Başbaka Erdoğan'dan
17 Aralık'la ilgili en çarpıcı ifadeler Erdoğan'dan 17 Aralık'la ilgili en çarpıcı ifadelerde konuştu.
Başbakan Erdoğan yaptığı açıklamada, 17 Aralık operasyonu ile yargıya darbe yapılmak istendiğine dikkat çekerek, soruşturma kapsamında gerçekleşen sorgudaki çarpıcı ifadeleri gündeme taşıdı. Başbakan Erdoğan Dolmabahçe'de gazeteciler ve yazarlarla yaptığı buluşma öncesi açıklama yaptı. Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
YENİ TÜRKİYE MENFAATÇİLERİN KABUSU OLDU
Türkiye'nni istikrar ve huzur içerisinde büyümesi kimi rahatsız ediyorsa bu süreci durdurmak için harekete geçtiler. Dışarıda ve içerideki bazı güçler çıkarları kesildiği için Türkiye'yi adeta hedef aldılar. Yeni Türkiye milletin yararına bir Türkiye olurken eski Türkiye'den menfaat sağlayanların ise kabusu oldu.
BİR ÇOK KOMPLOYA MARUZ KALDIK
AK Parti'nin iktidara gelmesi ile milli iradenin güçlenmesi için 11 yıl boyunca büyük mücadele verdik. Biz Cumhuriyet tarihinin en cesur adımlarını attık. Verdiğimiz vaatlerin altını doldurmaya gayret ettik ve çok sayıda reform yaptık. Süreci durdurmaya yönelik çok sayıda komploya maruz kaldık amma bunların hiçbiri bizi yolumuzdan etmedi edemeyecek de. Biz asla vazgeçmeyeceğiz. 30 Mart seçimleri öncesinde bir kez daha reformların gücünü kırmaya yönelik operasyonlar olduğundan hiç şüphemiz yok.
KUŞ KATLİAMI YAPILMAYA ÇALIŞILDI
Yolsuzluk kisvesi altında yapılan operasyonlarla bir taşla iki kuş vurmak değil kuş katliamı yapılmaya çalışılmıştır. Bu operasyona konulan isim de çok manidardır. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu denilerek algıda adeta yer edindirildi. Bunun aka bininde bir çok gizli belge sızdırıldı. Sabah operasyon yapıldı, akşam ise infaz edilmeye çalışıldı.
ÇOK ÇARPICI İFADELER
Bir savcı zanlı olarak çağırdığı kişiye ''2 dk süren var anlat ve çık'' demiş. Böyle bir yargılama olabilir mi? , yine bu sorguda ''Efendilerinizin bundan haberi var gelsin sizi kurtarsın'' şeklinde ifadeler kullanılmıştır. Bunlar çok yakın zamanda ortaya çıkacaktır.
ÜLKE BÜNYESİNE YAPILMIŞ BİR SUİKASTDİR
Şurası çok ilginç... Böyle bir operasyonda öncelikle Yargı mensuplarının hukuka uymalıdır. Hedef yolsuzluk operasyonu değil hedef milli irade operasyonudur. Ülkemin büyümesine yönelik bir suikast vardır. Bir çok büyük yatırımcı haklarında dosya açılmak suretiyle henüz işlemler başlamamışken medyaya verilen bilgiler yüzünden lekelenmiştir. Şimdi bu insanlar bu dev yatırımlarla ilgili krediler noktasında nasıl kredi alabilecekler. Bu yatırımlar ne olacak bu bir suikast değirmidir. Yıllık 100 milyon kapasiteli 3. Havalimanın ihalesini alan firmaların adını verdiler, aynı şeyler 3. Köprü içinde geçerli. Muhalefetin yapamadığını bunlar yaptı.
DAHA BÜYÜK SALDIRININ FARKINA VARDIK
Biz yolsuzluk itam ve iddialarını tabiki de ciddiye aldık ama bunun ötesinde bunların kılıf olduğunu ve daha büyük saldırı ile karşı karşıya olduğumuzun farkına vardık ve gerekli tedbirlerimizi aldık.
YARGIYA DARBE YAPILMAK İSTENDİ
Savcının açıklamasının ardından HSYK'nın açıklaması tehdidin boyutunu gözler önüne serdi. Türkiye'de bir yargı darbesi yapılmak istendi. Egemenlik milletten alınıp yargıya verilemeye çalışıldı. Biz buna karşı mücadele ettik ve etmeye de devam edeceğiz.
SANDIK DIŞINDA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ
Sandık dışında bir gücün hükümet değiştirmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu operasyon erken ortaya çıktı biz bu operasyonu da Allah'ın izni ile atlatacağız.
Süzer Grubu Kent bank Davasında Haklı Bulundu
Sabah Gazetesi yazarı Sevilay Yükselir, operasyonların başladığı 17 Aralık günü Pensilvanya'da Fethullah Gülen'le özel olarak görüşen o ismi açıkladı!
Öyle olsaydı eğer 17 Aralık operasyonunun yapıldığı gün operasyonun baş mimarı olan Fethullah Gülen'in misafiri bu ülkenin imardaki en büyük usulsüzlüğü olarak tarihe geçen Gökkafes'in sahibi bir adam olmazdı! Evet değerli okurlarım yanlış okumadınız. 17 Aralık günü Türkiye korkunç bir siyasi ve ekonomik krizle karşı karşıya kaldığı saatlerde Pensilvanya önemli bir misafiri ağırlıyordu. Batık bankacı Mustafa Süzer'i. Şimdi sanacaklar ki bu bilgi bana istihbarat kuruluşlarından servis edildi. Hemen söyleyeyim bilgi bana bizzat o gün orada olan ve Süzer'in ziyaretine tanıklık eden kişi tarafından aktarıldı.
Sakın yalanlamaya kalkmasınlar çünkü bu vatansever kaynağım yazmış olduklarımın yalanlanması halinde canlı yayına çıkıp her şeyi belgesiyle anlatmaya hazır. Adı şimdilik bende saklı kaynağım 17 Aralık günü Gülen cemaatinin çiftliğinde yaşadıklarını, gördüklerini şöyle anlatıyor; "O gün hem Hoca efendi ile tanışmak, hem de Bam Teli sohbetine katılmak için bir grup arkadaşımla çiftliğe gitmiştim. Ancak ikindi namazından sonra Hocaefendi'nin Türkiye'den gelen mühim bir misafiri olduğu ve üst kattaki odasının boşaltılması gerektiği, misafiriyle o odada baş başa görüşeceği ve bu sebeple de mutat sohbetinin iptal olduğu söylendi.
Tabii kilometrelerce yolu tepmiş gelmiş onlarca insanla sohbet yapmayı iptal ettirecek kadar önemli olan bu misafirin kimliğini ister istemez hepimiz merak eder olduk. Öğrendik ki o misafir Mustafa Süzer'miş. Ben tam Süzer'in kim olduğuyla ilgili hafızamı zorlarken tesadüf bu ya yanıma arabasını da kullanan yardımcısı geldi! Biraz sohbet ettik. O sohbetten sonra iyice aydınlandım. Aklıma birden Süzer'in Kent bank Davası'yla ilgili Danıştay'ın verdiği o enteresan karar geldi. Şimdi sizin aracılığınızla Hocaefendi'ye ve ona gönül verenlere sormak istiyorum: 'Eğer Süzer'in batık bankası ile ilgili verilen kararda kendisinin Hizmet'le olan iyi ilişkileri belirleyici olmuşsa ve bu karar dolayısıyla Süzer'den hizmete yapılan bir destek olmuşsa... Bu destek helal midir, haram mıdır?'"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder