim Mehmet Ali Bayar’dı, 
Mehmet Ali Ankara’da kendine yakın olan kişilerin başında ABD Büyükelçisi Ricciardone gelirdi...

ABD Büyükelçisi Ricciardone’nin 'nin Aydın Doğan’la ve adamlarıyla su sızmazdı. Samimiyetleri üst düzeydi, Ricciardone’nin HİLTON’da DOĞAN GRUBU’nun gazetecisiyle bir arada gizli toplantıları sıcaklığını korurken Ricciardone geçen hafta AB Büyükelçilerine ‘Beni çok iyi dinlemenizi rica ediyorum. Türkiye’de yaşanacak gelişmeleri çok iyi izleyin. Bir liderin çöküşüne bizzat şahit olun’ diyerek müneccimlik yaptı Toplantı açığa çıkınca her şeyi Ricciardone İNKAR etti!”