Allah etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Allah etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Ocak 2014 Pazartesi

Esed Öldü, diye bir haber gelirse Şaşırmayın !.. İnşa Allah. Azraile a.s. Sınır Yoktur.

Esed Öldü, diye bir haber gelirse Şaşırmayın !.. İnşa Allah.

Şam temizlenme eşiğindedir. İnşaAllah savaş bir anda duracaktır. Güçlü olmak gerekir. Allahın rızası için savaşamıyorsanız. O zaman dua ediniz. İnşa Allah vakit gelmiş olurda bizlerin duası Evvelde sebeblerde savaşın bitesini İlahi taktir eder . Bu katliam susar.Siz şimdi çaba gösterirseniz. Hakkın taktiride Evcelde o kadar Lutufkar olur. Ölüler savaşamaz. Esed ölü geldiğinde bu savaşta biter. Onun ölümüne sebep olacak insana Rabbim en güzel Rahmeti ile İslamı Lutfetsin. Eylemi Mübarek olsun.
Elhamdülillah

6 Ocak 2014 Pazartesi

Siyonizm Hizmetçisi Emperyalist Güçler Ülkemizdeki 3 Strateji

Başbakan Ramazan Bayramı'nın ilk günü
Merhum şeyhi Mehmed Zahid Kotku K.S. Hazretleri'nin kabrini Ziyarette
Yabancılar halk tabiri ile Siyonizm'e hizmet eden Emperyalist güçler ülkemizde 3 denemede şunu fark ettiler. Türkiye liderlik artık kıvama geldi, Ne yapılırsa yapılsın popilite Başbakan Tayyip Erdoğan lehine çalışıyor. Bu aşamadan sonra Başbakan Tayyip Erdoğan'ın aleyine yapılacak her şey Tayyip Erdoğanın yine lehine dönecektir. Anlaşılan liderin aleyhte eşiği aşılmıştır. Bundan böyle Başbakan Tayyip Erdoğan yapılacak üç strateji vardır.

1- Sessizce asgari müşterekler de anlaşmak. Yeni bir stratejik skandal açığa çıkana kadar ortamı rahatlatmak ve Aleyine sebepleri imar etmek. Çevresini çürütmek, etrafındaki demirbaşları satın alıp, iktidar yarışında bir birbirlerine fitne çıkararak derin darbeyi ihanet çemberinde gerçekleştirmek

2- Olağanlığa bırakmak, bir müddet sonra sessiz suikastle, olağanmış süsü verilerek hayattan silmek

3- Bir müddet kendi haline bırakmak. Bu arada, sonrasın da silmeyi göz ardı edilemeyecek müşterek projeler üretmek ve uygulamak. Bu sayede geri dönüşü olamıyacak şekilde anlaşmayla hareketlerin kontrolü sağlanmış olacaktır.. Etrafındaki tüm gelişmeleri bunun değerlendirmesi eşiğine sokmak Sonuçları yapılmadan bağımsız hareket etmesini mümkün kılamayacaktır. Orta ve uzun vadede tehdit olacak iktidar ikonunu etkisiz ve zararsız hale getirilecektir.

Dikkat edersek son günlerde Başbakan Tayyip Erdoğan  füze projesi ile ters strateji yapmış, Siyonistler de eşine az gözüken, tuzakların pişmeden, tam hazırlanmadan uygulama ve ani hareketine maruz kalmıştır. Bu kontrolsüz çıkış sonucu darbeyi başarma umutları hazırlıksız ve ani olması Türkiyenin bir Mısır olmadığı gerçeğini unutmak, yapılan darbenin başarısızlığına sebep teşkil etmiştir.

"Aslında kalem derki, Yukarıdaki 3 strateji de halen hayatın içinde devam etmekte"
Allah Siyonistlerin ve onların ayak takımı Emperyalistlerin oyunlarını İnşa Allahbaşlarına geçirsin. Amin

Siyonist Düşüncenin Kuklası Olmuşuz Yorgunuz. Kardeşimizi Katlediyoruz

Siyonist Düşüncenin Kuklası Olmuşuz

Esselamun Aleykum ve Rahmetullahive Bereketuğu Kardeşim

Kişi, Kurum, ve kuruluşların ve de Devletin bu çıkışıyla ne faydalara sahip olduğunu bilen Allaha Hamdolsun ki, esasen içinde çok sırları ve gizemleri barındırmaktadır. Bunu yakın gelecekte bu ülkede yaşayanların üstünde oynanacak gündemin tamamen tabiri caizse, masanın üstünde ne varsa silinip yeni ikon ve objelerin konularak yapılan bir gündemde oyunlar ve senaryolar da tümden değişmiştir. Aslında eskiden hazırlanan senaryoların orta vadede gıdım gıdım hazmedilerek  işlenmesi artık günümüzde aynı yöntemle verilmesini mümkün kılmayan tümden şok edercesine gündemin değişmesi göstermiştir.

Asimetrik toplum mühendisliğinde maksat  zihinleri yormak ve yaşananları o yorgunlukla olabilirliğini peşinen kabul etmek amaçlıdır. Bu yüzden darbe kelimeleriyle atfedilen gündemler oluşur ve bunu yine aynı yöntemlerde değiştirilir. Bir bakıma da seri bağımsız depremler ve atçı sallantılar gibi bir enkaz temizlenmeden diğer enkazın altına koşturan kurtarma ekibi gibi kimseyi kurtaramamış fakat yüzlerce canı kurtarış gibi yorgun zihinler amaçlanmaktadır..
Siyonist Düşüncenin Kuklası Olmuşuz Yorgunuz kuklalar

Bu sayede toplum etrafında oluşan gerçeklerin asıl hedefleri takip edilemez ve tepki veremez hale halk gelecektir. Bu sayede siyonist düşüncenin bu dönemde bizim için Ahir zamanda yeni stratejisi olup uygulamayı tüm dünyada görmekteyiz.

Örnek verilerse kimse İsraill'e uğraşmaz hale geldi. Kimse nerede yerleşimciler için konut yapan israili takip eder ve tepki verir halde değil. Kimse Filistin'e atılan bombaları, ölen çocukları düşünür değil. Ne kafkasya ne Afganistan ne Filistin ne Myanmar ne de Müslümanın gördüğü hiç bir zulmü takip edecek durumda değil. Bu İsrailin başarılı politikasının eseridir.Bizlerde farkında olmadan bunun destekçisi oluyoruz. İsrailin oyunlarına sanki doğru iz üstünde ve doğru tepki veriyoruz derken aslında onlara çalışıyoruz.. Herken yaptığının bilincinde mahşer de hesabını görecek. Bu yüzden Resulullah hadisinde bu günleri hatırlatırcasına şöyle buyurmuştur


"Fitne çıktığı zaman, atla giden attan insin, koşan yürüsün, yürüyen dursun, duran otursun”."
- ( Hadi-i Şerif)

Siyonist Düşüncenin oyunları
İsrail oğulları stratejilerine hedeflerine ulaşabilmek için kendi toplumunda çocuk yaşta zihinlere ama oyunla ama okulda eğitimle birer silahşor gibi yetiştiriyorlar.

Onlar hangi topluluğun çaldığı şarkıyı ve iktidarın diline bakmıyorlar. Yaptıkları  #derintuzak 'lara ne kadar uyuluyor onun peşindeler.

Biz İslam alemi ve Türk toplumu olarak bu konuda başarılıyız. Kardeşimizi severken de ve döverken de İsrail'e hizmet eder durumdayız.

Ne olursa olsun ölümü unutmamak ve en iyi stratejinin Kuranı ve Hadisleri okuyarak, anlayarak ve bu bilinçte yaşayarak olacaktır. Evet Ölüm Var. Bize, Size, Allahtan başka her şeye, Yaratılanlara...
Bu yüzden Müslümanın oyunlara da yorgun düşmemesi bunun yerine ilme vermekten etrafına ve topluma faydalı olmaktan yorgun düşmeye çabalaması esastır. Böylece Siyonistlerin oyunu boşa çıkacaktır.
Esselamun Aleykum ve Rahmetullahive Bereketuğu

Sayın Cumhurbaşkanım, Aziz dost, kıymetli insan, Saygıdeğer Abdullah Gül Beyefendi


İsrailin stratejik #derintuzak oyunlarına, sanki doğru iz üstünde veya doğru tepki veriyoruz, derken aslında onlara çalışıyoruz.. Herkes yaptığının bilincin de, mahşer de hesap görecek. Allahın en güzel kulu Resulullah s.a.v. hadisinde bu günleri ve halimizi hatırlatıcasına şöyle buyurmuştur


"Fitne çıktığı zaman, atla giden attan insin, koşan yürüsün, yürüyen dursun, duran otursun”."
- ( Hadi-i Şerif)


Fethullah Gülen'in Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gönderdiği mektup ortaya çıktı... 
Fethullah Gülen'in gönderdiği mektubun tam metni
-------------

Sayın Cumhurbaşkanım, Abdullah Gül 

Sayın Cumhurbaşkanım,

Aziz dost, kıymetli insan, Saygıdeğer Abdullah Gül Beyefendi

En içten hürmetlerimi arz eder, gönülden selamlarımla sağlık ve afiyet üzere bulunmanızı dilerim. Ülkemizin ve milletimizin huzurunu kaçıran her hadisenin Zat-ı alilerinizi ne kadar üzdüğünün/üzeceğinin idrak inde olarak, aynı hüznü paylaştığımı ifade etmek istiyorum. Başkaları 'Hizmet', 'Hareket', 'Cemaat' veya 'Câmia' gibi farklı isimlendirmelerde bulunsalar da aslında her tür, her anlayış, her renk ve her desenden insanın (camide bir araya gelip beraberce saf tutan insanların misille) bir maluliyette ve bir mantıkiyette buluşmalarının şahs-ı manevisi olarak gördüğüm adanmış ruhların faaliyetlerinin ve müesseselerinin hedef alınması karşısında çok mahzunum.

Daha dershaneler meselesinin konuşulduğu ilk günlerde sayın Başbakanımıza da değişik vesilelerle ifade edildi; milletimiz için faydalı gördüğümüz müesseselerin kapatılmamasını ve mevcut halleriyle misyonlarını ifa etmeyi sürdürmesini arzuladığımız hususu kendilerine iletildi. Bu hareketin gönüllülerinin genel ve sosyal medya aracılığıyla elden geldiğince nezaket çerçevesinde kendilerini ifade etmelerinin ortaya atılan itham ve iftiralar neticesinde başladığı kamuoyunun malumu. Bu hususta kanunlar çerçevesinde hukukun gereklerinin seslendirildiğini düşünüyorum.

Zamanla içtimai hayat içinde birçok insanın hadiseye dahil olması neticesinde maalesef yer yer nezaket ölçülerinin dışına çıkan bir üslup ile çok çirkin söz ve karşılıklı isnatların gündemde olması hasebiyle bunun önüne geçilmesi gerektiği akl-ı selim sahiplerinin öncelikli bir zaruret olarak gördüğü bir husus. Özellikle bir kısım medya kuruluşlarında kara propaganda sayılabilecek yayınları sona ererse, dost ve arkadaşlarımın da sükûtu tercih edecekleri kanaatindeyim. Fakir'in de bu meselenin önünü kesmek için elinden geleni yapacağını bilmenizi isterim. Sürekli çirkin şeyler neşreden bir kesimin o kötü neşriyatının durması hususunda Zât-ı alinizin de ciddi etkili adımlar atacağınıza, yeniden akl-ı selime dönüşü sağlayacağınıza inanıyorum ve sizden bunu kemal-i samimiyetle istirham ediyorum.

Muhterem efendim,
Devletin kanun çerçevesinde yürüyen işleyişi hususunda emir verme, müdahale etme ya da memurları bir noktaya sevk etme konumunda bulunmadığım Zât-ı alinizin malumudur. Bununla birlikte, sohbetlerimde tansiyonun düşürülmesi adına dost, muhip ve sevenlerimize itidal tavsiye etmemin faydalı olacağı kanaatime sahip iseniz, bu hususta elimden gelen gayreti ortaya koymaya amadeyim.

Medyanın takip ettiğim kadarıyla, kamuoyunun da vakıf bulunduğu işleyen hukuki bir vetire ile ilgili olarak, bir taraftan görevliler kanunlar çerçevesinde vazifelerinin gereğini yerine getirerek suçluları tespit etmeye ve haklarında işlem yapmaya çalışıyorlar. Diğer taraftan, bu konuda sadece görevlerini yapmakla meşgul bulunan veya herhangi bir şey yapmasa da başka illerde olan bazı kimseler hakkında belli bir itham olmadan işlem yapılıyor. Kanunların belirlediği vazifeleri yine kanunlar çerçevesinde yerine getiren memurenin sırf belli bir yere nispet edilerek engellendiğini ve hatta süreçle hiçbir ilgisi olmadığı halde yine aynı nispete dayandırılarak tasfiyelerin (daha doğrusu kıyımların)yapıldığını üzüntüyle izlemekteyim. Devlet memurlarının üzerlerin gidip onları vazifelerini yapmaktan men etme ve masum vatan evladını sadece belli bir yere nispet ederek tasfiyeye/ kıyıma tabi tutma konusunda biz sussak bile zannederim maşeri vicdan susmayacaktır.

