OPERASYON etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
OPERASYON etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ocak 2014 Salı

Vatana Yapılmış en büyük ihanetin Yol Haritası Abdullah öcalanı bile gölgeledi.

Vatana Yapılmış en büyük ihanetin Yol Haritası Abdullah öcalanı bile gölgeledi. 

Face Gazetesi operasyonların uluslararası bakış açısıyla değerlendirmek gerekirse, şok edici bir dehşet verici tablo karşımıza çıkar. Abdullah Öcalan 40 bin evladımızı şehit etti. Savcı, hukuk adına 75 milyon insanı hedef aldı. Türkiye'nin bu hukuk saldırısı ile şimdilik 75 milyon insanımız etkilendi. Gelecekte bundan çok fazlası etkilenmesi de söz konusudur. Bağımsız kaynaklar bunun bir benzerinin çağdaş ülkelerde örneğin Amerika da yapılmış olsaydı Savcı ve etrafındakilerin derhal İDAM SEHPASI söz konusu olurdu. İngiltere, Almanya ve Japonya gibi ülkelerde bunun çok düşük bir devlette emperyalistlere yardım mahiyetli ilişkilerde vatana ihanetten geçmişte İDAM cezası verilmiş ve uygulanmıştır. Türkiye gündemine Aralık ayının ardından ortaya atılan ikinci dalga ile hedef olarak dev projeler alındı. Geçmişin Chp gibi kendilerine hizmet eden hükümet taraftarı tutularıyla ülkeyi geridekalması için hukukun nasıl emperyalistlerin elinde olduğu açıkça bellidir.

izmit körfez



İş adamlara hakaret eden bir savcıyı düşününce, Projeleri üstlenen şirketlerin kredi almaları engellenmeye çalışılan projelerin önü kesilmek istendi. İhaleleri alan şirketlerin sahipleri iş adamlarına yönelik tedbir kararlarının  projelerin uzun vade ile geciktirilmesi amaçlandı. Bu vatana yapılış en büyük ihanettir. Türkiye'yi çağ atlatacak projeler engellenmek isteniyor. Uluslararası taşımacılık devlerini rahatsız eden üçüncü köprü, hava yolu şirketlerini zora sokacak olan üçüncü havalimanı gibi projeleri yapan iş adamlarının hedef alınması, operasyonların da gerçek niyetini ortaya koyuyor. Seçim ayarlı 17 Aralık operasyonundan sonra başlatılan ikinci dalga ile ortaya atılan iş adamı isimlerinin bu projeleri yapanlar olması gözlerden kaçmazken, mal varlıklarına tedbir konularak projelerin tamamlanmasının önlenmesi ya da geciktirilmesi amaçlanıyor.

kanal istanbul
Face Gazetesi operasyonun Akpartinin güçlü ismi Hüseyin Çelik değerlendirmesini aktarmıştır. 3.cü köprünün üçüncü havalimanının yapan iş adamlarına hedef olduğu söyledi. Hüseyin Çelik, şöyle konuştu: İkinci operasyon dediklerinin operasyonuna baktım. Mallarına tedbirler konulmaya çalışılan, yahut şekilde yerlerle ilişkilendirilenlerin bakıyorsunuz, Ya üçüncü havaalanını yapacak olan yada şu anda üçüncü köprüyü yapacak olanlar 3cü havalimanının Avrupanın içinde birilerini rahatsız etti. İstanbul'daki dünyanın en büyük havalimanı 3cü havalimanının bittiği zaman Uçaklar Frankfurtun durmayacak 3,çü havaalanı ihalesi yapılırken de devlet iş adamlarına parada ödemedi? Hayır. Bu iş adamları kendi kaynakları bu havaalanını inşa edecekler. Devlete 22 milyar euro ve KDV para ödeyecekler B80 milyar TL eder. Aşağı yukarı 10 milyarlık yatırım yapacaklar Bu parayı kamu bütçesi alacak.

23 Aralık'ta açıklanan Derin darbe soruşturması çok ilginç soruşturmadır 50 milyon kişilik 3,cü bir hava yolunu yapmak için adım attığımızda Gezi olaylarında ve son olaylarda hedef alındık. Bu son soruşturmada biliyorsunuz havaalanı işine giren iş adamları hakkında tedbir kararı alındı. Bu tedbir kararı kaldırılmazsa o havalimanı yapımı ciddi derecede tehlikeye girecektir. Kredili erişim için bu tür davalar engel oluşturabilir. Buda yetmedi IHH gibi İslama faydalı kurumlarada hedef alındı.

3. köprü
Son yıllarda ülkemizin ulaşım, altyapı, enerji ve savunma alanlarında mega projelere dev hamlelerin uluslararası lobileri rahatsız etti. Türkiyemdeki projelerden bazıları şöyledir.

