Bangladeş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bangladeş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Ocak 2014 Salı

ŞEHİD MOLLANIN CELLADI Bangladeş'te, muhalefet boykot etti tartışmalı genel seçimin galibi

Bangladeş'te, muhalefet boykot etti tartışmalı genel seçimin galibi, İnsanların birlik, konsey 233 koltuklar. Seçim günü olaylarda ölenlerin sayısı%24.Ülke genelinde, 147 bölge seçin 139% itibaren resmi olmayan seçim sonuçları, halkın Birlik içinde 106, Jatiya Partisi (Ersad)14, diğer siyasi partiler için 20 mecliste ve onlara verdi.

Katılım oldukça düşük, seçimde 153 milletvekili adayı, boykot nedeniyle seçim bölgesinde rakipsiz için sol anda "seçilmiş" olarak kabul edilir, bu adayların 127% tüm aday ülkeler,% 20 Jatiya Partisi (Ersad), 6'sının diğer partilere olduğu ifade edildi. Böylece, ehl-i Birliği 300 üyeli mecliste toplam 233 koltuklar. Seçim günü, muhalifler ve güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalarda ölenlerin sayısı ise en son 24 olarak açıklandı.

Liderliğinde bangladeş Milliyetçi Partisi, 18-parti ile ittifak, orta, sol, sağ ve İslamcı çizgi, diğer partiler seçimleri boykot etti, 40'a kadar olan siyasi partiler kayıtlı, sadece iktidardaki halk birliği ile onu destekleyen 7 vardı partiye katıldı. Muhalefet diyalog çağrısında Bangladeş'te, genel seçimlerden sonra meclis çoğunluğu Halkının birlik ve Başbakan Şeyh hasina, muhalefet lideri olarak adlandırılan diyalog için. Hasta, dakka, sermaye resmi konutunda düzenlediği basın toplantısında, " muhalefet, "militan" ve "savaş suçlusu," Cemaat-i Islami Parti, istisnalar ve huzurlu görüşmelere katılmalarını istedi. Hasta, bir soru üzerine, muhalefetin seçimleri boykot etti, aşağıdaki devletlerden veya AB topluluk olarak Bangladeş ekonomik yaptırımlar uygulanması böyle bir olasılık olarak görüldüğünü belirtti.

6 Ocak 2014 Pazartesi

Boykot SONUÇLARI HAYIR GETİRMEZ MEYDAN KÜFRE KALIR

Bangladeş'te Cemaat-i İslami ve anamuhaklefet parti bmp genel seçimleri boykot, iktidardaki halk Birliği konseyi üçte iki çoğunluk kazandı

Bangladeş'te tarafından yapılan 10. parlamento seçimlerinin resmi olmayan sonuçlara göre, iktidardaki Bangladeş'te halkın Birliği (BAB) sandalyede 215 kazanan üçte iki çoğunluğu ile kabul etmiştir.
Bangladeş Milliyetçi Partisi (BMP, önderliğinde 18-muhalefet parti birliği seçimi boykot seçim bölgelerinin 300, sadece 147%, 386 aday yarıştı. Soru 88 seçim bölgesinde% BAB iken Jatiya Partisi (JP) (Ersad) 12 ve 21 diğer partiler bir parlamenter olarak çalıştır kazandı.
Muhalefet, temsil, diğer 153 seçim bölgesinden 127 koltuklar kazanan BAP, böylece koltuk sayısı 215% kaldırma üçte iki çoğunluğu ile kabul etmiştir. Söz konusu seçim bölgede, JP Ersad 20, Milliyetçi 3, Sosyalist Parti, İşçi Partisi 2, ve Jatiya Parti, M (JP M) 1 milletvekili çıkardı.
Şiddet oylama gününde en az 21 kişinin öldüğü eğer seçimlere katılım oranının son derece düşük gerçekleşti.
Bangladeş İnsan Hakları komisyonu, yapılan açıklamada, seçimlere katılım oranının sadece yüzde 10 olduğu bildirildi.
Adil Seçim İzleme İttifak (FEMA) adlı örgütü Başkanı Münir Han, bir basın açıklamasına katılım oranlarında yüzde 10'un altında olduğunu söyledi.
Asya İnsan Hakları Komisyonu (AHRC), bir kuruluştan yapılan açıklamada, Bangladeş Seçim Komisyonu, seçimlerin adil olacak ve başarısız olmuştu ülke yetkilileri, seçimin sonuçlarını kabul etmeye zorlandığı belirtildi. Bu AHRC beyanı hakkında "saçma" yeterlilik vasıtasıyla olarak iktidar partisinin kontrolü altında seçim ülkede daha fazla kan dökülmesi olacağını savundu.
Bangladeş'te göre seçim yetkilileri yaptıkları açıklamada, farklı bölgelerinde oy merkezinde, 35, hiçbiri oy kullanılmadı.
Başkanlık makamına Mamuur Reşid kuzey seçim Lalmonirhat ilçe-3, 26 oy merkezinden herhangi oy kullanılan olmamıştır, dedi.
Ülkenin kuzey doğu bölgesinde Ramdhana Devlet Birincil tamamen boş sandık, Başkanlık makamına iken Bajlur Rahman, oylama merkezi, 910 bin seçmen, hiç kimse için bir cast seçim günü oy bildirdi.
Bangladeş Cemaat-i İslami partisi, var Sathkhira-2 adlı seçiminde merkezi üyeleri ve oy kullanmadı.
Bir diğer alanların seçimi Racsahi Maria bölgede Devlet İlköğretim oylama merkezi ile Feni-iki oy 2 seçim bölgesine merkezinde herhangi bir seçmen için bir döküm olarak yapılır.
Seçime katılan JP Ersad parti, Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyesi İhsan Habib Lincoln, seçim sonrasında parti bürosunu Dakka düzenlediği basın toplantısında, seçim yansıtmadığını, halkın beklentilerini şöyle dedi : "bu nedenle, iptali talep seçimlerde" dedi.

16 Aralık 2013 Pazartesi

Bir idam ve yine o kirli tasfiye planı

Bir idam ve yine o kirli tasfiye planı

Türkiye dahil, bir çok ülkede idama yönelik çok ciddi bir hassasiyete tanık olduk. Özellikle sosyal medya üzerinden sınırları aşan bir tepki söz konusu. Aklıma Mısır Cuntası'nın göstermelik mahkemeleri geldi. Bu yüzden, hassasiyeti alabildiğine diri tutmak gerekiyor. Bangladeş'te Cemaat-i İslami liderlerinden Abdülkadir Molla dün idam edildi. Allah korusun, benzer sonuçlar bu ülkede de ortaya çıkarsa, Abdülkadir Molla'nın idamına yönelik hassasiyetin çok çok üstünde bir tepki şekillenecek demektir. .

Trajik Pakistan-Bangladeş savaşını sorgulamak elbette iki ülkenin de karşı konulamaz haklarından biri. Çünkü o savaş, özellikle Bangladeş için çok ciddi kıyımlarla, insan hakları ihlalleriyle dolu.2010 yılında Bangladeş hükümetinin başlattığı konuya ilişkin soruşturma/yargılama çerçevesinde Cemaat-i İslami üyeleri de idama mahkum oldu. Abdülkadir Molla, ilerlemiş yaşına rağmen bu özür taleplerini hiçbir zaman kabul etmedi. Boyun eğmedi, İdam kararı büyük tepkilere rağmen uygulandı.

Hemen söyleyelim; Pakistan ile Bangladeş'in ayrılmasına, o dönemde iki ülkenin de entelektüel ve dini çevrelerinde karşıt olanların sayısı oldukça çoktu. Pakistanlı Ebu'l A'lâ El-Mevdudî gibi, düşünceleriyle İslam dünyasında yankı uyandırmış bir isim bile bu ayrışmaya karşı çıktı. İki ülkede, özellikle İslami grupların önemli bir kısmı, parçalanmaya haklı sebeplerle karşı çıkmıştır ve bu duruş şu an bile son derece sağlıklı bir duruştur.

Bugünkü haritaya bakınca, Bangladeş gibi yolsuzluk, sefalet, güçsüzlük ve başarısızlık örnekleriyle dolu bir ülkenin varlığını sorgulamak hala mümkün.Ancak Abdülkadir Molla'nın idamı önümüzdeki ay yapılacak seçimler ve bu seçimlerle 'vatanseverlik' oylarına talip olmakla birebir ilgisi var. Oy uğruna ülkenin en zayıf noktasını tahrik eden, istismar eden, Bangladeş halkının duygularını bu yolla oya tahvil eden bir iç politik tasarım dikkat çekiyor. Ama bu kadar değil. İdamla ilgili çok daha önemli gerçekler var ve o gerçekler Bangladeş'i iç savaşa kadar sürükleyebilir.

Hatırlarsanız Burma-Arakan'da uzunca bir süredir inanılmaz kitle sel kıyımlar yaşanıyor. Budizm öne çıkarılarak, Arakan bölgesinde yaşayan Müslümanlar topraklarından sürülüyor, köyleri-evleri hatta kendileri yakılıyor, bunlardan bir kısmı Bangladeş'teki mülteci kamplarına ulaşıyor, bir kısmı ise hayatlarını kaybediyor. Rohingya Müslümanları konusunda Türkiye'de de belli bir hassasiyet oluştu. Ne yazık ki yeterli değil ve kıyımların önüne geçilemiyor.

Olay; bir Hindu-Müslüman çatışması olarak öne çıkıyor, değil mi? Oysa işin gerçeği daha başka. Burma'dan Çin'e uzanan doğal gaz ve petrol boru hatları projesinin bedelini ödüyor Rohingyalılar. Bildiğimiz, çok yerde karşımıza çıkan 'enerji güvenliği', 'güvenlik koridoru' kavramları burada da önümüze çıkıyor. Boru hatlarının geçtiği bölgelerde yaşayanlar Müslümansa o bölge insansızlaştırılıyor. Çünkü Müslüman topluluk, gelecekte enerji güvenliği için bölgesel istikrarsızlık alanı olabilir. Azınlıktırlar, Müslümandırlar, onlar üzerinden bölgenin istikrarsızlaştırılması son derece kolaydır.

Bu, güvenli koridor meselesi, buna yönelik demografik değişim çabaları petrol ve doğal gaz güzergahında bulunan yeryüzünün bir çok bölgesinde ciddi sıkıntılara, çatışmalara neden olur. Nerede bir ticaret güzergahı varsa, nerede bir enerji güzergahı varsa orada bir demografik değişim ve çatışma vardır.

Bangladeş'in güvenliğini sarsan politikalar söz konusu. Bir nevi Türkiye'deki 28 Şubat gibi, bir İslamcı tasfiye uygulanıyor. Bangladeş için böyle bir durum var mı? Onu da tartışacağız ama şu an orada belki bundan daha vahim bir durum var. Son yıllarda, Pakistan'da yaşanan türde bir iç güvenlik meselesi söz konusu. Uluslararası güvenlik için Bangladeş'in güvenliğini sarsan politikalar söz konusu. Bir nevi Türkiye'deki 28 Şubat gibi, bir İslamcı tasfiye uygulanıyor.

ABD ve Avrupa Birliği Pakistan'da uyguladıkları programın aynısını bu ülkede uygulamaya soktu. İslami hareketleri, cemaatleri, grupları, eğitim kurumlarını, özellikle medreseleri denetim altına almak için Bangladeş yönetimiyle ortak bir proje yürütüyor. Bunu da; 'El Kaide' tehdidini bertaraf etmek' adına yapıyor. Pakistan'ın denetim altına alındığını, medreselerin Batı denetiminde olduğunu, eğitim programlarının değiştirildiğini, bu eğitim kurumlarında CIA mensuplarının bile ders verdiğini düşünürsek, Bangladeş'te nelere yapılacağını da tahmin edebiliriz. Bir çok cemaat ve grup, terör ve tehdit kategorisine alındı ve Bangladeş yönetimi üzerinden tasfiye ediliyor.

Yönetim ABD ve Avrupalı ülkelerin yoğun baskısı altında görünüyor ama aslında bu baskıyı arayıp da bulamayacağı bir fırsat olarak kullanıyor. Batılı güçler bu ülkeye şunu söylüyor: 'Bangladeş Pakistan'ın yerine geçti. Hindistan'dan, Afganistan'dan, Burma'dan, Tayland'dan ve Güney Asya'nın bir çok ülkesinden İslamcılar Bangladeş'e akın ediyor. Yüzlerce medrese açıldı. Buralarda teröristler yetişiyor. Bunların önüne geçin. Bu eğitim kurumlarını kapatın, söz konusu grupları yasaklayın ya da etkisini zayıflatın.'

İslamcı tasfiye kavramının bu günlerde en revaçta olduğu ülke Bangladeş!

Abdülkadir Molla'nın idamının sadece Bangladeş-Pakistan savaşına ilişkin bir yargı kararı olmadığını, İslamcı grupları sindirmeye dönük söz konusu kapsamlı projenin bir parçası olduğunu düşünüyorum.

İdam sonrası ülkede çok ciddi istikrarsızlık baş gösterecek. Zaten çatışmalar da başladı. Pakistan'da yaşananların belki daha fazlası bu ülkede yaşanacak. Tasfiye politikası Bangladeş'i önümüzdeki dönemin en istikrarsız, dış müdahalelere açık, örtülü operasyonların yaşandığı bir ülke haline getirecek. Daha şimdiden 'iç savaş' söylentileri dolaşmaya başladı.

ABD ve Avrupa'nın 'İslamcı tehdit' eksenli güvenlik stratejisi bir Müslüman ülkeyi daha kurban haline getirdi.