Sayın Cumhurbaşkanım,
Ayrıca, kamu kurumlarına giriş mülakatlarında ciddi bir eleme gayreti bulunduğu dillendiriliyor. Şu anda da eskiden beri olduğu gibi bazı insanlar hakkında 'Şu cemaatten, bu tarikattan; şu dershaneye gitmiş, bu okuldan mezun olmuş!' denilerek bilgi toplama ve engelleme yapıldığı ifade ediliyor. Bu haksız uygulamanın sadece genel müdür, müdür veya emniyet amiri konumunda da kalmadığı, ta memurlara kadar inmiş bulunduğu söyleniyor. Şimdiye kadar hayatın değişik alanlarında yalnızca 'falan yere, müntesip, falancı.. filancı..' görüldüğünden dolayı mağduriyete uğramış pek çok insanın yanımda gözyaşı döktüğüne şahit oldum. Fakat ben bunları hiç dillendirmediğim gibi o insanlara da sabır ve vifak tavsiye ettim. Belli bir yere nispet edilerek engellenen bu vatan evladı yakın çevrelerine, nazları geçen kimselere de üzülerek hislerini dile getirmekte, içlerini dökmektedirler. Bu ülkenin öz evladı, masum Anadolu insanlarının bir kısım kara listelere kaydedilmesine ve önlerinin kesilmesine matuf gayretlerin artık bütünüyle sona ermesi gerektiği kanaatindeyim. Dünyanın dört bir tarafına dağılmış ve Allah'ın inayeti, Zât-ı devletleriniz gibi kıymetli dostların himmet ve himayesiyle sürekli genişleyen hizmet hareketinin -maalesef- önünü kesmeye matuf gayretler olduğu aşikar hale geldi. Bu yakışıksız engelleme faaliyetlerinin -önceden olmamakla birlikte- hareketin büyümesi ve genişlemesiyle eş zamanlı olarak arttığı görülmektedir. Süleyman Efendi'nin talebelerinin, İlim Yayma Cemiyeti'nin, Menzil mensuplarının ve diğer meşreplerin/mesleklerin de aynı muameleye maruz kalmayacağı nasıl söylenebilir?!.

Kıymetli efendim,
Göndermek lütfunda bulunduğunuz kıymetli misafirin aktardığı hususları dikkate alarak, ifade etmeliyim ki, dün neredeysek şu yaklaşan seçim sürecinde de aynı yerde ve çizgide duruyoruz. Diyaloğa her zaman açık bulunduğumuzu, binaenaleyh Zât-ı alilerinizin ve sayın Başbakanın ortak tensiplerini tensibimiz sayacağımızı da belirtmek isterim. Bahse konu hususların sayın Başbakanla da paylaşılmasını arzu ederim. Hayatını dinine, milletine ve insanlığa adama gayretindeki bir kardeşiniz olarak bütün samimiyetimle ifade etmeliyim ki, hep sulh ve huzurun, ittihadı ve ittifakın, uhuvvet ve hulletin yanında yer almaya, Fakir'e sevgi duyanları da bu yönde teşvik etmeye çalıştım.

Gözümde ahiretin tüllenip durduğu şu yaşımdan sonra da başka bir sevdam, düşüncem ve emelim olamaz. Devlet büyüklerimizin uzatacakları dostluk ellerini mutlaka tutacağımızı, bize karşı samimiyetle atılan her adıma -ilahi ahlaka iktîdaen- on katıyla mukabelede bulunacağımıza, arkadaşlarımıza, dostlarımıza ve sevenlerimize itidal tavsiye ederek huzurun temini adına elimizden geleni yapmaya çalışacağımızı ve her zaman sulhun takipçisi/destekçisi olacağımızı arz ederim.

Bu vesileyle, zât-ı alilerinize, saygıdeğer Hayrünnisa Hanimefendi'ye ve saadetli ailenizin diğer fertlerine selam ve hürmetlerimi sunarım.

2 Ocak 2014 Perşembe

FETHULLAH GÜLENİN İdari Güdüden Çıkıp, Cemaate Gönülden Dua'da Kalması Hayrınadır

FETHULLAH GÜLEN



FETHULLAH GÜLENİN İdari Güdüden Çıkıp, Cemaate Gönülden Dua'da Kalması Hayrınadır
Misilleme yapar gibi kamuoyu oluşturmanın bunu zihinlerde düzenlemenin kimseye faydası olmadığı ve boş havan dövmekten öte gidecek değildir Erdoğan'sız bir AK Parti fikri karşılık Fethullah Gülen'siz Cemaat'e mi bırakmaya başladı diye misilleme yapmaya çalışan tarafların boşuna zihin yordukları açıktır.


"Fethullah Gülen'siz Cemaat" fikri zaten bir süredir giderek artan bir dozajda gündemdeydDilipak, Hocaefendi'nin yerine kimin geçeceğinin ip uçlarını veriyordu Dilipak'ın iddiasına göre Cemaat'i içinden bir kişi açıkladı Bu kişi Fethullah Gülen'in yerine geçecek isimdi. Kriptolara ulaşınca görevinden uzaklaştırıldı. Dilipak'ın diğer bir iddiasına göre Ocak ayında Cemaat'e dava açılacak. Asıl üzerinde durmamız gereken aslında iddialar değil, insani bir ayrıntı... Cemaat'te taban"ın beddua sürecinden oldukça rahatsız olduğudur.  Çetenin parçası olarak yaftalanmak hizmet ettikleri cemaat içinde ve toplumda rahatsız edicidir Başbakan Erdoğan operasyonu yapanları çete demişti Çeteleri bitirdik derken şimdi yargıdaki Hukuk çetelermi çıktı? Bu Cemaat içinde oldukça rahatsız edici bir durum. Bu yüzden cemaatin farkında olmadığı, cemaat içindeki gönül erlerinin yaklaşık tamamı da Ak Parti içinde nefer oldukları. Böyle bir ayrıştırmada cemaatin zararlı çıkacağı çok açık belli. Bu işin en kolay çözümü Fethullah gülenin artık mesajlardan ve idari güdüden çıkması ilahi yaşantıya yönelmesi ve cemaate beddua yerine dua ile gönülden iştirak etmesidir.
i. Alttan alta cemaat içinde telaffuz edilmeye başlanmıştı.  Abdülkadir Selvi köşesinde, son olaylarla beraber Cemaat'in artık ikiye ayrıldığını anlatan bir yazıyı kaleme almış ve "Fethullah Gülen'siz Cemaat" fikrinden şöyle bahsetmişti: AK Parti hizmetle, örgütü ayırıyor. Hizmete hürmet, örgüte operasyon... Bu ifadelerden bir kaç gün sonra bu sefer başka köşe yazarı, Abdurrahman

31 Aralık 2013 Salı

Füthullah Gülen Hareketini, Yine Kendi içinde Büyük Derin Abiler Dış Güç Odakları Birlikte Bitiriyor.