Kanal İstanbul: 15 milyar dolar
Ankara-İstanbul YHT: 4 milyar $
3. Havalimanı: 36.3 milyar euro
Haydarpaşa Limanı: 5 milyar dolar
Sinop Nükleer Sant.: 22 milyar $
3. Köprü: 4.5 milyar lira
Akkuyu Nükleer Sant.: 20 milyar $
Ankara-İzmir YHT: 4 milyar dolar
İstanbul-İzmir Oto.: 16 milyar $ Taarruz Uçağı (JSF): 16 milyar $
Avrasya Tüneli: 1.3 milyar dolar
Sea Hawk Deniz Helikopteri: 557 milyon dolar
Marmaray: 5 milyar dolar
Sivas-Kars YHT: 4 milyar dolar
ALTAY Milli Tankı: 500 milyon dolar.
M60 Tan Modernizasyonu: 687 milyon dolar
Mayın Avlama Gemisi: 625 milyon dolar
ATAK Helikopteri: 3.3 milyar dolar
Yeni tip denizaltı: 2.7 milyar $
Ankara-Sivas YHT: 2.5 milyar $
Ulaştırma Uçağı: 1.7 milyar dolar

6 Ocak 2014 Pazartesi

Çirkin Pazarlık Hükümete Yık Serbest Bırakalım. EL İNSAF

Rıza Sarraf'ı

Çirkin Pazarlık Hükümete yık serbest bırakalım 
MİT, Sarraf için sekiz ay önce uyarmış

Hükümeti hedefleyen 17 Aralık operasyonla tutuklanan İranlı iş adamı Rıza Sarraf'ı ziyaret eden Avukatı Halil İbrahim Koca'nın, 'Ek ifade ver. Bu işleri hükümetin bilgisi dahilin de yaptım dersen.serbest bıraktırıp teklifinde bulundu. Hükümeti hedefleyen 17 Aralık Operasyonu, ilginç gelişme yaşandı. Operasyonun tutuklanan iş adamı Rıza Sarraf'ı kaldığı Cezaevi'nde 2 gün üst üste ziyaret eden Avukatı Halil İbrahim Koca'nın, İşi hükümete yık. Seni serbest bıraktırıp eve gönderelim diye çirkin teklifte bulunduğu ortaya çıktı.

MİT'in, 17 Aralık'ta gerçekleştirilen operasyonundan 8 ay önce hazırladığı raporla, Rıza Sarraf bakanların ilişkilerinin üzerinde durduğu Bu ilişki ortaya çıkarsa hükümet aleyhinde kullanılabilir. Uyarıların da bulunduğu da ortaya çıktı.
Ooperasyonunun merkezinde Rıza Sarraf ile bakanların ilişkisine dair detaylar ortaya çıktı. MİT’in, 17 Aralık İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının bünyesinde yolsuzluk ve kara para iddiasıile başlatılan operasyonun 8 ay önce, 18 Nisan 2013’te hazırladığı üç sayfalık raporda, tutuklu iş adamı Rıza Sarraf bazı bakanlarlada ilişkisi üzerinde duruldu. Raporun sonuç bölümüne Bakanların Sarraf ilişkisi ortaya çıkarsa durumun hükümet aleyhine kullanılabileceği vurgulandı.
Başbakan Erdoğan
Ankara’da hakkında yolsuzluk davası açılan ve beraat eden bir MİT görevlisi ve ekibi tarafından hazırlandığı öne sürülen ve ‘Dağıtım’ bölümünde ‘Başbakan’ yazan raporun detayları ortaya çıktı. T24’ten Arzu Yıldız’ın Başbakanlık kaynaklarına dayandırdığı habere göre, 18 Nisan 2013’te MİT tarafından düzenlenen ‘45650928’ sayılı üç sayfalık yazıda, “Konunun mahiyeti olarak Rıza Sarraf’ın faaliyetleri, dağıtım: Sayın Başbakan” ifadesi yer aldı.

17 Aralık operasyonunun İranlı iş adamı Rıza Sarraf'tan 'haber karşılığı 1 milyon dolar talep edildiği haber olan Avukat Halil İbrahim Koca sahneye çıktı. Koca, 5 ve 6 Ocak tarihlerinde Metris Cezaevinse Rıza Sarraf'la görüştüğü Avukat kimliğiyle savcılıktan izin alan Halil İbrahim Koca, 5-6 Ocak pazar pazartesi günleri Metris Cezaevi'ne giriş-çıkış kameralarla tespit edildi.

Sarraf'la görüşen Koca'nın Ek ifade ver, savcıya götüreyim. Ek ifade vermeden önce adli kollukla imzalanmış tahliye kağıdını da göreceksin. Ek ifadende 'Bu işi hükümetin bilgisi ve talimatı doğrultusunda yaptım ifaden bitince evine gidecesin dediği iddia edildi. Yetkililer tespit edilen teklife Sarraf'ın cevap verdiği şidilik muamma. Sarraf'ın operasyonla ilgili avukatlığını üstlenmediği ancak konularl avukatlığı sürdürdüğü öğrenildi. 17 Aralık operasyonu Başbakan'ın talimatı doğrultusunda yaptık deyin. Sizi bırakalım diye teklifte bulunulduğu ortaya çıkmıştı.

Koca'nın Ceza Hukuku, İnsan Hakları dersler verdiği Polis Akademisi'nde hocalıkta yaptığı dönemde, yıllarda hükümet karşıtı söylemleri sık sık gündeme gelen Polis Akademisi öğretim görevlisi Önder Aytaç ile arkadaş olduğu iddiaları gündeme gelmişti.

4 Ocak 2014 Cumartesi

Ülkemize Yapılan Komplonın Timsah Göz Yaşlarında İranın Karşı Operasyonu

İranlı Zencani 


Ülkemize  Yapılan Komplonın Timsah Göz Yaşlarında İranın Karşı Operasyonu Beceriksizi Bitir ve İran' Hakkında Din ve Siyaset Para İlginç Bir Analiz Yine üstüne basa basa söylüyorum Özellikle ülkemize yapılan komplonın Timsah göz yaşlarında İranın karşı Operasyonu, beceriksizi bitir.Gelişmelerde İRAN İşin Neresinde Dedirtmekte,İran' Hakkında Din ve Siyaset Para İlginç Bir Analiz 

Hasan Ruhani’nin İran’da iş başına gelmesinden sonra Zencani dosyası açıldı. Zencani’nin üzerine gidildiği günlerde Türkiye’de rüşvet yolsuzluk operasyonu başladı. İşte bugünlerde Zencani’nin ismi Türk medyasında duyulmaya başladı. Büyük ihtimalle rüşvet yolsuzluk operasyonu iddiasında birinci sırada bulunan Reza Zarrab, Zencani’nin kullandığı kişilerden sadece birisidir. Her ne kadar Zencani, Zarrab’ı tanımadığını, onunla çalışmadığını hatta Zarrab’ın hangi sahada çalıştığını bilmediğini iddia etse de bu gülünçtür. Zira Zencani’nin kendi holdingi Sorinet Group’un kurumsal web sitesinde, Türk halkına gönderdiği mesajda dünya piyasasında altın işinde bulunduğunu beyan etmiştir. Reza Zarrab’ı tanımaması mümkün değildir.
Zencani, 39 yaşında, İranlı zengin genç bir iş adamı. Sahibi olduğu Sorinet Group holding bünyesinde 65 şirket bulundurmakla birkikte  Türkiye, İran, Dubai, Endonezya, Malezya, TACİKİSTAN’da faaliyet göstermektedir. Türkiye’de Reza Zarrab’ın gözaltına alınmasından sonra patronu olduğu iddia edilen Zencani de İran’da gözaltına alındı. Gözaltına alınma sebebi; TACİKİSTAN Merkez Bankası üzerinden İran Petrol Bakanlığı’na 2 milyar Euro’luk sahte senet göndermiş olmasıydı. Türkiye gibi TACİKİSTAN’ın da gündeme gelmesi elbette tesadüfi değil. Zira TACİKİSTAN’ın çalışkan, gayretli cumhurbaşkanı İmam ali Rahman, İran’ın hazzetmediği liderlerden birisidir. Çünkü ülkesinde İran’ın siyasi, politik, kültürel, iktisadi nüfuzuna izin vermemektedir. İran, şimdi TACİKİSTAN halkı nezdinde onu yıpratmak istemektedir.

Karşı kalemleri savcıların avukatlarını bir dinliyelim bakalım analizleri yine nereye sürükler. Hani şeytan ayrıntıda gizlidir. 

Yolsuzluk, rüşvet operasyonunun baş aktörleri İranlılar, acem oyunlarıyla Sünni İslamı, onun liderlerini bitirmeye çalışıyor. Türkiye, yolsuzluk rüşvet operasyonu  Reza Zerrab, onun etkili kişilere dağıttığı rüşveti belgeleriyle görme fırsatı buldu. İran 'a ait kara parayı aklamak amacıyla kurulan düzende yollar İranlı Zencani isimli kişiye çıktı. İşin ilginç yanı bu kişi aynı anda İran'da tutuklanarak cezaevine konuldu. İran Devletinin Zencani'yi hem parasını aklamak için kullandığı, hem de hapse attığı bugünleri anlamak için İran'ın akıl almaz acem siyasetini de bilmek gerekiyor. İşte araştırmacı yazar Ali Rıza Gafuri'nin kaleminden acem oyunu...

Zencani, 39 yaşında, İranlı zengin genç bir iş adamı. Sahibi olduğu Sorinet Group holding bünyesinde 65 şirket bulundurmakla birlikte  Türkiye, İran, Dubai, Endonezya, Malezya TACİKİSTAN’da faaliyet göstermektedir. Bu şirketlerin cirosu yıllık yaklaşık olarak 18 milyar dolardır. Zencani, üç yıl öncesine kadar tanınmıyordu. Amerika Avrupa Birliği, kara para aklama İran aleyhine konulan ekonomik ambargoyu delmesinden dolayı ismini kara listeye aldı Zencani böylece tanındı. Bu genç iş adamının şahsi serveti yaklaşık 15 milyar dolar bu servetin kaynağı belli değil.

Türkiye’de Reza Zarrab’ın gözaltına alınmasından sonra patronu olduğu iddia edilen Zencani de İran’da gözaltına alındı. Gözaltına alınma sebebi; TACİKİSTAN Merkez Bankası üzerinden İran Petrol Bakanlığı’na 2 milyar Euro’luk sahte senet göndermiş olmasıydı. Şu günlerde İran medyasında TACİKİSTAN Cumhurbaşkanı İmam ali Rahman’ın Zencani’den rüşvet aldığı TACİKİSTAN Merkez Bankası’na yukarıda zikredilen senedi gönderme emri verdiği iddia ediliyor. İran medyasında Türkiye’den sonra şimdi de Zencani’nin TACİKİSTAN Merkez Bankası üzerinden yaptığı birtakım kirli işler gündemde. Türkiye gibi TACİKİSTAN’ın da gündeme gelmesi elbette tesadüfi değil. Zira TACİKİSTAN’ın çalışkan gayretli cumhurbaşkanı İmamali Rahman, İran’ın hazzetmediği liderlerden birisidir. Çünkü ülkesinde İran’ın siyasi, politik, kültürel ve iktisadi nüfuzuna izin vermemektedir. İran, şimdi TACİKİSTAN halkı nezdinde onu yıpratmak istemektedir.

Zencani üzerinden uluslararası ambargoları delen İran, şimdi Zencani piyonunu oyun dışına atarak kendi dahilî ve haricî muhaliflerini tasfiye etmek istiyor. İran, bölgede en büyük siyasi muhalifi olan Türkiye onun başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bununla birlikte başbakanın çevresinde bulunan İran sempatizanlarının bazı telkin yanlış yönlendirmeleriyle Hizmet Hareketi’ni AK Parti’nin en büyük rakibi alternatifi karalamasıyla bitirmeye çalışmaktadır. Zencani, İran ambargolarını İslam’ın sempatik yüzü olan Malezya üzerinden de delmiştir. Yakında aynı şeyler Malezya’da da konuşulacaktır.

Bu durum İran için daha önce denenmiş başarılı olmuş bir oyundur. Zira 12 yıl önce aynı Komplo ile oynanmıştı fakat o günlerde Zencani ve Reza Zarrab’ın yerinde Şehram Cezayiri, Fazıl Heddad ve Murteza Refikdust vardı. Bütün bunlardan yola çıkarak şunları söylememiz gerekir. Humeyni’den bu yana İran’ın asli hedefleri arasında; İslam dünyasının başı olmak, Fars dünyasının (Afganistan, TACİKİSTAN vd.) sahibi olmak, Şii dünyasının rehberi olmak (Irak, Lübnan, Suriye, Azerbaycan, Bahreyn, Kuveyt) bölgenin iktisadi lideri olmak vardı. Kurduğu yeni oyunla bu hedeflerine doğru yürümekte ve önündeki problemleri de derin Acem oyunlarıyla bertaraf etmeye çalışmaktadır.

İran kılıfına uydurarak, Birleşmiş Milletler ambargosunu Türkiye’de Halkbank, TACİKİSTAN’da Merkez Bankası, Malezya’da bizzat Zencani’nin sahibi olduğu First Islamic Bank aracılığı ile delmiş gözükmektedir. İran’da ise bu ambargoları delen devlete ait bir kurum gözükmemektedir, tek suçlu şahsen Zencani’dir. Türkiye’de Başbakan Erdoğan, TACİKİSTAN’da Cumhurbaşkanı İmameli Rahman, Malezya’da First Islamic Bank’ın kuruluşuna yardımda bulunan Malezyalı bürokratlar varken İran devleti işin içinde yok gibi. Özellikle, Erdoğan İmameli Rahman’ın yolsuzluk rüşvetle mücadele siyaset söylemlerini boşa çıkaran bu oyun, İran’ın akıl almaz bir siyasetidir. Ruhani’nin dünyaya göz kırpan yumuşak üslubu riyakârane davranışları tesadüfi değil. Yeni işbaşına gelen Ruhani hükümeti, mecliste çoğunluğu bulunduran Ahmedinejad taraftarlarını da Zencani vasıtasıyla bastırmak isteyecektir. Zira iddialara göre onlar da Zencani’den çeşitli zamanlarda mühim miktarlarda rüşvet almış yolsuzluklarına göz yummuşlardır

2 Ocak 2014 Perşembe

Millet Adına Hukuk İçinde Gangastervari Kişisel İş Takiplerinin Silahşörü Hukuk, Suçsuz Kader Demir''e Duyarsız

Millet Adına Hukuk İçinde Gangastervari 
Bazılarının aklındaki Hukuksuz yapının Hukukta nasıl işlediğini  gösteren bu operasyon sanki restmetti. Hukuk kendine suikast yaptı dedirtircesine operasyon yapmak için konu zorladığını ve bedelini çok ağır millete yükleyerek milletin adına hukuk içinde gangaster vari kişisel iş takiplerinin silahşörü olarak kullandıklarını kanaatine edinmemize sebep oldular.

Anıtlar Kurulu'nda gözaltına alınan Raportör Kader Demir'in tutuklanması soru işaretlerine neden oldu. Nöbetçi mahkemenin usulsüzce tutukladığı kişiler arasında olan Demir'in İstanbul altıncı Anıtlar Kurulu'nda çalıştığı burada memur olduğu 1,5 ay öncesi ikici Yenileme Kurulu'na tayininin yapıldığı. Tutuklamada ve soruşturmada hiç alakası dahi olmadığı tayininden çok öncesi soruşturma takibinin bitirilmiş bir operasyona dahil edilesinin yalızca akrabası dahi olmadığı belediye başkanı ile soy isim benzerliğidir.

Teknik ve fiziki takip süreci 15 ay önce biten soruşturma kapsamına alınan ve  tayini 1,5 ay önce  göreve başlamıştı. Yeni göreve başlayan enteresan olanı neden tayin edildiğini bilmeyen Kader Demirin bu soruşturmadan neden alakasız tutuklanmasıdır.  Soy adının Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir' aynı olması akraba sanılarak tutuklanasına sebep oldu. Hukuk sandığını alır olmuş. Ne  suçu var oda belirli olmayan daha hiç bir şey de izi dahi bulunmayan birini 14 ay önceki bitmiş soruşturma takibinin içine yeni tayin edilen birinin tutuklanarak dahil edilmesidir.. Akrabası dahi olmayan birinin sırf soy ismi benzerliği yüzünden tutuklanması Hukukun nasıl karar verdiğini açık ve seçik göstermektedir.

Cezaevine gönderdiği  nöbetçi mahkemenin Kader Demirin itirazlarına biz yetkili değiliz demesi ve gönderdiği makamın ast olması ve bu hakimlerin adını duyanın davayı ve dosyayı kabul etmemesi de ayrıca hukukta ne kadar ilerlediğimizin göstergesi olmuştur.

Savcının usulsuz İş takibine yardımcı olmayan ve cezalandırmak mahiyeti ile tutukladığı  Fatih Belediyesi ile ilgili soruşturma dosyasında Kader Demir sirf soy ismi aynı olduğu için tutuklu yargılanıyor. Demir'in, Belediye Başkanı Mustafa Demir'le akrabalık bağı bulunmuyor. Diyarbakır Dicle doğumlu Başkan Mustafa Demir'in aksine Kader Demir'in Tunceli Çemiş gezek nüfusuna kayıtlıdır  Avukatlar, memurun soy isminden dolayı operasyona eklenerek Demir'in  suç örgütü lideri olarak yargılamak istendiği görüşündedir. Kader Demir tutuklandığında mahkemeye ' tayinim neden buraya çıktı hiç anlamadım' söylemişti.

Avukatı Emin Canacankatanın  Kader Demiri tutuklandığından beri itiraz dilekçesini inceleyecek merci olmadığını söyledi. Meslek hayatında ilk kez bu manzara ile karşılaştığınım dedi. Avukatı Emin Canacankatan, 'Sulh Ceza Mahkemesi itiraz dilekçesini 12. Ağır Ceza'ya gönderdi. Hakim, tutuklama yapan hakimlerin ismini gördüğünde dosyaya bakmadan Asliye Ceza'nın bakmasının gerektiğini söyledi. İtirazımıza bakacak merci bulamadık. Günlerce “boşu boşuna hapiste yatıyor” dedi.

Anıtlar Kurulunun başkanı, başkan yardımcısı serbest Kader Demir tutuklu. Mağduriyeti anlatacak yer yok. Projelerde mimar olarak danışmanlık yapmış. İşinin karşılığında ücretini almış. Bunu inkar etmiyor. Gizlemesini gerektirecek konu yok. Demir'in söz konusu operasyonlarla alakalı hiç bir ilgisi yok.'

Operasyonda  hiç kimsenin neden tutuklandığı, niçin gözaltında olduğu bile bilinmeyen sahte operasyonla amaçlı  tutuklamaları ifade eden Canacankatan, 'Birinci gün dalgalanan flu ortamda herkes ne olacağı bilinmiyordu. Kader Demir de o ortamda Bakırköydeki Kadın Cezaevine gönderildi. 'Kader  Demir'in 'Kendisinin tayin isteği bulunmamasına rağmen tayin ettirildi. Müvekkilimizin yaptığı yasa dışı işlem yok. Tutuklanmasına sebep olacak konuyla alakalı  karar verme merci de değil. Rüşvet mahal olacak işi de yok. Yapılması gereken işten menfaati olması gerekir. İşinde bu konuda yok. Karar almak istese de karar alacak pozisyonda değil' Avukatı Emin Canacankatan, dün adliyede Savcıya bile ulaşamıyoruz. Bu yapılan normal bir soruşturma değil dedi.

29 Aralık 2013 Pazar

Sarıgülün Oğluyla gönderilen Mesajdan Sonra S Operasyon

avcı Muammer Akkaş’tan



Sarıgülün Oğluyla gönderilen Mesajdan Sonra Savcı Muammer Akkaş’tan Operasyon atağı...


Savcı Muammer Akkaş’tan operasyon öncesinde Sarıgülün oğluyla görüştüğünü birlikte gelecek paylaşılımı yaptıktan ve kendisinin geleceğini garantiye aldıktan sonra ikinci dalga operasyon için düğmeye bastığı anlaşılmaktadır

ÇOLAKKADI ‘OPERASYON YOK’ DEMİŞTİ!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı dün iddialar üzerine, stanbul’da, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında yeni operasyon yok, demişti. Fakat İstanbul'daki yeni yolsuzluk operasyonunda flaş bir gelişme yaşandı. Başsavcılık 'ikinci dalga' iddialarını doğruladı fakat savcıdan dosyanın alındığını söyledi

İstanbul’daki savcıların hukuk gasbı yaparcasına keyfiyetle yeni yolsuzluk operasyonunda flaş gelişme yaşandı. 30 kişi hakkındaki soruşturma dosyası açmak isteyen Savcı Muammer Akkaş’tan alındı. Dosya İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili Oktay Erdoğan’a verilmek siretiyle gözden geçirilmektedir. Dün Türkiye gündemine oturan operasyonun 2. dalgası 30′dan fazla kişi hakkında yakalama kararı çıkarıldığı iddia edilmiş, fakat başsavcılığın konu ile alakalı operasyon izni vermediği öne sürülmüştü.

Anlaşılan Savcılara verilen  Halk adına yargılama, Sarıgül adına veya bir takım vatan hainlerinin adına yargılama yapmaya çevrilmiş olması gibi durumla karşı karşıya kalınmış olabilmenin nasıl bir önlemle durdurulabilir bilinmemektedir diyebilirsiniz. Fakat siyasetinde buna bir çözüm bulması kaçınılmaz bir gerekliliktir.



25 Aralık 2013 Çarşamba

Başbakan Erdoğan ve Etrafındaki Cadı Kazanı


Başbakan Erdoğan 
Başbakan Erdoğan ve Etrafındaki Cadı Kazanı

Sürekli sıcak gelişmeler olmazsa alışkanlığımız ve ruh halimiz bozulur gibi oluyor. Muhakkak her an bir şey olacakmışız gibi meşgul ediliyoruz. Amaç dünyada gösterilmek istenmeyen ve bizim meşgul olmamızı istemedikleri gerçekler.
Bizi dünyadaki gelişmelere ve sakladıkları eyleme kapatmak ve At gözlüğü takılmış bir toplumda gerçekler güçlü oyuncuların gösterdiğinle sınırlı kalır. Oynanan seneryonun Dışına taşılsa hayat içinde Rızık kaygısı hepsini aşar ve tuzağın içine sokar. Fakat olağan giden gündemde gariplik olduğunu hissetmeye başlıyoruz. Bazıları kendisine durup dururken dert açtığı da söylenir.

Cadı kazanın içinde Ahir zamana yakışır bir şiddetle Adi, Aşağılık, Kin, Çirkin, Kirli, Karanlık, karalama siyaseti yürütülüyor. Maksat başbakan Erdoğanın itibarsızlaştırılması gözden düşürülesidir Başbakan Erdoğan’a, hükümetine, Halka ve İslama yapılan bu Derin darbe girişimlerinin ötesinde iyice çirkinleştiler
Montaj porno görüntüleri yayınlanması ve bir Yazarın 17 yaşındaki başörtülü kızının kafası çıplak bir porno yıldızının vücuduna montajlanması bunun medyaya servis yapılması çirkinliğin ne boyuta geldiğini anlatmakta.

Mısırda denenen çirkinlikle yapılan Darbe daha da derin şekilde ülkemizde denenmektedir. Büyük İslam alimlerinden olan Abdülkadir Mollanın idam edilirken susmakta olanlar, bu acımasızca idama tek itiraz eden devlet adamı Erdoğan’a operasyon yapıyorlar.

Mısır'da darbe yapan Sisi’ye firavun diyemeyen hatta telefon açıp tebrik edenler, Esma’nın katline susanlar, İhvan'ın çocuklarını öldürenlere buğzu edemeyenler dürüstlük ve hakperestlik taslı yarak Başbakana demediğini bırakmıyorlar.
.
Şimdi düşünüyoruz ne değişti hayatımızda!..
IMF’ye borcunuzu kapatıp “Güle güle” demişsiniz.
Terörü sonlandırmışsınız.
Derin Devletin ana bütünlüğünü devirmişsiniz.
Askeri vesayeti bitirmişsiniz..
ABD güdümünden çıkmışsınız.
Hatta İMF’ye 5 milyar Dolar borç veren devlet olmuşsunuz.
Ortadoğu’nun dokunulmaz çakalı Tel Aviv’e “FAŞİST” diyorsunuz.
Küresel kabadayıların liderlik ettiği BM, NATO, AB gibi küresel örgütleri açıktan hedef almaya başlamışsınız.
Halkınızla barışmışsınız.
Komşularınızı korumaya ve gözetmeye başlamışsınız.
Dünyadaki kardeş halkların özgürleşmesi için öncü ve destek oluyorsunuz.
Dünyadaki mazlumların umudu, Müslümanların çaresi konumuna erişmişsiniz.
Dünya ekonomileri sürekli gerilerken sizin ekonominiz devamlı büyüyor.
Hazineniz para dolu.
Kanal İstanbul gibi,
En büyük hava alanı gibi,
Boğaz’a 3. Köprü gibi
Bütün dünyayı hayrete düşüren projeleri birkaç sene içinde hayata geçireceğinizi ilan ediyorsunuz.
Irak’ın petrollerini Türkiye’ye, Azerbaycan’ın enerjisini Avrupa’ya akıtacaksınız.
“21. Yüzyıl Türkiye’nin asrı” olacak diyorsunuz.
Devleti bağımsızlaştırmışsınız.