 Büyük Derin Abiler

Fethullah Gülen Hareketini, Yine Kendi içinde Büyük Derin Abiler Dış Güç Odakları Birlikte  Bitiriyor.

Kim ne yaparsa yapsın Müslümanlar halini iyiceacike etmekten mutluluk duyanların tezgağına düşürüldü. İslam dünyasının dahada zedelemek için fitneyi her taraftan körüklüyorlar. Bu işi düşardaki küfür yaktıbüyükabilerin ve partiiçindeki Satılımışların fırtınasıyla islama zarar verilmektedir.
Sanki Fethullah Gülen hoca efendinin mirasını paylaşır gibi atmacalar gibi yumuştular bitirmek için kendi aralarındaki komplolarla. İnsanın akılına acaba içlerinde Azraille a.s. görüşenlerimi var ki bunu şimdiden yapmaya başladılar.

Bir yandan yetiştirilen Savcılar elçilerden emir alır. Bir yandan Sarıgül hareketinin Prensinle özel toplantılar yaparlar. Bir yandan Mossad'ın gizli bildirilerindeki talimatlara uyarcasına torbadan alakasız davalar açılır. Sanki birileri İntiharı özenmişçe beline davaları bağlamış pimi de çekmiş. 
Her şey  orijinal tam teksas filmindeki gibi maketler hazırlanış ve senaryo oynanıyor. Başrolde iki kardeş Erdoğan ve Gülen bulunmaktadır. Ne  kadar enterasan daha dün Market zincirlerinde ortaklıkları çığrıştırılan ikili şimdi karşı karşıya savaştırılma yapılıyor.

Hani düşünmüyor da değilim Acep Fethullah Gülen öldüde mirasımı paylaşılamıyor ya da burda Erdoğana kaptırmayalım devlet malı yaparmı diye endişelerimi var. Yok yok biz piştik şeyh olacağız. Dercesine yumuşak karnı olan müslümanın sırtından hançerleyerek iktidara yürümek var. Sarıgüllü dev şirketlerde arkasına alarak.
Alimler eskide demişler Siyaset pis sanattır.

29 Aralık 2013 Pazar

Cemaatin Suriye Alerjisi Neden

Cemaatin Suriye Alerjisi Neden

Cemaatin Suriye Alerjisi Neden
Suriye’ye yardım eden hayırsever yardım kuruluşlarına soruşturma hazırlığı yapılması ve buna alerjisini gösteren cemaatin vize verişiyle birlikte Hukuk suriye ye ve mücahitlere yardımı cezalandırma yoluna girdi. İslamiyete tüm had'ları ile saldıran bir hukuk anlayışımı göreceğiz. Yoksa keyfi elindeki yetkiyi Halk için Hak, Hukuk kullanmak için toplumun menfaatine olması için aldığı yetkiyi ilk önce Hakka olan Hakkı linç edercesine yardım edenleri cezalandırmak istemesi nedendir. Dünya’nın büyük duyarsızlık örneği sergileyerek izlediği Suriye Katliamına, Savcılarda duyarsızlıktan öte duyarlı vatandaşları iyilik yapmaktan tutuklamak istemektedirler.,  Fethullah Gülen cemaati de kendine yakın savcılarla bu harekete yardım eden Müslüman yurttaşlarımızın  cezalandırarak katliamı yapanları desteklemekle katliama ortak oldu. 


Cemaatin Suriye Alerjisi Suriye’ye yardım eden yardım kuruluşlarına soruşturma hazırlığı, Suriyeli mazlum sivillerin hunharca katleden Esad rejiminin havadan ve karadan ağır silahlarla vurduğu şu günlerde, Fethullah Gülen cemaatinin tetikçi savcıları yardım yapan vakıf ve dernekleri yakın takibe aldı.Gönüllü yardım kuruluşlarını El Kaide’ye yardım etmekle itham eden Cemaate bağlı çete, çocuk kıyafetleri, bebek mamaları, battaniye, un, Kur ani  Kerim, makarna, sıvı yağ, gibi açlık ve soğuğa karşı sivil halkı gözetleyerek yapılan yardımları terör faaliyeti kapmasına aldılar.
Bunun bedellini Allaha zor ödeyecek olan savcıların, Allah korkularını unuttukları dünya menfaatlerine Hakkı peşkeş çektikleri gibi bir kanıya kapılmamak elde değil. Nasıl olurda Katillere destek verirsiniz ve garip aç soğuk insanlara yardım edenleri cezalandırırsınız anlamak mümkün değil. Müslüman olmadıkları gibi kanıya vardığımız bu savcıların Mollayı Şehit eden hindulardan talimat alırcasına bu eylemleri yapmaya kalkmaları şaşırtıcıdır.
Allah elbet Nurunu tamamlayacak ve o zaman kirli paralar sizi aklayamayacak !..



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Manisa'nın Salihli ilçesinde Konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Manisa'nın Salihli ilçesinde Konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Manisa'nın Salihli ilçesinde Konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Manisa'nın Salihli ilçesinde Halka konuştu. Ana muhalefet partisi CHP'ye yüklenmek söz eden Erdoğan bir ara 'CHP pisliktir' sözünü kullandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

CHP’ye gönül verenlere sesleniyorum. Gelin bizimle olun. Gelirken helikopterden indim. Orada kanalın halini o feci gördüm. Allah aşkına kanal Salihli’ye yakışıyor mu? Belediye ne iş yapıyor? Belediye niye bunu temizlemiyor?

Onun için çok çalışacağız. Ben belediyeciyim, CHP pisliktir bunu böyle bilin. CHP kirliliktir bunu böyle bilin. İstanbul’u da ben böyle devraldım. Çöp dağlarından devraldım. Susuz devraldım.

Şimdi de aynı oyun oynanıyor. Birilerinin faiz lobisinde, bakın Salihli’de bu lobilere dikkat edin. Tefecilerin oyununa gelmeyin. Bunlar sülük, sülük. Gerçekten işlevi çok önemli olan bir varlıktır. Ama bunlar sülük gibi değil, sülük kirli kanları emer. Bunlar ise faydalı olanı, kime vatandaşıma, onu emip alıyorlar. 

HSYK da yetkilerini farklı kullanmaya başladı. HSYK başsavcının açıklamasından sonra kalkıyor Danıştay’ı baskıya alıyor. Anayasanın 138. Maddesini çiğnediler. Bir yanlış yaptık. Nedir o yanlış? HSYK onu da yargılayan denetleyen mekanizma vardı. Biz dedik ki, demokrasinin gereğini yapalım. Adalet Bakanlığı’ndaki bu yetkiyi kalktık devrettik. Orada yanlış yapmışız. Eğer şu anda anayasayı değiştirecek bir güce sahip olduğumuz anda bu değişikliği yapmak durumundayız. Herkes denetlenecek, bu beyler denetlenmeyecek, demek ki olmuyor böyle bu iş. Bu beylerin de denetlenmesi gerekiyor.


Sen kimin savcısısın? Sen iddia makamısın. Kim adına? Millet adına. Sen nasıl masum insanlar hakkında dosya düzenler, yalan yanlış dosyaları medyaya sızdırarak o insanları gölgelemeye kalkarsın? Böyle bir yetki olamaz. Şurada 11 gün içinde bu ülkenin zararı 120 milyar dolar. Kim verecek bunun hesabını? Soruyorum. Onun için ekranları başındaki milletime sesleniyorum. 30 Mart bir milattır. Bu hesabı millet soracak

Yeni Asya Grubu ve Gülen Grubu

Cemaatların aralarındaki nüans farklılıkları olsa da aslında hedeflenen ayakta duranın bedelini kolay ödeyebilmektir.Cumhuriyetin en kötü kazanımı olan kendi başına ayakta dur. Amme davası olan toplumun ilim ve bilimde materyalist çizgide değilsen kendi başınasın demesinden sonra cemaatler devletten yardım almayı bırakın ayakta durak için geliştirdikleri tüm etkinlik ve girişimlerde devletin tökezletmesini buldular Kurban derileri buna örnek verilebilir. Kanunla THY'nin daha çok kendi çizdikleri uhrevi olmayan tüm amaçların barındığı çizgide bir kuruma deri toplama hakkını vererek cemaatlerden ayakta durmanın devlet tökezletmesi diyebiliriz.

Bu yüzden cemaatlar yakınlıkları Nüans farkı da olsa  birbirlerine sanki cephede savaşan unsurlar gibi hareket ettiler. Hepsi olmasa da bir kısmı böyleydi.

Örneğin Yeni Asya grubu ile Gülen grubu arasındaki farklılık olmasa da Gülen grubu menfaat için bile olsa en azından ''AK Hareket'' e destek vermiş bir grup dur
Yeni Asya grubunun AK Hareket'e en kritik zamanlarda bile destek verdiğini gören var mı?
Cemaatların Aralarındaki Nüans Farklılıklar 
Burada benim tezim doğruluğunu kanıtlıyor, ''istisnalar hariç, cemaatler günümüz Türkiye'sinde, dine hizmet görünümlü menfaat grupları halini almıştır. Bilin ki bir cemaatin hastanesi, dershanesi, okulu, bankası, gazetesi, radyo televizyonu, sigorta şirketi, kargosu, vs. varsa o oluşum bir süre sonra devleti geri plandan yönetmeye talip olacak demektir. Ancak hiçbir cemaat siyasi parti kurmayı göze almaz çünkü bu halk cemaatleri dine hizmet kulvarında görmek ister. Gülen severler yukarıdaki kurumların tamamına sahip oldukları için arka planda devleti yönetmeye karar kıldılar. Sorunun kaynağı bu.

Yarın bir gün misal Yeni Asya grubunun bu kadar yaygın kurumları olduğu an onlarında yapacağı iş aynı...''Devlet benim olmalı'''. Emin olun bugün Erdoğan ülkede ŞERÎATI ilan ediyorum desin ilk karşı çıkan oluşumlar bu cemaat görünümlü menfaat grupları olacaktır. Zira gerçek ŞERÎATIN gelmesi demek bu cemaatlerin sistem içinde yok olması demektir...



Esed Kuvvetleri Suriye’deki Filistin Mülteci Kampı Hala Kuşatma Altında tutmakta



Filistin Kampında Ulusal Marşla Kuşatmayı Protesto

Esed Kuvvetleri Suriye’deki Filistin Mülteci Kampı Hala Kuşatma Altında tutmakta Kuşatma altında tutulan Yermuk mülteci kampında çocuk ölümleri Esed Kuvvetleri kuşatmaasıyla hızlandı Yapılan kuşatmanın çocuk ölümlerinin çoğaldığı Yermuk Mülteci Kampı medya acil yardım çağrısında bulunuyor.


Yermuk Mülteci Kampında çocuklar toplanarak Dünya insanlarına yardım çağrısında bulundular. Çocukların Esed rejimi kuşatmasına karşı, kampta dün erken saatlerde Ulusal Marşla Kuşatmayı Protesto protesto gösterisinde bulundular.

Esed askerleri tarafından öldürülen çocuklar cenazeleri eşliğinde yapılan protesto gösterisinde, Filistin ulusal marşı ‘Ya Biladi’ şarkısını söyleyerek Dünyaya çığlık attılar

Beş aydır Esed Kuvvetleri tarafından kuşatma altında tutulan Yermuk Mülteci kampında, çoğu çocuk olmak üzere  çok kişi açlık ve ilaç yetersizliği sebebiyle Şehid oldu. Çocukların Filistin Ulusal Marşı ile yaptıkları protestoları.






25 Aralık 2013 Çarşamba

Benim Babam Hacca Gitmedi, Cennete Gitti


Benim Babam Hacca Gitmedi, Cennete Gitti


"benim babam hacca gitmedi, Cennete gitti..."