Ülkenin bağımsızlaştığının belirtisi olan bir çok icraatınızla iktidardasınız.Seçimlerde yenilmiyorsunuz. Önümüzdeki 3 seçimde daha da güçleneceği belli gözükmekte olduğunuz bir ortamda "Cadı Kazanının" çok hararetli bir şekilde  etrafınızda kaynaması da normaldir. hatta bu olmaması hayret gerektirir. Hani acaba tüm dünya size inandı Allah tüm kötüleri iman verdide hepsi şeytanın safını terkedip, doğru bir kul olma yoluna ve çabasına düştük diyecek kadar düşünmemize yol açardı

Operasyon psikolojik savaştır. 
Operasyonda düzenleyenler, şube müdürleri amirlerine bilgi vermeden amirlerine güvenmeden hereket ettiler. Airine güvenmeyen diğer şube müdürü arkadaşlarına güvendiler. Şube müdürü kendi amirine dahi bilgi vermedi. Polis amirleri operasyonu medyadan öğrendiler. Belki de bize böyle inandırılmak istendi. Ejderha başlarını harcamak istemedi. Her yönüyle farklı 3 ayrı soruşturma neden bir çıkıştı ve aynı halede yapıldı. Soruşturma Operasyonları aynı zamanda başlatılarak ülkemize neyi anlatmak istendi.Bir üstadın dediği gibi bu operasyonlar zinciri toplumun aklı ve zekası ile alay etmektir. Ülkenin ve halkın hafızası ile dalga geçmektir.

Önceden hazırlandığı ve defalarca geliştirilen bu Derin Tuzağın ülkemizin geleceğine hançer vurulmak istenmesidir Bunun yapanların ve piyonların elini kolunu sallayarak hala iş adamı, büyük elçi, basın mensubu, savcı, amir, memur olarak çeşitli görevlerde hayata devam etmeleri kendilerinin ne kadar cesaretle arkasındaki güce güvendiklerinin göstergesidir
Bu filmin her karesinde çok farklı bir kaderin yazıldığıda gerçektir. Allahu teala elbette bizlerin bilemediği ve bilmemizin mümkün olmayan çok hayırlar gizlemiştir.


"Allah ne diyor, Saff süresi 8. ayet"
" يُرِيدُونَ لِيُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ "

Meali
Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.
Türkçesi
Yurîdûne liyutfi-û nûra(A)llâhi bi-efvâhihim va(A)llâhu mutimmu nûrihi velev kerihe-lkâfirûn(e)







23 Aralık 2013 Pazartesi

Parasal VATAN HAİNLİĞİ, Ülkeye Derin Tuzak

 Parasal VATAN HAİNLİĞİ, Ülkeye Derin Tuzak

Parasal VATAN HAİNLİĞİ, Ülkeye Derin Tuzak
Savcının Menşei, Amacı, geldiği yeri, makbuzu ve  sonucundan haberdar olduğu paranın, sebepleri ve neden geldiği bilindiği halde paranın farklı bir havaya büründürmesi bunun suç içine sokmesı ve sonuçta Ülke ekonomisine milyarlarca dolar zarar vermesi, anlaşmalarla yapılan ve sır teşkil eden bu iki ülke ilişkilerinin karşı ülkeler için kritik anlam taşıyan düşman ülkelere peşkeş çekilmesi kadar bir savcının yapılabileceği başkaca parasal VATAN HAİNLİĞİ olamaz.

Türkiyenin gizli anlaşmalarla gelir kazandığı bazı komşularımızın uluslar arası sorunlarından dolayı onların bu sorunlarına ülkemizin faydalı çözüm olması gayet doğaldır. Bunun ülkemiz ekonomisine ayrıca faydalarıda bir gerçektir. İranın israil ile uluslar arası ortamdaki ilişkileri gayet açık ve kiritiktir. Böyle bir durumda MOSSAD ajanları ile birlikte bu operasyonda gizli sırların deşifre edilerek Türkiyenin güvenirliğine ve konulmuş en büyük darbe ve Vatan Hainliğidir. 

Gelecek günlerde bunun sonuçları görüldükçe yapılan vatan hainliğinin bedeli muhakkak verilmeli bir daha bunu hukuk adına kimsenin böyle boyutta bir ilişkiyi ve sırrı deşifre etmeden manavdan karpuz alır gibi ayyuka etme hakkı verilmemelidir. Savcı acaba ülkeyi Mossad ve Cıa'ya kaça satmıştır diye düşünmek ve sorgulamaktan savcının ve bu operasyonun yabancılarla sözüm ona hayata geçiren devlet yetkililerinin ne kadar rahatsız olacağı gerçeğini bizzat kendi yaptıklarının faturasını halkın gelecekte ne kadar çekecektir gerçeğinin yanında bir hiç sayılacak kadar önem taşır.

Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın evinde kutular içinde bulunan 4.5 milyon doların soruşturmayı yürüten savcıların da yaptıkları dinlemelerde haberdar olduğu ve bu paranın Makedonya Balkan Üniversitesi ve Osmancık İmam Hatip Lisesi için kullanılmak üzere toplanan makbuzlu bulunan bağışlardan oluştuğu kesin ortada olduğu halde basına ve bunu halka Yolsuzluk ve rüşvet iddialarını kuvvetlendirecek şekilde basına servis edilmesinin ne kadar vahim bir suç ve Vatan Hainliği olduğu gerçeğini bizlere pahalıya öğretmeye hiç bir devlet yetkilisinin hakkı yoktur.