Böyledir direniş beldelerinde evlat olmak... Suriye

Evet sayın hükümet bunlara ne yapıyorsunuz. Şehidlerin evlatlarına sahip çıkmayacakmısınız. Bugüne kadar oyalandığımız yetmedi mi!.. Yoksa bu oyalanmanın içinde sizde varmısınız, demekten kendimi tutamıyacağım.
Bırakın kahpelerle uğraşmayı alın kellelerinin yabancı uşakların demeden edemiyeceğiz. Tamamen Ülkenin gözleri bağlanmış gibi bir ordan bir burdan curcuna siyasetle geciktirilen hayatlar. Donuyorlar. Açlar. Garipler. Peygamber emanetleri. Allah emrettikleri. Eğer siz bir şey yapmıyacaksanız yakalım ülkeyi yaşamayalım diyeceğiz.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nın Konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nın açılışında konuştu. 25 Ara 2013 14:19

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Konuşmasında yolsuzluk operasyonlarına değinen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "on bir yıldır hükümet görevimizde hamd olsun "mahcup olmadık, mahcup etmedik, milletimizi hayal kırıklığına uğratmadık". Buradan aziz milletime bir kez daha bunun sözünü veriyorum. Milletim müsterih olsun, milletim gönlünü ferah tutsun, bize güvensin. Biz her zaman doğruya doğru, eğriye eğri demeye devam edeceğiz. Halkın önünde hesaba çekileceğimizi biliriz. Hesap gününde mahşerde hesaba çekileceğimizi de biliriz. Her adımı bu şuur, korku ve anlayışla atarız. Bizim partimizi bu seviyelere çıkartan, bizi bu makamlara getiren, 11 yıl bizi burada tutan en başta dürüstlüğümüz, emanete olan bağlılığımızdır. Yolsuzluklar karşısındaki sert ve kararlı duruşumuzdur. AK Parti yolsuzluklara göz yummaz, müsamaha göstermez. Zira bunu yaparsa varoluş zeminini ortadan kaldırmış olur. Bizi bu günlere dürüstlüğümüz ulaştırdı. Bizi bu günlere dik duruşumuz ulaştırdı. Biz cesur olduğumuz için Türkiye'ye aşkla, sevdayla bağlı olduğumuz için eser ve hizmet ürettiğimiz için bugünlere ve buralara geldik. Bundan asla taviz vermeyeceğiz." diye konuştu.


 "HUKUKA NE İHTİYAÇ VAR"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir gerçeğin üzerinde özellikle durmam lazım. Hukuk, hakkın, adaletin tecelli etmesi, iyinin kötünün ayrılabilmesi için vardır. Mahkemeler, savcılar 'hakkı haksızlıktan, haklıyı haksızdan, iyiyi kötüden ayırt etmek' için vardır. Meclis, mahkemelerin yerine geçemez. Siyasi partiler, siyasi partilerin genel başkanları hakimlerin yerine geçemez. Özellikle de medya, gazeteler, televizyonlar, yazarlar, yorumcular hakim ve savcının yerine geçemez. 9 gündür bir operasyon yürütülüyor. Aman Allah'ım. Daha ilk gün adı koyuldu 'büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu'. Ardından tarihin en büyük yolsuzluğu'. Daha ikinci günden itibaren gözaltı, sorgu, savunma, mahkeme aşamaları geçildi, medya tarafından siyasetçiler tarafından doğrudan infaz yapılmaya başlandı. Bu arada içeriden dışarıya sürekli bilgi sızıyor. Güya gizlilik kaydı olan bir süreç. Bu nasıl gizlilik kaydıysa? Bu gizlilik kaydının olmasına rağmen bu adımların atıldığı bir sistem içinde başka şeyler var. Burada, yürütmenin uzantısı veya yargının belli bir yapı içerisindeki yapı içerisindeki safhası burada servis yapıyorlar. Bize düşen, burayı da temizlemektir. Bir taraftan hukuk içerisinde beraat-ı zimmet asıldır' diyeceksin böyle yürüteceksin işi. Öbür taraftan da dışarıya servis yapmaya devam edeceksin. Bu insanları kirletmeye kimsenin hakkı yok. Bugüne kadar birçok olaylar yaşadık. Bu olayları yaşayanlar belli bir müddet sonra beraat ettiler. Bu beraat eden insanların o süreç içerisindeki kirletilmelerinin temize çıkarılmasının bedelini kim ödeyecek? Bunları bir kenara koymak mümkün mü? Bunlar da bizim ülkemizde yaşandı. Fotoğraflar, belgeler, iddialar hep manşetlerde, her gün ekranlarda. Bakıyorsunuz ki montajlar, bunlar bunu bundan sonra da yapabilecek karakterde ve kabiliyettedir. Bunun üzerine yetiştiler. Bu mudur hukuk? Yürütmenin içerisinde olanlara da söylüyorum, bu mudur yürütme? Eğer kararı operasyonun ikinc
i gününde ana muhalefetin, yavru muhalefetin temsilcileri verecekse hakime ne ihtiyaç var? Mahkemeye ne ihtiyaç var? Eğer kararı medya verecekse, anında infaz yapabilecekse böyle bir yetkisi varsa, bütün bu uzun hukuk süreçlerine ne ihtiyaç var?"

Halkbank Genel Müdürü'nün evinden çıkan kutular konuşuluyor
Günlerdir Halkbank Genel Müdürü'nün evinden çıkan kutular konuşuluyor. Kim bunların servisini sizlere yaptı? Eğer evinde para çıktı diye, bir insan anında suçlu oluyorsa, buradan ben CHP’nin genel müdürüne soruyorum. Evinden 2,5 milyon Euro çıkan şahsı siz neden milletvekili yaptınız? Bu operasyon başlayıncaya kadar CHP hukuk sistemine savcılara polislere demediği hakaret bırakmadı. Şimdi yargıyı savunuyor, inşallah böyle kalırsın. Şimdi çıkmış bu savunmayı yapıyor, daha bir hafta öncesine kadar polise demediğini bırakmayan CHP, şimdi sahip çıkıyor.
CHP seçimle görev almış bir parti değildir. CHP, hep atanarak gelen bir partidir. CHP'nin geçmişi budur. Ya darbelerle, ya da işte böyle kirli komplolarla iş başına getirilmiştir. İş başına geldiği zaman da arkasında enkaz bırakarak, onlarca yolsuzluk dosyası bırakarak iktidardan ayrılmıştır. İşte şimdi partilerinin içinde yolsuzluktan hüküm giymiş suçu sabit milletvekilleri var. Bu yetmedi, İstanbul'a yolsuzlukla suçladıkları, kendi kongrelerinde yolsuzluk nedeniyle ihraç ettikleri şahsı büyükşehir belediye başkan adayı olarak koydular. Hatta genel müdür, yolsuzluk klasörünü bizzat kendisi raflardan indiriyor, o teşhir ediyordu. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?