Baskını meşru göstermek için modeli olmayan daha üretilmemiş bir otomobil modelinin montajda nasıl dikkatten kaçtığı İLAHİ ADALET ve bunu yapanların soytarılıklarını da ne kadar iğrenç olduğuda göstermektedir. Görüntüleri oluşturmak ve yaptıkları vatan hainliğinin izah edebilmek için bağış paralarının Genel Müdür Aslan'ın evine geldiği anda operasyonu başlatmak ve zamanlamayı belirlemek ayrıca 80milyon insanı nasıl aldatmak için ve siyasi kriz yaratarak ülke ekonomisinin nasıl hedef alınarak birilerine faizi kazancı etmesine sebep olmaları izah edilemez.

Operasyondan hemen sonra Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın evindeki para görüntülerini basına seris etmek halkı ve ülkeyi yanıltmak yapılmış planlı bir eylemdir. Görüntüler ve bununla birlikte Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın onun birlikte gözaltına alınanlara karşı topluca hain tuzak kurularak linç kampanyası başlatılması kendilerinin asıl amaçlarını sinsice saklama çabaları olduğu bunun Halkbank'ın gizli anlaşmarı ve ülke sırlarının bundan mütevellit parasal hareketlerin yabancı devlet ajanlarına servis edildiğinin gizlenmeye çalışıldığı amaçlansa da, basına servis edilen operasyonda el konulan gizli Halkbank'ın bilgi sırlarının kayıtlı Databank güvenliği ülkeler arası endişe yarattı. Türkiye'nin ekonomik sırlarının ve ilişkilerinin Databank'ta sır teşkil eden hareketlerin ülkemiziçin kara kutu özelliğindedir.

Şüphesiz ki Allah her şeye Kadirdir. İnşaAllah #dominooperasyonu ve #derintuzak kuranların hepsinin oyunlarını bozacak ve her kes yaptığının bedelini çekecektir. Kimse bir devletten aldığı güçle adaleti korumanın tepesinde otururken iki kadının birini dağda birini şehirde besleme lüksünü kanunsuzca Aziz milletin gizli sırlarını satarak ve Vatan Hainliği yaparak elde edemesi müsaade etmemelidir. Derhal çaresi belli olan hainliğin önlemi alınmalı ülke menfaati korunmalıdır. Maksadında Pire için ülkenin geleceğine zarar verenlerin cezaları verilmelidir.

Elhamdülillah
bala

19 Aralık 2013 Perşembe

OPERASYON ABD ve İSRAİL yararına yapılmıştır. Ülke menfaati gözetilmemiştir

OPERASYON ABD ve İSRAİL yararına yapılmıştır. Ülke menfaati gözetilmemiştir
İranın parası Halk Bankası’nda yüklü miktarda bulunmaktadır. bu paralar çoğu kez özel finans kurumları tarafından transfer edilir. Reza Zarrab'ında İran vatandaşı olması dolayı işlemleri kolay yürütülmektedir. 
Reza Zarrab’ın da para transferine aracılık eden şirketi vardır. Reza Zarrab’a ait şirketin hem Türkiye’de hem İran’da fonları bulunmaktadır.

İran’a para gönderecekseniz parayı İran’daki hesap bilgilerini aracı kuruma veriyorsunuz. Aracı kurum paradan belli miktarda komisyon alıyor. İran’daki şirketinden ilgili hesaba para transferi yapıyor. Tüm dünyada mevcut bankalararası elektronik fon transferi standardı esas olan sistem olan Swift devreye girmediğinden denetim yada ambargoya tabi tutulamıyor.

Para transferinin işleyişi ülke içinde yapılan para transferi gözüktüğünden yaptırımlardan etkilenmiyor. Türkiye’de bununla ilgili çalışan şirketler elbette var, Zarrab'ın şirketi bu işi yapan firmalar arasındaki en büyük kurum olma hüviyetini taşıyor.

İran Devleti’nin Türkiye’de bütün parasının yanlızca Halk Bankası’nda olduğunu, alımlarında yapması gereken para takipte olan ülkeleri ürkütmeden  transferlerini bu şekilde yapması gerektiğini vurgulayalım.

Transferlerinde karşılaşılacak sorunların çözülmesi konusunda Reza Zarrab’a bakan yakınlarının siyasi güçlerini kullanarak yardımcı olmuşlar bilinmez ama bu yöntemin ülkemiz iş gücünden bir şey eksitmediğini, yanlızca sorunlu bir komşu devletin amborgolarda zorluklarını kolaylaştırmanın halkımıza ne zararı var bilinmez, fakat bu sayede ülkemize giren parada ciddi miktarda ABD ve İsrailli fazici lobilerin iştahını kabartmakta.

Hülasa OPERASYON ABD ve İSRAİL yararına yapılmış komşuluk ve parasal güvende bir intihar girişimi olmuştur. Bu şu anlama geliyorki birileri Siyonistgüçlerin uşağı olmakta israr etmekte ve ABD ve İsrail faydalı olabilmek için Halkıızın ilişkilerini tehlikeye atmaktadır