Yeni Türkiye'de vesayetlere yer olmayacak

Yeni Türkiye'de uluslararası operasyonlara yer olmayacak. Yeni Türkiye'de vesayetlere yer olmayacak. Bu komplo sadece AK Parti'ye değil Türkiye'ye yapılmış bir komplodur.


Başbakan Erdoğan ve Etrafındaki Cadı Kazanı


Başbakan Erdoğan 
Başbakan Erdoğan ve Etrafındaki Cadı Kazanı

Sürekli sıcak gelişmeler olmazsa alışkanlığımız ve ruh halimiz bozulur gibi oluyor. Muhakkak her an bir şey olacakmışız gibi meşgul ediliyoruz. Amaç dünyada gösterilmek istenmeyen ve bizim meşgul olmamızı istemedikleri gerçekler.
Bizi dünyadaki gelişmelere ve sakladıkları eyleme kapatmak ve At gözlüğü takılmış bir toplumda gerçekler güçlü oyuncuların gösterdiğinle sınırlı kalır. Oynanan seneryonun Dışına taşılsa hayat içinde Rızık kaygısı hepsini aşar ve tuzağın içine sokar. Fakat olağan giden gündemde gariplik olduğunu hissetmeye başlıyoruz. Bazıları kendisine durup dururken dert açtığı da söylenir.

Cadı kazanın içinde Ahir zamana yakışır bir şiddetle Adi, Aşağılık, Kin, Çirkin, Kirli, Karanlık, karalama siyaseti yürütülüyor. Maksat başbakan Erdoğanın itibarsızlaştırılması gözden düşürülesidir Başbakan Erdoğan’a, hükümetine, Halka ve İslama yapılan bu Derin darbe girişimlerinin ötesinde iyice çirkinleştiler
Montaj porno görüntüleri yayınlanması ve bir Yazarın 17 yaşındaki başörtülü kızının kafası çıplak bir porno yıldızının vücuduna montajlanması bunun medyaya servis yapılması çirkinliğin ne boyuta geldiğini anlatmakta.

Mısırda denenen çirkinlikle yapılan Darbe daha da derin şekilde ülkemizde denenmektedir. Büyük İslam alimlerinden olan Abdülkadir Mollanın idam edilirken susmakta olanlar, bu acımasızca idama tek itiraz eden devlet adamı Erdoğan’a operasyon yapıyorlar.

Mısır'da darbe yapan Sisi’ye firavun diyemeyen hatta telefon açıp tebrik edenler, Esma’nın katline susanlar, İhvan'ın çocuklarını öldürenlere buğzu edemeyenler dürüstlük ve hakperestlik taslı yarak Başbakana demediğini bırakmıyorlar.
.
Şimdi düşünüyoruz ne değişti hayatımızda!..
IMF’ye borcunuzu kapatıp “Güle güle” demişsiniz.
Terörü sonlandırmışsınız.
Derin Devletin ana bütünlüğünü devirmişsiniz.
Askeri vesayeti bitirmişsiniz..
ABD güdümünden çıkmışsınız.
Hatta İMF’ye 5 milyar Dolar borç veren devlet olmuşsunuz.
Ortadoğu’nun dokunulmaz çakalı Tel Aviv’e “FAŞİST” diyorsunuz.
Küresel kabadayıların liderlik ettiği BM, NATO, AB gibi küresel örgütleri açıktan hedef almaya başlamışsınız.
Halkınızla barışmışsınız.
Komşularınızı korumaya ve gözetmeye başlamışsınız.
Dünyadaki kardeş halkların özgürleşmesi için öncü ve destek oluyorsunuz.
Dünyadaki mazlumların umudu, Müslümanların çaresi konumuna erişmişsiniz.
Dünya ekonomileri sürekli gerilerken sizin ekonominiz devamlı büyüyor.
Hazineniz para dolu.
Kanal İstanbul gibi,
En büyük hava alanı gibi,
Boğaz’a 3. Köprü gibi
Bütün dünyayı hayrete düşüren projeleri birkaç sene içinde hayata geçireceğinizi ilan ediyorsunuz.
Irak’ın petrollerini Türkiye’ye, Azerbaycan’ın enerjisini Avrupa’ya akıtacaksınız.
“21. Yüzyıl Türkiye’nin asrı” olacak diyorsunuz.
Devleti bağımsızlaştırmışsınız.

Ülkenin bağımsızlaştığının belirtisi olan bir çok icraatınızla iktidardasınız.Seçimlerde yenilmiyorsunuz. Önümüzdeki 3 seçimde daha da güçleneceği belli gözükmekte olduğunuz bir ortamda "Cadı Kazanının" çok hararetli bir şekilde  etrafınızda kaynaması da normaldir. hatta bu olmaması hayret gerektirir. Hani acaba tüm dünya size inandı Allah tüm kötüleri iman verdide hepsi şeytanın safını terkedip, doğru bir kul olma yoluna ve çabasına düştük diyecek kadar düşünmemize yol açardı

Operasyon psikolojik savaştır. 
Operasyonda düzenleyenler, şube müdürleri amirlerine bilgi vermeden amirlerine güvenmeden hereket ettiler. Airine güvenmeyen diğer şube müdürü arkadaşlarına güvendiler. Şube müdürü kendi amirine dahi bilgi vermedi. Polis amirleri operasyonu medyadan öğrendiler. Belki de bize böyle inandırılmak istendi. Ejderha başlarını harcamak istemedi. Her yönüyle farklı 3 ayrı soruşturma neden bir çıkıştı ve aynı halede yapıldı. Soruşturma Operasyonları aynı zamanda başlatılarak ülkemize neyi anlatmak istendi.Bir üstadın dediği gibi bu operasyonlar zinciri toplumun aklı ve zekası ile alay etmektir. Ülkenin ve halkın hafızası ile dalga geçmektir.

Önceden hazırlandığı ve defalarca geliştirilen bu Derin Tuzağın ülkemizin geleceğine hançer vurulmak istenmesidir Bunun yapanların ve piyonların elini kolunu sallayarak hala iş adamı, büyük elçi, basın mensubu, savcı, amir, memur olarak çeşitli görevlerde hayata devam etmeleri kendilerinin ne kadar cesaretle arkasındaki güce güvendiklerinin göstergesidir
Bu filmin her karesinde çok farklı bir kaderin yazıldığıda gerçektir. Allahu teala elbette bizlerin bilemediği ve bilmemizin mümkün olmayan çok hayırlar gizlemiştir.


"Allah ne diyor, Saff süresi 8. ayet"
" يُرِيدُونَ لِيُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ "

Meali
Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.
Türkçesi
Yurîdûne liyutfi-û nûra(A)llâhi bi-efvâhihim va(A)llâhu mutimmu nûrihi velev kerihe-lkâfirûn(e)







23 Aralık 2013 Pazartesi

Kırk ilde Kırk Yobaz Yola Çıkmış

Kırk ilde Kırk Yobaz Yola Çıkmış

kırk ilde kırk yobaz yola çıkmış, çift sarılı (karılı) yobaz yolundaymış
biri yolda diğerleri yuvada kalmış onlarıda devlet baba kızağa almış
ne devlet tanır ne kanun, ne amir tanır ne memur, onun adı satılmış
Yalanda delil toplayan lağımdan süt yapmaya kalkarda elinde patlar

elhamdülillah
bala

Parasal VATAN HAİNLİĞİ, Ülkeye Derin Tuzak

 Parasal VATAN HAİNLİĞİ, Ülkeye Derin Tuzak

Parasal VATAN HAİNLİĞİ, Ülkeye Derin Tuzak
Savcının Menşei, Amacı, geldiği yeri, makbuzu ve  sonucundan haberdar olduğu paranın, sebepleri ve neden geldiği bilindiği halde paranın farklı bir havaya büründürmesi bunun suç içine sokmesı ve sonuçta Ülke ekonomisine milyarlarca dolar zarar vermesi, anlaşmalarla yapılan ve sır teşkil eden bu iki ülke ilişkilerinin karşı ülkeler için kritik anlam taşıyan düşman ülkelere peşkeş çekilmesi kadar bir savcının yapılabileceği başkaca parasal VATAN HAİNLİĞİ olamaz.

Türkiyenin gizli anlaşmalarla gelir kazandığı bazı komşularımızın uluslar arası sorunlarından dolayı onların bu sorunlarına ülkemizin faydalı çözüm olması gayet doğaldır. Bunun ülkemiz ekonomisine ayrıca faydalarıda bir gerçektir. İranın israil ile uluslar arası ortamdaki ilişkileri gayet açık ve kiritiktir. Böyle bir durumda MOSSAD ajanları ile birlikte bu operasyonda gizli sırların deşifre edilerek Türkiyenin güvenirliğine ve konulmuş en büyük darbe ve Vatan Hainliğidir. 

Gelecek günlerde bunun sonuçları görüldükçe yapılan vatan hainliğinin bedeli muhakkak verilmeli bir daha bunu hukuk adına kimsenin böyle boyutta bir ilişkiyi ve sırrı deşifre etmeden manavdan karpuz alır gibi ayyuka etme hakkı verilmemelidir. Savcı acaba ülkeyi Mossad ve Cıa'ya kaça satmıştır diye düşünmek ve sorgulamaktan savcının ve bu operasyonun yabancılarla sözüm ona hayata geçiren devlet yetkililerinin ne kadar rahatsız olacağı gerçeğini bizzat kendi yaptıklarının faturasını halkın gelecekte ne kadar çekecektir gerçeğinin yanında bir hiç sayılacak kadar önem taşır.

Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın evinde kutular içinde bulunan 4.5 milyon doların soruşturmayı yürüten savcıların da yaptıkları dinlemelerde haberdar olduğu ve bu paranın Makedonya Balkan Üniversitesi ve Osmancık İmam Hatip Lisesi için kullanılmak üzere toplanan makbuzlu bulunan bağışlardan oluştuğu kesin ortada olduğu halde basına ve bunu halka Yolsuzluk ve rüşvet iddialarını kuvvetlendirecek şekilde basına servis edilmesinin ne kadar vahim bir suç ve Vatan Hainliği olduğu gerçeğini bizlere pahalıya öğretmeye hiç bir devlet yetkilisinin hakkı yoktur.

Baskını meşru göstermek için modeli olmayan daha üretilmemiş bir otomobil modelinin montajda nasıl dikkatten kaçtığı İLAHİ ADALET ve bunu yapanların soytarılıklarını da ne kadar iğrenç olduğuda göstermektedir. Görüntüleri oluşturmak ve yaptıkları vatan hainliğinin izah edebilmek için bağış paralarının Genel Müdür Aslan'ın evine geldiği anda operasyonu başlatmak ve zamanlamayı belirlemek ayrıca 80milyon insanı nasıl aldatmak için ve siyasi kriz yaratarak ülke ekonomisinin nasıl hedef alınarak birilerine faizi kazancı etmesine sebep olmaları izah edilemez.

Operasyondan hemen sonra Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın evindeki para görüntülerini basına seris etmek halkı ve ülkeyi yanıltmak yapılmış planlı bir eylemdir. Görüntüler ve bununla birlikte Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın onun birlikte gözaltına alınanlara karşı topluca hain tuzak kurularak linç kampanyası başlatılması kendilerinin asıl amaçlarını sinsice saklama çabaları olduğu bunun Halkbank'ın gizli anlaşmarı ve ülke sırlarının bundan mütevellit parasal hareketlerin yabancı devlet ajanlarına servis edildiğinin gizlenmeye çalışıldığı amaçlansa da, basına servis edilen operasyonda el konulan gizli Halkbank'ın bilgi sırlarının kayıtlı Databank güvenliği ülkeler arası endişe yarattı. Türkiye'nin ekonomik sırlarının ve ilişkilerinin Databank'ta sır teşkil eden hareketlerin ülkemiziçin kara kutu özelliğindedir.

Şüphesiz ki Allah her şeye Kadirdir. İnşaAllah #dominooperasyonu ve #derintuzak kuranların hepsinin oyunlarını bozacak ve her kes yaptığının bedelini çekecektir. Kimse bir devletten aldığı güçle adaleti korumanın tepesinde otururken iki kadının birini dağda birini şehirde besleme lüksünü kanunsuzca Aziz milletin gizli sırlarını satarak ve Vatan Hainliği yaparak elde edemesi müsaade etmemelidir. Derhal çaresi belli olan hainliğin önlemi alınmalı ülke menfaati korunmalıdır. Maksadında Pire için ülkenin geleceğine zarar verenlerin cezaları verilmelidir.

Elhamdülillah
bala